13. Bölüm / Piknik

123 13 10
                                    

Karanlık bir yol var. Dümdüz sapmadan giden. Sonu çok uzakta. Sonuna şimdiye kadar giden çok az kişi var. Çoğu kişi yoldaki o karanlıkta kaybolur. Ne geri dönebilir ne de çıkışa ulaşabildiler.

O yol ise aşkdı. Aşk karanlık bir yol gibidir. Aşık olmazsan o karanlık yola girmek zorunda olmazsın. Eğer aşık olursan o karanlık yola girmek zorundasın. Yolda ya aşkın kırmızı karanlığına yakalanıp yolunu kaybedeceksin. Ya da o yoldan kanamalara rağmen çıkacaksın. Çıkıcak ve aşktan kurtulacaksın.

Genç adam ise şu an o yoldaydı. Daha 19 yaşındaydı. 19 yaşında olmasına rağmen kırmızı karanlığa düşmüştü ve çok kanaması vardı. Bugün yeni evlendiği eşinin söylediği şey ise onu daha çok kanatmıştı. Çok mutluydu ama kanıyordu işte, acıyordu, canını yakıyordu.

Ailesi 15 yaşında yanarak ölmüştü. Evleri yanmış ve oradan sadece kendisi kurtulmuştu. Annesi ve babası ölmüştü. 1 yıl sonra bu genç adam yani Eren, bir kızla tanıştı. Sevim onun herşeyi oldu. 16 yaşında aşık oldu. İkiside yaşıttı. Hatta Sevim bir kaç ay daha büyüktü Eren'den.

Sevim'in ailesi o evlenince evlatlıktan reddetmişlerdi. Daha yeni reşit olup hemen evlenmesine kesin olarak karşıydılar.

Evlenmelerinin 7. Ayındalardı. Çok yorulmuşlardı. İkisininde birbirlerinden başka kimseleri yoktu ve karısı 5 aylık hamileydi. İkizleri olucaktı. Eren Soykan ve Sevim Soykan'ın ikiz erkek çocukları olucaktı.

🔪

Arabada yolları izliyordum sadece. Evden çıkıp Ayaz'ın arabasına binmiştik. Ayaz ve Demir'in evi benim evime yakındı. Arabayla sanırım 10 dakika sürecekti. Arabayı Ayaz sürüyordu. O 18 yaşına gireli sanırım 6-7 ay olmuştu. Araba ise ailesinden kalma eski bir modeldi.

"Sabah 9'da uyanmış olun." Ayaz'ın söylediğiyle Demir ve ben ona bakmaya başladık. Hadi ama bu kadar olayın üstüne neden 9'da uyanıcağız?

"Balık gibi bakmayın bana. Pikniğe gideceğiz." Ben tehlike var diye gitmeyiz diye üzülüyordum birde.

"Ayaz ama güvende değilsin demiştin bana." Cümlemi bitirdiğimde araba durmuştu. Ayaz el frenini çekti ve anahtarı çevirdi. Onlar arabadan inince bende indim. Ayaz bagajdan bavulumu aldı ve üçümüz yan yana yürümeye başladık.

"Bizle birlikte olacaksın sonuçta ve hiç kimsenin olmadığı sakin bir yere gidicez. Takip edilmediğimiz sürece her hangi bir sorun olmaz." Bu haber biraz olsun beni mutlu etmişti.

"Demir anahtar var dimi sende?" Ayaz'ın sorusuyla Demir'in kaşları çatıldı. "Yoo sen alırsın diye almadım." Dediğinde Ayaz sabır diler gibi gözlerini kapattı ve elini alnına vurdu. Anlaşılan kapıda kalmıştık.

"Acaba benim evimde mi kalsak?" Dediğimde ikiside aynı anda kafalarını bana çevirdiler. "Tamam bunu demedim sayın."

"Tamam şöyle yapıyoruz sabaha kadar arabada kalıyoruz çilingir açıldığında ona gidiyoruz ve eve giriyoruz." Demir'le ikimiz kafamızı salladık. Anlaşılan bu gece düzgün bir uyku yoktu.

Ben arkaya geçtiğimde hemen ayakkabılarımı çıkarıp koltuğa uzandım. Onlarda ön tarafa geçtiler ama koltukları dik bir şekilde duruyordu. Neden yatırmıyorlarki?

"Arkaya doğru yatırsanıza koltukları." Ayaz gözleri kapalı aynı şekilde durup beni takmazken Demir arkasına dönüp bana baktı. "Arkada sıkışma diye, böyle kalsın." Derken gülümsedi. Ayaz'a baktığımda kızgınlıkla Demir'e bakıyordu anlaşılan bunu söylememesi gerekiyordu.

Beklenmeyen ÖlümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin