Bölüm 8

331 52 0
                                    

Gece boyu uyumadım.

Bu benim için sorun değildi ancak Lisa, bunu oldukça büyük bir sorun haline getirdi ve uyumam için saatlerce ısrar etti.

Reddetmemin bir işe yaramadığını fark ettiğimde, onu ikna etmeye çalıştım.
Bu gerçekten zordu, bu yüzden odadaki kanepede uyuyor numarası yapmam bile gerekti.

Neyse ki, en sonunda bana inandı ve kendisi de gözlerini kapadı. Kısa süre içinde uyumuştu, bedeni oldukça fazla yorulduğu için bu normaldi.

O uyur uyumaz kanepeden kalktım ve yatağının yanındaki tek kişilik koltuğa oturdum. Ondan bir an olsun gözlerimi ayırmak istemiyordum, bir şeye ihtiyacı olursa bana söyleyeceğini bilmeliydi, seve seve yapardım.

Bir eli hâlâ yataktan dışarı sarkıyordu.
Isıtmak istercesine ellerimin arasına aldığım elini sabaha kadar bırakmadım.

Bir anlığına dahi olsa yalnız hissetmesini istemiyordum.

*

Sabahın ilk ışıklarıyla hareketlenen bedenini izledim. Biraz gerindikten sonra, henüz açmadığı gözlerini kısarak gülümsedi.

Umarım her uyanışını izleyebilirim Lalisa.

"Uyandığında sevindim uykucu, acıktın mı?"

Başını onaylar biçimde salladı ve yatakta benim olduğum tarafa döndü.

Gözlerini sonunda açabilmişti. Simsiyah gözlerine bakmayı o kadar özlemiştim ki bunu tahmin bile edemezdi. Bakışlarında hiçbir şey eksilmemişti, hâlâ içimi alevlendiriyor ve kalbimi göğsümden çıkacakmışcasına hızlandırıyordu.

Bende bıraktığı etkinin farkındaymış gibi bir ifade vardı yüzünde. Mutlu ve hâlinden memnun görünüyordu.

Gözleri, hâlâ birbirine kenetli olan ellerimize kaydığında gülümsemesi genişledi.

"Yemeği boş ver, böyle kalalım."

Elimin terlediğini hissedebiliyordum. Gece boyu elini tutmuştum ancak bu kadar heyecanlanmamıştım, şimdi ne oluyordu bana? Kalbim neden böyle atıyordu?

Böyle kalalım dedi, doğru duydum öyle değil mi? Evet kesinlikle doğru duydum. Elini bırakmamı istemiyordu.

Yüzümdeki şaşkınlık onu güldürmüştü.
Güzel sesi odaya yayıldığında karnımdaki kasılma hafifledi ve biraz olsun kendime gelebildim.

Tanrım, bu kadınla bir şekilde hayatlarımızı kesiştirdiğin için sana binlerce kez teşekkür ederim.

Ne kadar istemesemde ellerimizi ayırmak zorundaydım.

"Lisa, yemek yemeli ve çabucak iyileşmelisin."

Söylediğim şeyle beraber yüzündeki gülümseme soldu ve ben kendime yüzlerce kez lanet ettim.

"Sonra yiyemez miyim?"

Sesi biraz öncekine göre durgun çıkıyordu, morali bozulmuştu.

"Söz veriyorum çabuk döneceğim."

Ellerimizi yavaşça ayırırken söylediğim şeyle beraber hızlıca odadan çıktım ve yiyecek bir şeyler almak için dışarı çıktım.

Ona hastane yemeği yedirmek istemiyordum çünkü bayan Jisoo her zaman berbat olduklarını söylerdi.

*

heaven and back [jenlisa]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin