ᴅɪ̇ʟᴀɴ ᴋɪᴢ

13. BÖLÜM

Gitti Dilan, öldü Dilan... Sevdiği, yari Ali için attı o uçurumdan kendini Dilan. Kızgın nehrin içinde kayboldu Dilan.
Bav'ı ağlayarak gezdi çarşıyı, kimse tutamadı Celil ağayı barış baygın bir şekilde ablasının odasına yatırılmış iken Feride yadesi sokak ortasında çığlık çığlığa ağlıyor " VAH KEÇ'IM VAH DİLAN'IM. ANAN NE EDECEK YAWRUM SENSİZ?" Kadınlar ise bir ananın yüreğindeki ateşi söndürmeye güçleri yetmez bir şekilde Feride kadın ile ağlayıveriyorlardı.

Barış gözlerini açtı ablasının odasında, rüya dedi... Rüya görmüştü işte ablası, canı gitmemişti. Hızla kalktı yerinden barış, koşarak avluya indi kimseyi bulamayınca kapıyı açıp boş sokaklara baktı. Yoktu kimse, yürüdü uzun uzun ki anasının çığlığı ile duruverdi yerinde. Barış yerine oturarak hıçkırıklarını saldı, ablası gitmişti ablası. Hızla ayağa kalktı barış oğlan, koşarak yollardan geçti Esker arabasının önünde oturmuş ağlayan babasının yanına koşup gömleğine yapıştı.

" Sen katilsin sen! Sen aldın ablamın canını. Bundan sonra bende yokum celil ağa bende yokum, dövdün ablamı kurtaramadım elinden zorla verdin Hazar Ağabeye de zorla verdin. Benim ablam sana ne etti de sen ablama bunu ettin katil." Barış küçücük bedeni ile bav'ına vuruyor ve aleme rezil ediyordu.
Murat sırtındaki çanta ile göründü köyün girişinde, barış yalın ayak yanına yürümeye başladı murat onun bu haline kaşlarını çattı. Ne olmuştu bu ufak adama diye düşündü.

" Ne oldu aslanım, nedir bu halin?" Barış'ın ayakta duramadığını anlayan murat hızla kucağına alıp köşedeki taşa oturdu. Ali o olaydan çok şükür sağ çıkmıştı ve şehre anasının yanına yollanmıştı, baygın olduğu için itiraz edememişti Ali onlara, Murat ise bu hayırlı haber ile görev yerine dönerken Dilan'ın düğününün kurulduğunu görmüştü. Ah çekerek gelmişti bu meydana ama gördükleri şaşmasına sebep olmuştu, Dilan'ın bav'ı celil hıçkırıkları ile ağlarken ağalar da köşede başları önlerinde eğik dertleniyorlardı.

" Ali abim şehit düşmüş ya ağabey?" Murat tebessüm edip barış'ın yanağını öptü. " Yok ağabeyim Allah'a şükür sağ çıktı, az önce tedavisi için şehre indirdiler." Barış kocaman açılan gözleri ile ağlamaya başladı. " Ağabey ben ne edem ağabey? Dilan ablam üzerindeki gelinlik içinde öğrendi şehit haberini, attı uçurumdan kendini. Öldü diyorlar ağabey öldü, cesedi bile yok ortada ağabey Yok! Benim ablam yok ağabey!" Murat korku içinde kucağında kriz geçiren minik bedene baktı, nasıl ölürdü Dilan, Nasıl?

Hızla ayağa kalktı Murat, celil ağa kriz geçiren barış'ın başında ağlamaya başlamıştı bu defa. " Aslanım kendine gel, hadi ağabeyim." Murat koşarak yakındaki sağlık evine koştu, yoldaki kadınlar korkarak titreyen barış'a baktılar, Feride oğlunu da o halde görünce feryat ederek eskerin ardından koştu. " Barış'ım oğlum." Köy bu ailenin içine düşen ateşe acıyla bakıyordu, ne olmuştu bu aileye. Peki ya Dilan nasıl kıyardı canına?

Barış'ı sedyeye uzandıran murat gözündeki yaş ile bakıyordu ona, doktor hanım elindeki iğneyi barış'a batırırken ağlamaya başlayan Murat'a üzgün bir şekilde baktı. Köyde dönen olayları duymuştu ama aklı almamıştı.
Feride sağlık evinin önünde düşünce celil koluna girmişti, Feride hızla ayağa kalkıp tokat attı celil ağaya. " Artık ben yokum ağa, Allah katında boşa beni yoksa katilin olurum haberin ola? Kalmam senin yanında da ocağında da, evladımı da alıp gideceğim aha köyünden haberin ola." Diyerek hızla içeri girdi.

Celil kaldırıma çöküp hıçkırıkları ile ağlamaya başladı, kendine bile verdiği sözü tutamayan bir adam olduğunu söyleyerek başını ellerinin arasına alıp dualar etmeye başladı, Hazar ise Dilan'ın adına üzülmüş bir şekilde daldığı yerden Allah'tan onun için merhamet etmesini diliyordu. Ailesi ne derse dinlememiş Dilan hakkında tek bir kötü düşünceye sahip olmamıştı.

Barış uzandığı yerden boş boş duvara bakıyordu, anası elini tutmuş ağlıyordu doktor hanım ve Murat ise durum hakkında konuşuyorlardı. " Bu kadar ufak bir çocuğun böyle bir şeye maruz kalması çok kötü bir durum asker bey, barış geçirdiği bu kriz ardından depresyona girebilir hatta daha kötü sonuçlar alabilir." Murat yavaşça başını sallayarak düşüncelere daldı. " Ne önerirsiniz doktor hanım?"
Doktor hanım hüzünle nefes alıp önlüğünü düzeltti.

" Psikiyatri uzmanı ile birlikte tedavi görmesi daha iyi olur, ablasının gözü önünde intiharı onun için fazla." Murat stresle yüzünü ovalayarak etrafa baktı, buradaki görevinin bitmesine az kalmıştı ve Ali onu bekliyordu.

" Peki doktor hanım, çok sağolun." Başını sallayarak tebessüm etti " Ben buraya kısa süreliğine geldim, İstanbul'da bir arkadaşım var. Size klinik ismini ve numaramı bırakayım siz isterseniz oraya gelin." İstanbul ha dedi Murat, bu küçücük köy çok görmüştü şimdi ise İstanbul'a giderek nasıl bakacaktı kardeşinin yüzüne?

" Peki doktor hanım, sağolun." Diyerek Barış'ın yanına geçti, barış düz bakışları ile tavana bakarken anası şişik gözleri ile oğluna bakıyordu.
" Hanım ablam, bana bir bakar mısın?" Feride kadın yaşlı gözlerle Murat'a baktı, yavaşça ayağa kalkarak dışarı çıktı doktor hanım barış'ın başına geçerek arkalarından baktı.

Murat stresle şakaklarını ovarak yanına gelen Feride kadına baktı. " Barış... Dilan bacımın intiharını gördüğü için kendinde değil, tedavi görmesi lazım." Feride kadın yavaşça salladı başını, gidecekti zaten bu diyardan. " Ben gideceğim buradan oğul, kalamam artık bu memlekette. Kızımın mezar olarak seçtiği yerde nefes alamam, birikmiş param var alıp Barış'ımı da alıp bu yeri terk edecem." Murat sesi Kısılan kadına hüzünle baktı. " Ali yaşıyor Feride ana, yaralı olduğu için şehire indirdiler. Dilan bacımın olmadığını, onun emanetine sahip çıkmadığımı nasıl derim bilmiyorum." Feride kadın olduğu yerde Murat'ın kucağına düştü, ağlayarak dualar ediyordu." Ayyy kızım, yaralı yavrum gitti yavrum gitti oğlum. Ne yapacağım ben Esker ne edecem?"

Murat'ın da ağlamaya başlaması ile doktor hanım pencereden dolu gözlerle izledi onları. Bir aile paramparça olmuş, bir sevda hiç olmuştu.

Barış ise anasının çığlığı ile baktığı duvara yaşlı gözleri ile baktı, aldığı sakinleştirici yüzünden hareket edemiyordu.

🌸

Bölüm nasıldı?