Bölüm 4- Cüzdan

244 21 28
                                    

Selamun aleyküm dostlarım. Eee Allah' ın selamını verdik almamak biz aciz kullara yakışmaz değil mi? :)

Öncelikle yaklaşmakta olan Ramazan Bayramımızı kutlar, hayırlara vesile olmasını temenni ederim.

Ve lütfen , lütfen , lütfen ! Yorumlarınızı begenilerinizi esirgemeyin.

Bayram şekeri tadında bir tat bırakmak ümidiyle işte yeni bölümümüz;)

Multimedya da tahmin ettiğiniz üzere Yusuf Karal var.

İyi okumalar...

***

Herkesin,
Bir umudu vardır,
Bir savaşı,
Bir kaybedişi,
Bir acısı,
Bir yalnızlığı,
Bir hüznü...
Çünkü;
Herkesin bir gideni vardır
İçinden bir türlü uğurlayamadığı.

***

Bu adam gerçekten de fazla olmuştu. Hele bu yaptığı bardağı taşıran son damlaydı.

Bugüne kadar isteyerek ya da istemeyerek canını sıkacak çok şey yapmıştı ve artık sırf bu yüzden onu etrafında görmek istemiyordu.

Üzerindeki kıyafeti mahvettiği yetmiyormuş gibi birde iş görüşmesi için aldığı elbiseyi kullanılmayacak hale getirmişti.

Ne istiyordu ki bu adam ? Neden sürekli peşinde dolanıyordu? Çocukluk arkadaşlığı da bir yere kadardı. Artık çocuk olmadıklarını kabullenmeliydi.

" Elif özür dilerim ama isteyerek olmadı. "

Suçluluk duygusuyla başını eğerek ellerini önünde birleştirdi.

" Bide isteyerek yapmasaydın. Şu halime bak herşeyi mahvettin."

Kahve lekesini temizlemek için uğraşırken lekenin inatla çıkmadığını ve dağılarak varlığını genişlettiğini görünce öfkeyle kısılan gözlerinden bir damla yaş geldi.

Haftalardır bastırdığı duyguları bu basit kahveyle gün yüzüne çıkmıştı. Ağlamak istiyordu ama bunun için buradan uzaklaşmalıydı. Öfkesine sığınarak dik durmalı ve kimsenin kendisini yaralanmasına izin vermemeliydi.

"Kızı bi güldüremedin oğlum. Şimdi de böyle çocuk gibi dur karşısında. "

" Elif tamam hatalıyım. Bir proje vardı aklımda dalmışım. Zararını telafi edeyim."

Sözlerinin yerine ulaşmayacağını bildiği halde kendini açıklamak istedi.

" Projen Elif' i sinirlendirmekse tebrik ederim gayet başarılısın."

" Senin burada olduğunu fark etseydim yanına gelirdim belki o zaman karşılıklı kahvelerimizi yudumluyor olurduk. Belki hala şansım vardır. "

Elif'i ne kadar sinirlendirdiğini bildiğinden bir çıkar yol arıyor ,kendini affettirmek istiyordu.

" Hayır Yusuf. Çocukluk arkadaşı olman sürekli etrafımda dolanıp bana zarar verme hakkını vermiyor. Benden uzak dur."

" Ama Elif bi dakika dinler misin? Ben.. " Sözlerini tamamlayamadan Elif tarafından durdurulmuştu.

Elif' in artık söyleyecek sözü kalmamıştı. Bu adam ya gurursuzun tekiydi ya da Elif'e değer veriyordu. Birinci seçeneğin doğru olmasını tercih ederdi çünkü kimsenin arkadaşlığına ihtiyaç duymuyordu. Tekrar aynı şeyleri yaşamaktan korkuyordu.

En güvendiği ve en sevdiği insan tarafından ihanete uğramanın ne demek olduğunu biliyordu. Bir daha aynı şeyleri yaşamamak için kaçıyordu tüm ilişkilerden. Arkadaşlıktan da aşktan da...

KuyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin