İyi okumalarAlperen'in anlatımıyla
"A-alperen Bey, Eylül Hanım'ın ufak bi işi çıktı size ben yardımcı olacakmışım." diyerek sertçe yutkundu, gözleri bacaklarımda geziyordu galiba beğendi.
"Ah şey o zaman söylesene sence bu yakıştı mı?" cümle hafif inlemeli gibimsi başlamıştım. Gözlerini sonunda gözüme dikti ve tekrardan yutkundu. Acaba ne kadar ateşli gözüktüğünün farkında mı?
"Bence oldukça güzel olmuş lakin eğer bunu dışarıda giyerseniz hapise girmek zorunda kalırım." Ay meleğim anlaşılan bayağı etkilenmiş. Eheheh ben de Alperensem bu yönü kullanmayı bilirim.
"Ben bunu çıkartayım o zaman. Oh Emirhan rica etsem fermuarı benim için açar mısın?" Boynundan akan ter ve pantolonunda oluşan hafif şişlik aklında geçenleri tahmin etmeme sebep oluyor.
"Peki efendim." Diyerek kabinin içine girdi ardından kapıyı kapattı ve kilitledi. VE KİLİTLEDİ NİYE KİLİTLEDİ Kİ SİKMESE BARİ ya da siksin canım en fazla ne olur ki?
Ellerini belime koydu, beni kendine yaklaştırdı. Farkında mı ona bu kadar yakınken karnımda oluşan kelebeklerden?
Eli fermuarıma gitti ve açtı. Hareket ettiğim takdirde etek büyük ihtimalle düşecekti, e o zaman hareket edeyim. Arkamı Emirhan'a önümü aynaya dönmüştüm ve etek yerdeydi. Şimdi iç çamaşırım ile karşısındaydım. Beni daha önce hiç böyle görmemişti her şeyin bir ilki olurmuş. Aynadan ona baktığımda onun kararmış gözlerinin popoma baktığını gördüm. Tıpkı aç bi aslanın lezzetli bir ete baktığı gibi bakıyordu.
"Emirhan sence kilo mu aldım?" hayır almadım ama olsun. Gözlerini yavaşta kalçamda daha sonra belimde ve arından aynadan gözlerime dikti.
"Hayır, almadın alsan da sorun olmaz her türlü mükemmelsin. Çok güzelsin, dokunmaya kıyamayacağım kadar. Saklamak istiyorum seni her şeyden, herkesten..." Duyduklarım karşısında gerçekten çok farklı hissediyordum. Kalbim özgürlüğünü ilan etmiş bir şekilde atıyordu.
"Mesela bu küçük kalbin sadece benim için atsa, sadece benim için podyumda yürüsen, o güzel gülüşün sadece benim için olsa." Söyledikleriyle arkama dönmüştüm kafamı kaldırıp ona baktım. Gözleri ne güzel bakıyordu bana.
"Gözlerin sadece bana baksın istiyorum, sadece benim koruyucu meleğim ol istiyorum. Ben seni seviyorum." dememle Emirhan'ın dudaklarıma yapışması bir olmuştu. Kendime geldikten sonra ona karşılık vermeye başladım. Tutkulu ve kibar bir şekilde öpüyordu sanki kırılacak bir porselenmişim gibi. Sol elimi neşesine koydum, saçlarını okşuyordum. Sırtımı kabinin duvarına doğru yasladı.
Ellerini kalçama koyup beni havaya kaldırdı, ben de bacaklarımı beline doladım. Nefes nefese dudaklarımızı ayırdık. Alnını alnıma koydu, gerçekten öyle güzel bakıyorduk kahve gözlerinde kaybolmak istiyordum. Kendini bana bastırmasıyla ağzımdan bir inleme kaçmıştı. Oldukça net bir şekilde hissediyordum onu. O çok büyüktü...
"Küçük Emirhan'ı uyandırdın." diyerek gülmüştü. Gülüşünün üstünden öptüm. Bir bana bir dudaklarıma bakarken tekrardan dudaklarıma yöneldi. Bu sefer daha farklı öpüyordu, bir yandan da beni kendine bastırıyordu. Şu saatten sonra ölsem de gam yemem. Beni dikkatlice yere indirdi ve dudaklarımdan ayrıldı.
"Alperen verdin mi?" Diye bağıran bir sesle Eylül'ün geldiğini anladık.
Bitti. Yazım hataları varsa kusura bakmayın.
@Mutlusrc balım beğendin mi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yes,My Sir (bxb)
RomanceAlperen ve Emirhan'ın hikayesi "Yalakanım bebeğim Senin için dağları deleyim"