Bölüm 5

382 54 0
                                    

Siktir.

Bu kadar geç bir saatte kapımda ne işi vardı bu adamın?Üstelik, kapının önünde beklediğimi nasıl anlamıştı?

Bunları düşünürken, henüz ses bile çıkarmamıştım.

Midem bulanmaya başladı. İçimde, bir türlü engel olamadığım o berbat korku beni soğuk soğuk terletiyor ve mahvediyordu.

Başım hafiften dönüyordu ve bu bana birazdan düşecekmişim gibi hissettiriyordu.

Derin derin nefes alıp vermeye başladım. Sakinleşmek zorundaydım çünkü kapıyı titreyerek açmak istemiyordum.
Korktuğumu göstererek ona cesaret verecektim ve bu yapmayı isteyeceğim son şeylerdendi.

"Jennie, burada bekleyecek miyim?"

Kalın ve itici sesi beni kendime getirmeye yetti.

Buz gibi soğuk elimi kapı kulbuna uzattım, titreyen elimle kulbu kavradım ve çevirmeden önce derin bir nefes daha aldım.

Kulbu çevirip kapıyı araladığımda Dori gülerek suratıma baktı.

Bu içimdeki büyük ateşi harlasada, ona belli etmemeye çalıştım ve gülümsedim.
Buna gülümseme denirse tabii. Bana kalırsa o, korkudan gerilmiş bir surat görüyordu karşısında.

"Ee, beni içeri davet etmeyecek misin?"

Kapı, sadece benim dışarıya bakabileceğim kadar açıktı. Bu, onu içeri almak istemediğimi rahatça belli ediyordu ancak o anlamak istemiyor gibiydi.

Başka çarem kalmamıştı.
Kapıyı onun girebileceği kadar açtım ve kenara çekildim.

Odaya adım attığında etrafa kısaca göz attı ve tekrardan konuşmaya başladı.

"Sevmiş olmalısın, Lisa bu odayı senin için özenle hazırladı."

Duyduğum şeyle sırıtmam bir oldu.
Demek ki odayı Lisa hazırlamıştı.
Üstelik, benim için.

Odada ilerlemeye devam eden Dori, koltuğun yanında durdu ve masadaki plaklardan birini eline aldı. Konuşmaya devam ederken bir yerden de plağı, plak çalara yerleştiriyordu.

"Zevkli biridir."

Bunu anlamak zor değildi. O gerçekten zevkli biriydi. Bu da, onlarca kusursuz özelliğinden biri olmalıydı.

Odanın kasvetli havasını biraz olsun azaltan müzikle beraber, Dori yatağıma doğru adımlamaya başladı.

Yatağımın ucunda durduktan sonra çarşafı düzeltti ve fazlasıyla yayılarak düzelttiği yere oturdu.

Müzikle beraber ritim tutan başı, nakarat kısmında bana döndü.

Göz temasını kesmeden hemen yanındaki elini, yatağa iki kere yavaşça vurdu. Bu arabadakiyle aynıydı, yanıma otur demekti.
Bir daha aynı hatayı yapamazdım, çünkü sonucu aynı olurdu.
Ve ben bundan delicesine korkuyordum.

Kalp atışlarımı duyabiliyordum.
Onun, bu sesi duymamasını umarak bir adım geriye gittim ve başımı yere eğdim.
Madem ona hiçbir şey söyleyemeyecek kadar korkuyordum, o zaman davranışlarımla ondan rahatsız olduğumu göstermem gerekiyordu.

Bana gözünü ayırmadan bakan ifadesiz surat, dudaklarının yukarı kıvrılmasıyla az da olsa anlam kazanmıştı.

"Korkma benden Jennie, yanıma gel ve sakinleş."

heaven and back [jenlisa]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin