İyi Okumalar...
"Güzel geçicek
dediğimiz kaçıncı
gün bu? "AYÇA BADE DEMİRKAN
𓆸
Göz kapaklarımı hafifçe aralayarak beyaz tavana baktım. Gözlerim sulandığı için tavanı bile bulanık görüyordum. Biraz bekleyerek ne kadar süredir uyuduğumu düşündüm.
En son nerdeydim?
Asansör de.
Kiminle?
Görkem ile.
Niye?
Deren'in kaldığı kat'a çıkmak için.
Deren, Deren iyi miydi?
Gözlerim kapanırken ani bir korkuyla tekrar açtım. Deren nasıldı?
Boynum tutulsa da kafamı çevirerek odanın içine bakındım. Kapı aniden açılarak içeri bir doktor, bir hemşire birde Yağız girerek yanıma doğru geldiler.
Onlar başımda dikilirken kapı tekrar açıldı. Ama kimin girdiğini göremiyordum. Doktor bişeyler mırıldandı ve cebinden çıkardığı küçük bir feneri gözlerime tuttu.
Hemşirede bitmiş seruma bakarak bişeyler yaptı.
Bu sefer doktora bakarak onun söylediği şeylere kafamı zorlayarak anlamaya çalıştım.
"Ayça hanım? Beni duyuyor musunuz? " diyordu.
Ama kafamda bir ses daha yankılanıyordu. Görkemin sesi, "En azından birimiz kurtulsun amına koyayım! " diyordu.
Asansörde demişti bunu. Sonra da, "Ananı sikeyim! " diyerek yere düşmüştü. Üzerindeki kazağı bana vermişti. Ben kendimi o pis sisten korurken o sürekli nefes almaya çalışıyor küfür yaydırıyordu. Ve aynı zamanda da beni kontrol ediyordu.
"Ayça hanım? "
Doktor artık omuzlarımdan tutarak beni sarsmaya başlayınca Yağız'ın kaşları çatıldı.
"Şokta olabilir! " dedi sert sesiyle.
Doktor derin bir nefes alırken ben gözlerimi kırpıştırarak sesimi aradım.
"Gör-Görkem? " diye sordum. Beni küçük bir öksürük krizi tutarken genç doktor su doldurdu.
Bardağı bana uzatırken aynı zamanda konuşmaya başladı. "Görkem Bey'in durumu sizinkinden vahim. Siz iyisiniz ancak Görkem Bey'i biraz daha burada tutmak zorundayız. "
Gözlerim dolarken aklımdan bazı görüntüler geçti. Asansörün kapısı açılmıştı. Yağız bana doğru gelirken Sinan ve Oğuz hızla Görkem'i sırtlamıştı.
Bu görüntülerle kalsa yine iyiydi. Kafamda abuk subuk sesler gelmeye başladı. Hastane dediğim an hem ses hem gürültü yükseliyordu beynimde.
Yataktan doğrularak ayaklarımı yere sarkıttım.
Hemşire elindeki iğneyle, "Hanımefendi biraz daha kalmalısınız, az kaldı serumun bitmesine. " dedi.
Kolumdaki serum iğnesini dinlemeden çekip attım. İki elimle başımı sertçe bastırdım.
Neden durmuyor, neden susmuyor!
Yaşlar gözlerimden akarken kapıya doğru bakakaldım. Gözlerimi yumdum ama keşke yummasaydım. Gözlerimin önüne gelen bağırarak koridorda koşuşturan küçük bir kız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAR ~Benim Hâlâ Umudum Var! ~
Novela JuvenilBen hep mutlu oldum. Ben hep mutlu yaşadım. Hiçbir zaman kötülüğü tatmadım. Hayır! Sakın bana her insan kötü şeyler yaşar demeyin! Çünkü ben gerçekten yaşamadım... Ama, ama aslında ben tamamen toz pembeden oluşan kör lenslerimi çıkardıktan sonra g...