Ertesi gün, yine her zamanki gibi Hoseok, okula gitti, en arkadaki sırasına oturdu. Başını sıraya koyup uyumaya çalıştı.
Yoongi, Hoseok'u görür görmez yanına gitti ve onu dürtüp uyandırdı.
Hoseok uykulu bir şekilde Yoongi'ye bakmaya başladı. "Ne oldu..?"
Yoongi gülümsedi. "Şey.. Dün seni aniden öptüğüm için üzgünüm.." Hoseok, başını salladı. "Sorun değil, boşver.. Ama bir daha yapma.." Yoongi başını salladı. "Tamam, bir dahaki sefere öpmeden önce haber veririm." Hoseok Yoongi'ye tuhaf bir şekilde baktı.
Yoongi gülümseyerek konuşmaya devam etti. "Bu arada, hangi nemlendiricyi kullanıyorsun, tadı güzeldi." Hoseok, hâlâ Yoongi'ye aynı tuhaf bakışla bakıyordu. "Sen nemlendirici mi yiyorsun..?" Yoongi, hayır anlamında başını salladı. "Hayır tabii ki." Hoseok, kısa bir gülüş attı. "Eee? Niye tadı güzel diye markasını soruyorsun ki?"
Yoongi sırıttı. "Belki sen de beni öpmek istersin, ve öpünce de tadımı yabancılamazsın. (Yazar: Ayol fazla mı fesatlaştırdım ortalığı..)"
Hoseok, sinirli bir bakış attı Yoongi'ye. Yoongi hâlâ sırıtıyordu. "Tamam, söylemiyorsan söyleme. Ben gidiyim, sen de uyumaya devam et."
Yoongi, ayağa kalkınca, Hoseok, aniden sesini yükseltti. "Bekle..!" Yoongi geri arkasını döndü, ve çantasını kucağına almış içini karıştıran Hoseok'a baktı. Hoseok, birkaç dakika sonra aradığı şeyi buldu. Hafif gülümsedi, elindeki nemlendiriciyi Yoongi'ye uzattı. "Al, bak. Ama seni öpeceğimi falan sanma, sadece merak ettiğin için gösteriyorum."
Yoongi nemlendiricyi eline aldı ve üstündeki yazıyı okumaya başladı. "Ne? Vanilyalı mı? Ama ben kiraz tadı almıştım..?" Hoseok güldü. "Seninkiyle karışmıştır tadı. Neyse, markasına baktın, hadi geri ver ve yerine geç. Şimdi hoca gelecek." Yoongi, nemlendiriciyi Hoseok'a geri verirken konuştu. "Benimki mandalinalı ama.. Her neyse diğer teneffüs konuşuruz." Yoongi hızlı adımlarla kendi sırasına gidip oturdu.
...
Akşama doğru Yoongi, biraz hava almak için evinin yakınlarındaki parkta dolaşmaya çıkmıştı.
Uzun bir sokak lambasının aydınlattığı bankta oturmuş ağlayan bir adam gördü.
Bu Hoseok'tu.
Yoongi, o adamın Hoseok olduğunu anlayınca telaşla yanına koştu. "Hoseok? Ne oldu? Neden ağlıyorsun?" Hoseok hâlâ ağlarken cevap verdi. "Ben... Ben... B-ben bıktım artık..." Yoongi, Hoseok'a yavaşça sarıldı. "Neyden bıktın? Hadi dök içini bana.." Hoseok ağlayarak devam etti. "O.. O kadın benim annem değil artık... B-bana deliymişim gibi davranıyor... Evden kaçtım.. Artık dayanamıyorum..."
Yoongi biraz şaşırmıştı. Neden annesi Hoseok'a deliymiş gibi davransın ki? "Hoseok, sana birkaç gün önce sormuştum ya, benimle kalmak ister misin diye. Evim hâlâ boş, istersen gel gidelim."
Hoseok, başını olumsuz anlamda salladı. "S-sana boşuna yük olmayayım.." Yoongi gülümsedi. "Ne yükü, saçmalama. Hadi gel, biraz dinlendikten sonra daha iyi hissedersin."
***
Evett
Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir.Bölümler kısa oluyor, farkındayım ama bunun sebebi ilham perilerimin tatile çıkmış olması 🥲
Fice ekleyebileceğim fikirleriniz varsa yorumlarda belirtebilirsiniz.
Yeni bölüm gelene kadar sağlıklı
kalın 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The School Diary | SOPE
Teen FictionOkulun zorbası Yoongi, okulun en tuhaf tiplerinden biri olan Hoseok'a aşık olur...