3 günün acısı ile yanıyordu Dilan, daha dün düğün için alışveriş yapmışlardı anası ve Hazar gilin anası ve bacıları ile.
Şimdi ise Dilan odasında boş boş oturmuş teyipten çıkan türküyü dinliyordu, geçenlerde kendisine Ali diyen kardeşini susturmuş olsa da Barış Ali'nin göreve gideceğini söylemişti. Ağladı Dilan, hayatı boyunca hiç ağlamadığı kadar ağlamıştı.Şükür dedi Dilan, bunda bile bir hayır vardır diye geçirdi içinden sonra Ali'si için dua etti, Allah onu ailesine bağışlasın diye yalvardı Rabbine.
Dilan açılan kapısını takmadan duvarı izlemeye devam etti, kimse ile konuşmuyordu bu evde babasının sesi ile korksada ses etmedi. " Dilan keç?"Konuşmadı Dilan, korkusundan büyük çıkmıştı kırgınlığı bav'ı ne kadar kızsa dâhi Dilan ilk göz ağrısı olduğundan yeri ayrıydı. " Konuşmayacak mısın bav'ın ile? Dargın mı kalacaksın hep bana? Ben senin atanım, bav'ım, senin canına zarar gelse ahanda yanar bu yüreğim. Amma olmaz Dilan olmaz, o eskerden sana yar olmaz. Etmem müsade buna, hem köylü ne der sen bilir misin ha?" Oysa Dilan kimsenin düşüncesini umursayan bir kız değildi ama bav'ı takardı kafasına, celil ağa Dilan'ın konuşmayacağını anladığı vakit ayaklanıp soluklandı.
" Ne kadar kızarsan kız amma bilesin ki bundan vakit senin tek yarin Hazar oğlandır." Dilan bav'ı odadan çıkar çıkmaz ağlamaya başlamıştı, iki gün sonra dini nikah ile çıkacaktı bu evden. Ne yapardı Ali dedi içinden, üzülür müydü ki acep? Akşam ezanının okuması ile ayaklandı Dilan, dolabının üzerine asılmış gelinliğe baktı gözyaşları ile daha sonra gözlerini yumup abdest almak için banyoya girip sakince aldı abdestini. Yanından geçen anasının gözlerine dâhi bakmadan çıktı odasına, bir barış'ı ile konuşurdu bu evde her gece Allah'a ablama yardım et diye ağlayan barış ile.
Seccadesini serip namaza kuruldu, uzun uzun kaldı namazda rekatı bitince yumdu gözlerini bir elini kalbine koyarak hayırlısını diledi Rabbinden,
" Ben acizim Yarabbi, ben yorgunum Allah'ım, ben kırgınım yarabbim. Yardımına muhtacım, kapına geldim Allah'ım beni geri çevirme Allah'ım. Beni sen dışında kimseye muhtaç kılma Allah'ım, Ali'm sana emanet Allah'ım onun canına ve kalbine bereket ver yarabbim." Amin dedi bin kere amin, duyan ve işiten tek kişi rabbine.Açılan kapısı ile gelen barış'a baktı namazın verdiği huzur ile, barış ise birden huzurlu bakan ablasına şaşkınlık ile bakıyordu. " Ablam sen iyisin?" Dilan başını sallayarak ayağa kalkmaya başladı, kıyafetlerini çıkartarak namazlığını toparladı.
" İyiyim ablam, iyiyim Allah'a hamdolsun ki. Sen nasılsın?" Barış birden hıçkırarak ağlamaya başlamıştı, dilan şaşırarak kolları altına aldı barış'ı." Ne oldu barış? Biri bir şey etti sana?"
Barış başını red eder gibi sallayıp " yok abla yok,ben bav'a kırgınım abla. Sen Ali abimi çok seversin, nasıl kıyar sana ablam." Ağlayan barış'a sarılarak sırtını ovaladı Dilan" Allah'ın bir bildiği vardır elbet kuzum, ağlama sen yeter ki." Barış Ablasının koynunda uyuyaklmış bir şekilde uzanıyordu. Dilan ise gökyüzünü izleyerek kısa süre içinde uyumuştu.•
Ali tozla kaplı olan bölgeye baktı, yarini zorla vereceklerdi ama kendisini zorla göreve göndermişlerdi. Birden omuzunda hissettiği acı ile kendine geldi, çatışma ortasında hayallere daldığı için vurulmuş ama devam ediyordu.
" Devrem iyisin değil mi? " Ali Faruk'a baş sallayarak devam etti çatışmaya, birden üstlerine gelen bomba ile hızla kaçmaya çalışıyorlardı ki patlama sesi ile uzun bir sessizlik oldu, saatler geçtikçe haber alamayan üsteğmenler helikopter ve destek yollamışlardı.Dilan ise üzerine zorla giydirdikleri gelinliğe heyecandan uzak gözler ile bakıyordu, kimin ne dediğini pek takmaz idi. " Kız o değil de bu eskerlere olanı duydunuz he?" Esker kelimesi ile canlanmıştı Dilan, ne olmuştu ki Eskere? Ali'de orada mıydı acep?
" Yok kız, ne olmuş? Ağam bugün konuşurken azıcık tek duydum." Gülnaz elini ağızına atıp." Burada görev alan eskerlerden biride gitmiş o göreve, bomba atmışlar üstlerine şehit düşmüş o Esker."
Dilan hızla ayağa kalktı, buradan tek giden Ali idi. Kızlar dilan'a baksalar dâhi Dilan gülerek ayağa kalkıp kendisini çağıran kızları duymazdan gelerek dışarı çıktı, barış oturduğu kaldırım taşından kalkarak ablasına baktı, ne olmuştu ki geceler boyu ağlayan ablası güler olmuştu?
"
Ax û eman
Êş û derdê vê dinyayê
Çendî ez kuştim
Çendî ez kirime vê belayê
Ax û eman
Êş û derdê vê dinyayê
Çendî ez kuştim
Çendî ez kirime vê belayê"Dilan'a seslenen kadınlar bir hal olduğunu anlayarak anasına haber etmeye koşarken Dilan meydana gelmişti.
"Çi dinyake pûç û vala
Ax eman, eman eman
Ax eman, eman eman
Ax eman, eman eman
Çi dinyake pûç û vala
Ax eman, eman eman
Ax eman, eman eman
Ax eman, eman eman"Dilan başındaki duvağı sökerek yere attı ve kahkahalarına devam etti.
"Birîndar kirim
Ez pîr kirim vê zeriyê
Hişê min dibir
Gava ew çû wê bêriyê
Birîndar kirim
Ez pîr kirim vê zeriyê
Hişê min dibir
Gava ew çû wê bêriyê"Ağalar korku ile bakıyorlardı dilan'a, Berzan ağa haberi aldığını anlayınca korku ile kalktı yerinden.
"Ne silavek ne dinêrî
Ax eman, eman eman
Ax eman, eman eman
Ax eman, eman eman
Ne silavek ne dinêrî
Ax eman, eman eman
Ax eman, eman eman
Ax eman, eman eman"Dakikalarca yürüdü Dilan.
"Evîndar im
Dîtina te ji min re keder e
Hêvîdar im
Dilê min tu bibî ji xwe re
Evîndar im
Dîtina te ji min re keder e
Hêvîdar im
Dilê min tu bibî ji xwe re"Sonunda varmıştı aşk yuvasına
Ali'si ile sürekli geldiği tepeye aşkla baktı Dilan."Bêje were derman ji te re
Ax eman, eman eman
Ax eman, eman eman
Ax eman, eman eman
Bêje were derman ji te re
Ax eman, eman eman
Ax eman, eman eman
Ax eman, eman eman"En son burda bakmıştı o Kara gözlerine.
Ah dedi ah Bav, sen ne ettin bize.Barış, korku ile anası ve bav'ına haber vermiş ahalinin bilgisi ile arkasından gelmişlerdi, Berzan ağa hüzünle dilan'a bakarken keşke köstek olmayaydım diye dert yanıyordu.
" Dilan keç dur nedirsen?" Dilan yüzündeki tebessüm ile bav'ına döndü.
" Olmaz Bav, gitmem lazım. Ali'm beni bekler şimdi, sana biraz kızmıştı Bav elimi tutup Hazar'ın önüne attın ya hani."Dilan son kez altında oturdukları ağaca bakıp tebessüm etti. " Evlenecektik Bav, beni şehre götürüp Deniz'in üstünde duran şeye bindirecekti. Allah'ın izniyle evlenince 2 kızımız bir oğlumuz olacaktı. Ama Ali'm yok! O hâlde benim yaşamam için bir sebebimde yok!" Barış hıçkırıkları arasında yalvarırken Dilan başını gök yüzüne çevirip tebessüm etti.
" Affet beni Allah'ım ama ben Ali'm yokken nefes alamam."
Attı Dilan, yalvaran çığlıkları umursamadan atladı o uçurumdan. Bav'ı ağlayarak yere çökmüş iken barış fenalaşmış bir şekilde anasının kucağında baygın yatıyordu.
Çok görmüşlerdi Dilan ile Ali'yi birbirlerine, öyleyse ahirette bir düğünle kavuşurlardı.🌸
Nasıl buldunuz bölümü?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴅɪ̇ʟᴀɴ ᴋɪᴢ
Teenfikce-𝗗𝗶𝗹𝗮𝗻 𝗸ı𝘇 𝘀𝗲𝗻 𝗻𝗲 𝗱𝗲𝗿𝘀𝗶𝗻? 𝗕𝗶𝗿 𝗧ü𝗿𝗸 𝗮𝘀𝗸𝗲𝗿𝗶𝗻𝗲 𝗮şı𝗸 𝗼𝗹𝗺𝗮𝗸 𝗱𝗮 𝗻𝗲𝗿𝗱𝗲𝗻 çı𝗸𝘁ı 𝗸𝗲ç? 𝗨𝗺𝘂𝘁 𝗮𝗿𝗮𝗿𝗱ı 𝘆𝗮 𝗶𝗻𝘀𝗮𝗻 𝗲𝗻 𝘂𝗺𝗺𝗮𝗱ı𝗸 𝘆𝗲𝗿𝗱𝗲𝗻 𝗶ş𝘁𝗲 𝗼 𝗵𝗮𝗹𝗱𝗲𝘆𝗱𝗶 𝗗𝗶𝗹𝗮𝗻 𝗸ı𝘇 .- 𝗬𝗮...