cp.9 "doğu tepesi"

105 27 20
                                    

OMGGG ben geldim!! arayi acmadan bi bolum daha atayim dedim

yazana kadar canim cikti lutfen yorum yapin..

bolum sarkisi gemini-know me acin dinleyin, dinlettirin bu ficin ana damar sarkisi diye dusunuyorum

bi de eklentiye ekliyorum ama bolumu yayimladigim zaman siliniyor, bilmiyorum niye??

sonraki bolum gorusuruz

iyi okumalar

cp.9 "doğu tepesi"

"Son zamanlarda oldukça tuhaf davranıyorsun."

Jisung, oturduğu yerde gerinerek konuştuğunda okulun kafesinde karşılıklı oturuyorlardı. Felix birkaç gündür oldukça sessizdi. Chan'a yaklaşmıyordu. Ortak dersleri dahil olmak üzere gördüğü yerde ya yönünü çeviriyordu ya da görmezden geliyordu.

Chan'da ondan farklı değildi. Bütün fakülte birlikte olmalarını konuşsa da ikili arasındaki bu uzaklık dikkatleri daha çok üzerlerine çekiyordu.

"Ne gibi?" Felix, sıcak içeceğini yudumlarken sormuştu. Gözleri Jisung'un üzerindeydi. Kaşları havalanmış, bir anda değiştirdiği konu hoşuna gitmemişti.

Jisung işine karışan bir çocuk değildi. Çok sık düşüncelerini dile getirmez ya da Felix'i yargılamazdı. En kötü gününde bile ağzını açtığı, yorum yaptığı görülmemişti. Şimdi ise yerinde kıpırdanıp gözlerini etrafta gezdirirken konuşmak istediği çok net anlaşılıyordu.

"Mesela güneş kremi." dedi Jisung. "Daha önce birini önemsediğini hiç görmedim. Yanlış anlama ama içtiğin gece bile onunla gitmen çok garibime gitmişti."

Felix arkasına yaslanıp yeşil gözlerini Jisung'a çevirdi. Jisung gözlerinde gördüğü öfkeyle kafasını kaşıdı. "Kusura bakma." dedi. "Burnumu sokmaya çalışmıyorum. Sadece doğduğumuz günden beri birlikteyiz ve seni ilk defa bu şekilde görüyorum. Her şey yolunda mı, merak ediyorum."

"Beni ne zamandan beri önemsiyorsun?" Ses tonu soğuktu. "Bana ne zaman kötü bir şey olduğunu gördün?" Felix önündeki karton bardağı parmakları arasında çevirdi. "Bizim seninle ne gibi bir ilişkimiz olduğunu düşünüyorsun? Senin etrafında arkadaşın çok Jisung." dedi mesafeli bir şekilde. "Ya da arkadaşın sandığın insan çok." diyerek devam etti. "İki güzel söze inanan, sırtın sıvazlanınca güvenen bir çocuksun. Ben, sen değilim. Ben böyle şeylere kanan, saf bir insan da değilim. Beni düşünmene gerek yok. Sadece, yıllardır olduğu gibi sana hiçbir zaman zarar vermeyeceğim."

"Bu sözleri söylediğin zaman beni kırmadığını düşünüyorsun öyle değil mi?" Jisung hafifçe gülüp yerinde doğruldu. "Dürüst olduğunda, yalan söylemediğinde karşındakine zarar vermediğini düşünüyorsun."

"Sana dürüst oluyorum çünkü, etrafında dürüst olan tek bir kişi yok." Jisung, onun neyi ima ettiğini biliyordu. Etraftaki insanlar kendi hallerinde olsa da lafı açmamıştı. Felix, itiraf etmese de Jisung'u önemsiyordu. Sadece yanında olan tek insan olmasından bile belliydi. Çevresinde ona yaklaşmaya çalışan çok kişi görmüştü. Sarışın her seferinde elinin tersiyle itmişti. Kimseyi istememişti.

"Seni her zaman önemsedim." dedi Jisung. "Ailemizden dolayı arkadaş gibi davrandığımızın farkındayım. Karakterlerimiz çok zıt, biliyorum. Sana bazen öylesine gıcık oluyorum ki, seni dövmek istiyorum. Her zaman aramızda bir mesafe olsun, işine karışmayayım istedin. İstediğin gibi davrandım fakat bu son zamanlarını düşündükçe, gözlerimle gördükçe sence de bana açılmanın vakti artık gelmedi mi?"

heartburnHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin