2

678 55 57
                                    


Chan arada sırada tutan karın ağrısına rağmen kafedeki işine ara vermemeye çalışıyordu. Görevi bütün masaları silip buradan gitmekti. Çünkü gecenin bir yarısı olmuştu. Açıkçası oldukça fazla korkuyordu. Ama yine de hızla atan kalbine kulak asmamaya çalışıyordu.

Chan, yetimhanede büyümüştü. Kimsesi yoktu. Aslında vardı ama orada da üvey annesi tarafından evden kovulmuştu. 18 yaşını da geçtiği için geri dönememişti. Ayrıca yapmadığı bir şey için özür dileyecek değildi.

Kadın onu 13 yaşında evlat edindikten bir sene sonra evlenmişti. O sırada mutlu bir aileydiler. Chan okula gidiyor, güzel notlar getiriyor ve müzik öğretmeni tarafından övülüyordu. Kendisi kabul etmese bile müzik dehasıydı.

Mutlu aile olmaları Chan tam olarak 18 yaşına geldiğinde babası ona çok güzel koktuğunu söyleyip köşeye sıkıştırdığında olmuştu. Üvey annesi başta adama inanmasa da Chan'dan aldığı değişik koku yüzünden kocasını baştan çıkarmakla suçlamıştı.

Oysa Chan kimseyi baştan çıkarmaya çalışmamıştı. Chan derin bir nefes aldı. Bugün yorucu bir gün olmuştu. Bu yüzden bunları düşünmesi iyi değildi. Henüz 19 yaşında olan bir genç için fazla yalnız olması onun suçu değildi.

İki ailesi tarafından da reddedilmişti...

Dudaklarını ısırdıktan sonra ağlamayacağını kendi kendine tekrarlayıp son masayı silmeye başladı. Zihni bazen o kadar dayanılmaz oluyordu ki. Kendisini tutamıyordu. Göz açıp kapayıncaya kadar zihninde kaybolmuş oluyordu.

Kötü bir huy olsa da bastıramadığı bir şeydi. Sonuçta kendisini değiştiremezdi. Chan yine daldığını hissettiğinde kafasını şiddetle sağa sola salladı. Acilen kendisine gelmesi gerekiyordu. Bezi eline alıp tezgaha ilerlediğinde izlendiği hissine kapılmaya başlamıştı.

Tüyleri ürperdiğinde boynunu kaşıyıp üstünü değiştirmeye arka tarafa geçti. Onu izleyen kimse yoktu. Sadece hayal kuruyordu. Kim neden onu izlesindi ki? Beş parası olmayan fakir ve yalnız bir gençti. Oldukça tuhaf biriydi.

Üstündeki beyaz gömleğin düğmelerini açtığında sıska vücuduna baktı. İyi beslenemediği için karın kasları erimeye başlamıştı. Yaptığı tüm sağlıklı sporlar boşuna gidiyordu. Hepsi lanet olası adam yüzündendi. O güzel kokmuyordu. 

O gün eve futboldan gelmişti, terli ve çamurla kaplıydı. Güzel koktuğu koca bir yalandı.

Belki de ondan bıkmışlardır.

"Yine... Chan." Kendi kendine söylendikten sonra eskimiş spor çantasını omzuna astığı gibi dışarı çıktı. Üstündekiler de pek yeni olmadığı için herhangi bir sorun yoktu. Boy aynasında kendine baktığında güzel göründüğünü düşündü.

Olması gereken gibi...

Kafasındaki yabancı sese kaşlarını çattıktan sonra görüntüsüne bakmaya devam etti. Uzamış sarı saçlarını geçen sefer keserken uzamış bir perçem bırakmıştı. Onu da kısaca örüp deriden tokasıyla bağlamıştı. Buklelerini karıştırdıktan sonra dükkanı kilitleyip dışarı çıktı.

Evi küçük bir stüdyo daireydi. Yaşlı bir kadın ona güvenip evini kiraya vermişti. O yüzden Chan gece gündüz çalışıp kirayı geciktirmeden ödüyordu. Chan yolun tenha kısmına döndüğünde kalbi kulaklarında atıyordu. Günün en sevmediği saati gece tek başına olduğu zamandı.

Şu anda olduğu gibi...

Yutkunduktan sonra ilerlemeye devam ederken sinsi adım sesleri aniden durmasına sebep olmuştu. Tüy kadar hafif olsalar da kulakları bunu işitmişti. Chan korkudan titremesine engel olamazken daha da hızlandı.

Kendindeki tuhaflıkların her zaman farkındaydı. Olağandışı şekilde atletik olması, hızlı koşabilmesi, görüşünün iyi olması ve daha birçok şey... Arkasına dönmeden ilerlemeye deva ederken sert ellere sahip biri kolunu tutmuştu.

Chan ağzından çıkan küçük çığlığa engel olamadı.

Kolunu tutan kişi onu tuğladan yapılma sert duvara ittiğinde dengesini sağlayamayarak yere yapışmıştı. Kolunun çizildiğini hissettiğinde kendisinden yaşça büyük görünen adamın pis gülüşü kanını dondurmuştu. Bitmişti. Her şey buraya kadardı.

"Neden bu kadar güzel kokuyorsun çocuk?"

"Ben güzel kokmuyorum. Neyden bahsediyorsunuz? Bırakın yoluma gideyim."

Adam koluna uzandığında duvara sinmişti. Aklındaki bütün korunma dersleri alarm yüzünden uçup gitmişti. Göğsü nefes alıp vermekten o kadar fazla hızlı hareket ediyordu ki Chan bir an sonra öleceğinden emindi.

Ama yine de bir şey oldu. Chan hayvan sesine benzeyen hırıltılar duyduğunda biri adamın üstüne atlamış onu ileri savurmuştu. Bu... Bu bir kurttu? Hem de devasa bir kurt. Chan olduğu yerden kalkıp gerilerken rengini seçemediği kurdun adamı parçalara ayırmasını izledi.

"N-ne?"

Bir bedene çarptığında korkup arkasını döndüğünde kendisine bakan şefkatli gözler korkmasına engel değildi. Kaçmak için etrafına baktığında birkaç kişi olduğunu gördü. Köşeye sıkışmıştı. "Hey sakin ol sana bir şey yapmayacağız."

Chan başının döndüğünü hissettiğinde dengesini kaybetmişti. Daha sonrası tam olarak karanlıktı.

chan'in saç stili

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

chan'in saç stili

𝐰𝐢𝐧𝐭𝐞𝐫 𝐟𝐚𝐥𝐥𝐬, 𝘤𝘩𝘢𝘯 𝘹 𝘴𝘬𝘻Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin