Hoseok, uzun bir yol yürüdükten sonra evine varmıştı. Her zamanki gibi ailesi işteydi. Hoseok, bu yüzden bu saatleri seviyordu. Bu saatleri fırsat bilip ders çalışıyordu. Şimdi de öyle yapacaktı.
Bir saat boyunca ders çalışmış. Ama aklına sürekli Yoongi geldiği için odaklanamamıştı.
En sonunda çalışma masasından kalktı. Kendini yatağa attı ve düşünmeye başladı. O bıçak izinin nasıl olduğu gelmişti aklına...
Memories...
Yoongi, peşine taktığı mafyalardan kaçıyordu. En sonunda bir ara sokağa girmişti. Sokağın sonunda Hoseok'u gördü. Ona doğru koştu.
Hoseok, ara sokağın sonlarında dikilmiş annesini arıyor ama ulaşamıyordu. En sonunda pes etti, derin bir iç çekti ve etrafına baktı. Kendisine doğru hızla koşan Yoongi'yi görünce afallamıştı.
Yoongi, Hoseok'un yanına ulaşınca bir elini, Hoseok'un omuzuna, diğer elini de kendi dizlerine koyarak nefesini düzenlemeye çalışıyordu.
Hoseok, Yoongi'nin bu halinden irkilmişti. "N-ne oldu sana..?" Yoongi nefes nefese Hoseok'a cevap verdi. "Yardım... Nolur yardım et... Lütfen..."
Hoseok hâlâ şaşkındı. "T-tamam yardım edeceğim.. Ne oldu..?" O sırada kalın ve yabancı bir ses duyuldu. "İşte orada!" Yoongi hemen dik bir pozisyona geldi ve bağırdı. "Siktir!" Adamlar yaklaşırken Yoongi, anlık bir hamleyle Hoseok'u öne itti ve bağırmaya başladı. "O çaldırdı! Parayı o çaldırdı bana! Asıl suçlu o!"
Adamlar sırıttı ve Hoseok'a yaklaştı. Hoseok olduğu yerde korkudan titriyordu. Yoongi koşarak uzaklaşırken, o adamlar Hoseok'u birkaç defa bıçaklamıştı.
Yoongi bir süre sonra durdu ve ambulansı aradı. Daha sonra Hoseok'un yanına döndü. Hoseok, yerde hareketsiz bir şekilde yatıyordu. Yoongi korkuyla Hoseok'un yanına yaklaştı. "Ho-Hoseok?" Yanına çömeldi ve biraz onu dürttü. "Hoseok..? Hoseok uyan.."
Kısa bir süre sonra ambulansın sireni duyuldu...
...
Hoseok, henüz yeni uyanmıştı. Baş ucunda Yoongi'yi görünce kaşlarını çattı. "Ne yapıyorsun burada?!" Yoongi, Hoseok'un yanına biraz daha yaklaştı. "Hoseok.. Beni affet lütfen... Biliyorum, bunu yapmamalıydım.. Lütfen, affet beni, çok pişmanım..."
Hoseok başını diğer tarafa çevirdi. Gözleri dolmuştu. "Beni kullandın... Tekrar ve tekrar.. Beni tekrar kullandın..."
Yoongi, Hoseok'un elini tuttu. "Hoseok-" Hoseok aniden elini çekti ve Yoongi'nin sözünü kesip bağırdı. "Git burdan! Seni görmek istemiyorum!" Yoongi başını eğdi ve dolan gözlerini sıkarak odadan çıktı.
Memories ended...
Hoseok tüm bunları düşünürken, bir yandan da bugün olanları düşündü. Yoongi'nin yanına gitmek, aslında ailesinin baskılarından kurtulmak için iyi bir fırsattı Hoseok için.
Belki de yarın kabul edecekti.
Belki de kötü geçmişini düşünüp asla gitmeyecekti.
...
Ertesi gün Hoseok her zamanki gibi okuluna gitmişti. Bu sefer erkenden gitmişti. Hoseok, sırasına oturdu ve başını da sıraya koyup uyumaya çalıştı.
Yoongi, Hoseok'un yanına gitti ve sırasının yanına küçük bir kağıt bırakıp oradan uzaklaştı.
Hoseok yanındaki bu hareketlenmeyi hissetti ve hemen başını kaldırdı. Yanındaki ikiye katlanmış kağıdı fark etti ve kağıdı eline aldı. Kağıdı açtı ve içinde yazanı okumaya başladı. "İkinci teneffüs tuvalete gel.." Hoseok kaşlarını çattı. "Bu da ne şimdi?! Kim bu?" Etrafına baktı ve ona sırıtarak bakan Yoongi'yi gördü.
***
Evettt
Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir.Sınav haftam olduğu için bölüm biraz geç geldi, kusura bakmayın 😁
Bu arada ficin tutmasını beklemiyordum. İlgi gösteren herkese teşekkür ederim ❤️
Yeni bölüm gelene kadar sağlıklı
kalın 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The School Diary | SOPE
Teen FictionOkulun zorbası Yoongi, okulun en tuhaf tiplerinden biri olan Hoseok'a aşık olur...