1. Bölüm

396 18 1
                                    

Mardin sokakları her zaman olduğundan daha fazla kalabalıktı, tüm ağalar kahvehanede oturmuş ellerindeki tesbihleri sallayarak çarşıya giren araçlara dikkatle bakmaya başladılar.

Türk askerleri sırtlarında ki koca silahlar ile teker teker inerek çarşıya göz gezdirdiler. Komuntanları Ahmet kahvede oturan adamlara yaklaşıp elini kaldırarak selam verdi.

- Selamün aleyküm ağalar.

En büyük ağa bıyığını düzeltip askerî derince süzüp

- Selam eleykum, esker

Ahmet komuntan anlındaki terleri silerek

- Dağlara çıkmak yasaklandı bir süre, terör dağılmaya başladı. Köye inen şüpheli tipleri bize bildirin.

Ağa ayağa kalkıp

- Esker, sen ne dediğini bilirsin demı? Ben Berzan ağa, nerede görülmüş Kürtler ile eskerlerın iş yaptığı. Rabbe şükür ola gücümüz kuvvetimiz yerindedir. Kimseye papuç bırakmayız.

Ahmet komuntan sinirle karşısındaki ağaya bakıp.

- Benim umurumda olan o küçük çocuklar ağa. Karılarınız, kızlarınız, o itler saldırsa senin tırmığın yeter mi?
Haftanın her günü askerlerim denetime gelecek. Ve sizde tartışma çıkarmayacaksınız. Gel min? ( anlıyor musunuz?)

Ağalar sinirle komuntanın arkasından bakar iken onlar heybetle araçlarına binerek yol almışlar dı.

- Dilan keçe sen ekmekleri pişir şerifeye götür hele.

Dilan tandıra yapıştırdığı son hamur ile doğrulup yadesine baktı.

- Tamam yade, bitti sayılır. Sen ne ediyorsun?

Anası sır verir gibi dilan'a yaklaşıp

- Geçen gün eskerler inmiş köye, her hafta gezeceklermiş köyde. Ağalar sinirle geziniveriyorlar köyde, hengame çıkarsa kan dökülür. Ne eskerler sever bizi ne de biz onları bilmez misin. Karşı komşuya gidicem bakam da eskerlerin derdi nedir.

Dilan bir türlü anlam veremez di bu düşmanlığa, aynı toprağın insanları değiller miydi? Aynı dinin insanları, neydi türkü, Kürtü ayıran şey?

- Yade aklım almaz benim, eskerler bize ne etti ki? Ya da biz eskerlere ne ettik de bu düşmanlık var?

Anası hızla Dilan'ı susturup.

- Sus keçe, duymasın baban bilmez misin nasıl kinlidir. Eli kalkarsa indirmek zor olur, hadi bitir de dikkatle gediver. Amman ha çarşı yolundan geçerken eskerlere bakma ha.

Dilan başını sallayarak işine döndü.
Yarım saatlik işinin sonunda beze sardığı ekmekleri Şerife ye götürmeye başladı.

Çarşıda hızla yürüyerek erkekler ile göz göze gelmemeye çalışıyor du, annesi derdi hep ayıptır bir erkeğe dikkatle bakmak.

Çarptığı beden ile elindeki bez yere düştü, Dilan karşında ki kişiye bakmadan hızla ekmeği alarak başını kaldırmadan özür dilemeye başladı.

- Bibore görmedim seni.

Adam karşısında boynunu bükmüş kıza baka kaldı. Gözlerini henüz görmemişti, ama konuşma tarzı Kürt olduğunu açıklıyor du.

- Sorun değil, sen kusuruma bakmayasın.

Dilan ilk defa duyduğu ses ile başını az kaldırıp üzerindeki kara gözlere baktı.
Üzerindeki üniformayı görmesi ile içine telaş girdi. Ya biri görüp ağasına deseydi, ne ederdi?

ᴅɪ̇ʟᴀɴ ᴋɪᴢ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin