İyi okumalar..."Bakarken kıyamamak mı?
yoksa baktıkça doyamamak mıdır
aşk? "
~Özdemir ASAFYağız Yalçın Bolat
𓆸
Yumruğumu geri çekerek tuvalet duvarına tekrar tekrar geçirdim. Olmuyordu. Sinirimi atamıyordum. O piç gelmişti. O piç benim için gelmişti. Son mücadeleyi kendisine yedirememiş ve buraya benim için gelmişti.
Yerimi bulması çok zor değildi. Çünkü hiç saklama zahmetine girmemiştim. Sırf bu yüzden bile kendi kafamı sikebilirdim.
Yumrukladığım duvara sırtımı dönerek ellerimi saçlarıma geçirdim. Lanet olası ders yarıda kesilmişti. Bu benim işime gelirdi çünkü herkes sınıflara dağılmıştı.
Selin Hoca'nın aniden gelişen baygınlığıyla kendimi koridora atmış ve birden erkekler tuvaletinde bulmuştum.
Adem ve Ayaz kapıdan içeri girerek tedirgin bir şekilde bana baktılar. "Abi? "
"Nerde? " diye sordum sadece.
"Abi-" Adem'in sözünü kesmem bir oldu.
"Abinin amına koyayım! Nerede o piç! Savaş umurumda bile değil! İstediği kendi kızıysa alıp gidebilir! Babama ben demedim onun sevgilisiyle beni sevgili yapıp televizyonlara çıkarmasını."
"Abi gitmiş. "
Ayaz da sıkıntıyla kalçasını lavaboya yaslayarak, "Toz oldu herif, yok ortada. " dedi.
Onlara tekrar sırtımı dönerek yumruğumu bir kez daha duvara geçirdim. Elim acıyordu, acımıyor diyemezdim. Ama onun verdiği haz beni biraz da olsa yatıştırıyordu.
"Ayça'ya ne yapıcağını bilmiyorum. " dedim biraz daha sakin bir sesle. "Ama bu oyun, tavla da zar atmaya benzemez! "
Çünkü onun atıcağı zar ona aitti.
Adem yanıma gelerek elini omzuma koydu. "Ne düşünüyorsun? "
"Bekleyeceğim. Yanlışını bekliyeceğim. "
Ayaz da diğer tarafıma gelerek o da elini diğer omuzuma koydu.
"Peki o arada ne yapmayı planlıyorsun kardeşim? "
"Araştırıcam."
"Neyi? " diye sordu ikiside aynı anda.
"Onu, beni nasıl hatırlayamadığını. Bulucam. Her neyse onu bulucam. "
Kararlı bir şekil de kafamı saladım.
Çok fazla sebeb vardı. Mesela onun hala var olması gibi...
Ayça Bade Demirkan
𓆸
Selin Hoca'nın bayılmasıyla sınıflarımıza dağılmıştık. Ancak ben sınıfıma gitmek yerine Sarı gilin sınıfındaydım. Dersim'in boş olduğunu biliyordum bu yüzden bir sorun görmüyordum.
"Aga hayatım iki haftalık kulanılmış spor çorabı gibi amına koyayım. "
Görkem askılıkta olan spor çantasından bir çift spor çorabı çıkarınca yüzümü buluşturdum. Kokusu buraya kadar geldi yalnız.
Sarı burnunun önüne elini sallayarak, "Koy onu yerine be! Öff, ölü bile bunlardan daha temiz kokar! " diyerek sitem etti.
Sinan kahkaha atarak, "Kanka onların iki hafta olduğuna emin miyiz? " diye sordu.
Oğuz oturduğumuz sıranın masasından atlayarak yanımdan uzaklaşırken, "Niye kanka ne zamandır orada diye rapor mu çıkarcan?" diye sordu ve aynı yapay ciddiyetle ellerini karın hizasında birbirine kenetlenerek tek kaşını kaldırdı. "Şöyle bir deneyime varım ki bu çoraplar, iki haftalık değil iki günlük kardeşim. "
"Nerden biliyorsun ha? Nerden biliyorsun? "
Oğuz rolüne devam ederek, "Birincisi güzel kardeşim, iki gün üst üste basketbol maçları için antreman vardı. İkincisi olarak bu gördüğünüz davar kardeşimiz çorap değiştirmeye çok üşenir. Üçüncüsü olarak bu çoraplar sadece iki buçuk saat giyilmiştir efenim. Yani iki gün bile etmiyor. Dört olar-" devam edemeden Sarı araya girerek, "Ay tamam! Yeter! Çok pis koktu. Geri koyun onu yerine. Sormadık," dedi Sinan'a doğru, "Cevaplamadın." dedi Oğuz'a doğru da.
Oğuz tekrar yanıma masaya otururken, "Vay arkadaş ya! Ben bu konuda profesyonel olduğum kadar derslerde de olsaydım şimdiye profösör olmuş, " dedi ve derin bir nefes vererek iç çekercesine kolarını göğüsünde birleştirip elini çenesine koyarken, "Halsey'imin yanında yerimi almıştım. " dedi.
Kahkaha atarak, "Hayaller hayatlar! " dedim ona takılarak. Bana ters bir bakış atınca omzumu omzuna değdirdim.
𓆸
Sınıfıma geri döndüğümde sırama geçerek oturucaktım ancak gördüğüm çantayla kaşlarımı çatarak etrafıma bakındım. Deren bugün yoktu. Öyleyse bu çanta kime aitti?
Oturmadan ayakta bekleyerek kollarımı göğüsümde birleştirdim. Sınıfı gözlerimle tarıyarak tekrar çantaya döndüm. Bir erkek çantasıydı bu.
"Pişt! "
Kulağımın dibinde duyduğum sesle irkilerek dibime kadar giren çocuktan iki adım uzaklaştım.
"Neye bakıyorsun öyle? "
"Bu çanta senin mi? " diye sordum düz bir şekilde.
"Evet."
"Dolu burası. "
"Şimdi boş ama. "
"Normalde dolu. "
"Tamam şimdilik boş. "
Sabır dilercesine ters ters ona bakarak yerime oturdum. Yeni gelen hafif uzun saçlı çocuk gelmeden bir iki gün önce bana instagram'dan takibe almıştı. Daha sonra da okula gelerek hem laboratuvar da hemde sınıfta yanıma gelerek yerini hazırlamaya çalışıyordu.
Zeytin gibi kara gözleri hala üzerimde oyalanırken okuduğum son romanımı açarak devam ettim. Değişik biriydi. Ona hiç şüphem yoktu. Ama tanışmak isteyeceğim biri olacağını sanmıyordum.
Ateş de yanıma oturarak hiç çekinmeden kafasını koluna koyarak beni izlemeye başlayınca rahatsız olarak kafamı kaldırdım. Ona boş boş bakarak, "Neden bakıyorsun? " diye sordum.
"Hoşuma gittin. " demesiyle ağızım açık kalmıştı.
"Senin kanını sikerim oruspu çocuğu! "
Sinirle gürleyen bir ses duymamla acilen etrafıma bakmıştım ki hızla yanım da biten çocuk Ateş'i tuttuğu gibi masadan kaldırarak kafasını gömdü.
Şaşkın bir şekilde onlara bakarken herşey sadece bir kaç saniyede gelişmişti. Yağız, Ateş'in üzerine çıkarak ardı ardına yumruklarını geçirirken diğer iki arkadaşı sadece arkasında durarak bekliyorlardı.
Sınıf başımıza toplanırken kapının önünde koridordan geçen öğrencilerle de dolmuştu. En son sesimi bulmayı başararak, "Durun! Dur ne yapıyorsun, dur! " diyerek onlara doğru gittim ama öyle bir gözü dönmüştü ki beni durmuyordu bile.
En son cebinden çıkarıdığı bıçağı havaya kaldırınca hayatımda ikinci kez çok güçlü avazım çıktığı kadar büyük bir çığlık atmıştım.
Herkes susarken o beni yeni fark etmiş olacak ki şaşkınca bana bakıyordu.
Konuşmayı insanlar öğrenmedi. Konuşmayı ilk insanların içindeki iç ses öğrendi. Sonra dışarı vurdu.
Peki, acıların da iç sesi yakında dışarı vurabilicek miydi?
💜UMARIM BEĞENİLİR...💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAR ~Benim Hâlâ Umudum Var! ~
Ficção AdolescenteBen hep mutlu oldum. Ben hep mutlu yaşadım. Hiçbir zaman kötülüğü tatmadım. Hayır! Sakın bana her insan kötü şeyler yaşar demeyin! Çünkü ben gerçekten yaşamadım... Ama, ama aslında ben tamamen toz pembeden oluşan kör lenslerimi çıkardıktan sonra g...