İyi okumalar...
Bir sona daha yaklaşıyoruz...
"Bugünün küçük başarıları, yarının
büyük başarılarının
temelidir... "Ayça Bade Demirkan
𓆸
Gözlerimi araladığım da içerinin karanlık olduğunu fark ettim. Yavaşça yerimden doğrularak etrafımı kısaca bir göz gezdirdim.
Ben neden Basketbol sahasındaydım?
Lanet olsun! En son o kızlarla kavga etmiştim. Peki beni buraya kim koydu? Tabi yine onlar yaptı! Gittiklerinde arkamı dönmemiştim. Fırsat bilip bayıltmış olmalılarki beni buraya kadar taşımışlardı.
Offf...
Ayağa kalkarak trinünden aşağı indim. İnerken bacağımıda kenara vurmayı es geçmedim tabi.
Küçük bir inlemeyle kapıya seke seke giderek kulbu indirdim. Ama açılmadı. İleri geri salayarak kapıyı bir kaç kere daha açmaya çalıştım ama yok. Açılmıyor.
Kapıya vurdum. "Kimse yokmu!? "
Ellerimi daha hızlı geçirdim. "Hey! Yardım edin! "
Çığlık atarken ceplerimi yokladım. Arka cebimde olan telefona gülümseyerek açıcakken iki gündür hastanede olduğum için şarja tamamıştım. Yani şarjım yoktu.
"Hay amına koyayım! Kilitli kalıcak zaman mıydı!? "
Tabi tek olunca rahatça söve biliyordum.
Oflayarak tribünlere tekrar giderek oturdum.
Ne kadar oturdum bilmiyorum ama artık esnemiş ve uykumun geldiğini anlamıştım. Sahanın küçük pencereleri daha çok kararmıştı. Kimse yoktu. Kimse.
Bacaklarımı kendime çekerek başımı yasladım. Ve karanlığa hapis oldum.
𓍯
Top sektirme sesleri salonda yankı yaptıkça yerimden sıçrıyordum. Bilincim kapalı olduğu için bir tülü gözlerimi açamasamda daha sonra kendime gelerek yavaşça gözlerimi araladım.
Uyurken araya düşmüş olmalıyım ki tribün ile duvar arasında kalmıştım. Yavaş bir şekilde doğrularak kafamı uzatım.
Birisi sahada top oynuyordu.
Basketbol.
Yerden kalkacaktım ki bu kişinin Yağız olduğunu görünce şok geçirdim. Tabi şoktan en çok korku vardı.
Sonuçta o benim sapığımdı dimi?
Yanı sapığım değilde, sapıktı. Bir sapıktı!
Korkarak yumruğumu ısırdım. Buradan çıkamazdım. Çıkarsam ne olacağı belli değildi.
Tamam onu evime almış olabilirim, o zamanda korkabilirdim. Ancak orası benim evimdi. Ve herzaman benim evimin dış kapısının arkasında acil butonu vardı. Ne yapar eder oraya ulaşırdım, ya burası?
Ulan burada nereye basıcam!?
Kafamı hafiften kaldırarak ne yaptığına bakıcaktım ki sokmam bir oldu çünkü bu sefer benim tarafımdaki potada oynuyordu.
Ne yapıcam? Ne yapıcam, diye düşünürken çalan telefonla konuşmaya başladığını fark ettim.
Giydiği gri eşofmandan başka bişey yoktu üzerinde! Yarı çıplak lan!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAR ~Benim Hâlâ Umudum Var! ~
Teen FictionBen hep mutlu oldum. Ben hep mutlu yaşadım. Hiçbir zaman kötülüğü tatmadım. Hayır! Sakın bana her insan kötü şeyler yaşar demeyin! Çünkü ben gerçekten yaşamadım... Ama, ama aslında ben tamamen toz pembeden oluşan kör lenslerimi çıkardıktan sonra g...