Beklenmeyen Ölüm

20. Bölüm / Ölüm Ve Yaşam

Eren Soykan ve Sevim Soykan. Birbirlerinin her şeyi olmuşlardı. Eren'in ailesinin yanarak ölmesiyle hayattan umudu kesmişti. Ama beklenmediği bir şey oldu. Sevim hayatına girdi. Birbirlerini çok sevdiler aşık oldular. Birbirlerine güvendiler.

Gün geldi ikiside 18 yaşlarına geldiler. Evlenmek istediler. Aşklarını ölümsüz kılmak istediler. Bu haberi ailelerine söylediler. Gerçi sadece Sevim'in ailesine söylediler çünkü Eren'in bir ailesi yoktuki. Çok mutlularda. Artık hayatlarında sadece birbirleri olucaktı.

Fakat olaylar beklediklerini gibi gelişmedi. Sevim'in ailesi karşı çıktı, o çocuğun kimsesi yok evi geçindiremez dediler. Çok gençsiniz yapamazsınız dediler. Eren ve Sevim onları dinlemediler. Evlendiler. Gizli evlendiler.

Gün geldi çattı Sevim'in ailesi evlendiklerini öğrendiler. Evde bağırış, çağırış, itiş, kakış eksik olmadı. En son Sevim'i evlatlıktan reddettikleri duymuştu Eren.

O günden sonra Sevim ailesini görmedi. Onlarda hiç aramadılar, sormadılar.

Eren garsonluk yapıyordu. Aynı şekilde Sevim'de bir iş arıyordu, en yakın zamanda çalışmaya başlıyacaktı.

Bir gün Sevim mide bulantısıyla uyandı. Başı dönüyor, kokular burnuna ağır geliyordu. Eren işteydi, oda en yakın eczaneye gitti. Aklına ilk gelen Tabiki hamile olma olasılığıydı. Eczaneden hamilelik testi alıp eve geldi. Hemen testi yaptı.

Salona geçti, stresten tırnaklarını yiyordu.

Gözünü teste çevirdiğinde iki çizgi gördü. Sevim ve Eren Soykan'ın bir çocuğu olucaktı.

O gün Sevim Eren'e hamile olduğunu söyledi. Hastaneye gittiler ve ordada test yaptırdıklarında kesinleşmişti.

Aylar sonra artık cinsiyetini öğrenmeye gitme zamanları gelmişti. O gün hastaneye gittiklerinde doktorun söylediği şey iki tane erkek çocukları olucağını söylemişti.

Gün geldi çocukları doğdu. Çok mutlularda. Evet belki aileleri yoktu ama kendileri 4 kişilik bir aile oluşturmuşlardı. Ama Eren korkuyordu. Sevim'in bu kan davasından haberi yoktu ama Eren bu durumdan çok korkuyordu.

Öldürme sırası tekrar Atılgan ailesindeydi. Ölücek kişi ise Eren'di. Sonra sıra Soykan ailesine geçicekti ve Aras Soykan veya Ayaz Soykan'dan biri Ekin Atılgan'ı öldürmek zorunda kalıcaklardı. Haliyle karısı Lale Atılgan'da ölmek zorundaydı. Ama geç kalınmıştı. Atılgan'ların Soykan ikizlerden 11 ay küçük kızları olmuştu. Ekin ve Lale Atılgan ölünce öldürme sırası Ayla Atılgan'a geçicekti. Bu katliamın hiç sonu gelmeyecekti.

Eren bir plan yaptı. İki tane canından çok sevdiği evladı vardı. İkisini ayırırsa belkide en azından biri kurtulabilir diye düşündü. Bu büyük bir riskti ama ucunda ölüm varken en azından denemekte yarar var diye düşündü Eren.

Eren Sevim'e her şeyi anlattı. Sevim başta kabullenemesede ne olursa olsun karşısında aşık olduğu adam vardı. Ona kızamazdı. Onun fikrini duyunca gözündeki yaşları tutamadı ama olması gereken oydu. Ayaz ve Aras'ı ayıracaklardı. Ayaz ve Aras 7 yaşına geldiklerinde Ayaz'ı yetimhaneye verdiler. Sadece soyadını söylediler oradaki müdüre. Adını söylemediler çünkü başka planları vardı.

Bir aile buldular. Çocukları olmayan bir aile tuttular. Onlarla bir anlaşma yaptılar. Yüklü miktarda para verdiler. Ayaz 15 yaşına geldiğinde onu evlat edinmelerini istediler. İşte Ayaz o zaman ismini öğrenecekti. Ayaz soyadını zaten biliyordu ve o günden sonra adınıda biliyordu.

Diğer bir yandan Aras 13 yaşında gözünün önünde ailesinin öldürülmesiyle çileden çıktı. Daha küçükte olsa kan davasını biliyordu. Anne ve babasını konuşurken çok kez duymuştu ve olayları bağdaştırmıştı. Zaten yaşına göre oldukça akıllı bir çocuktu Aras. Aynı Ayaz gibi.