Hoseok, Yoongi'nin ısrarları üzerine Yoongi'nin evine gitmişti. Yoongi, Hoseok'a boş bir oda göstermişti ve Hoseok bu odaya gidip hemen uyumuştu.
Ertesi sabah Yoongi uyandı. Önce lavoboya gitti, elini-yüzünü yıkadı. Daha sonra Hoseok'un kaldığı odaya yöneldi. Kapıyı çaldı. Ses gelmeyince hâlâ uyuduğunu düşündü. Kapıyı açtı ve içeri girdi. Evet, Hoseok hâlâ uyuyordu.
Yoongi başını duvardaki saate çevirdi. Okula gitmeleri için hâlâ zamanları vardı. Tekrar Hoseok'a döndü. Gülümseyerek Hoseok'un kulağına eğildi ve fısıltılı bir sesle konuşmaya başladı. "Hoseok.. Hadi uyan, sabah oldu.." Hoseok, yavaşça gözlerini araladı ve Yoongi'ye baktı. Yatakta doğruldu ve hafif gülümsedi. "Günaydın.. Saat kaç?" Yoongi daha büyük gülümsedi. "Okula gitmek için hâlâ vaktimiz var, istersen önce kahvaltı yapalım."
Hoseok ayağa kalkarken konuşmaya başladı. "Gerek yok. Sen istersen yap kahvaltını ama ben yemeyeceğim." Yoongi'nin gülen yüzü biraz solmuştu. "Neden ki?" Hoseok bakışlarını yere çevirdi. "Ben hiçbir zaman kahvaltı yapmıyorum. Hani uyuyakalıyor ve geç kalıyorum ya, işte yemeden çıkıyorum ve midem de buna alıştı." Hoseok baskılarını tekrar Yoongi'ye çevirdi ve gülümseyerek devam etti. "Sabah yemek görünce midem bulanıyor. Bu yüzden beni boşver, sen ye." Yoongi başını olumsuz anlamda salladı. "Sen yemiyorsan ben de yemiyorum. İstersen hadi okula gidelim."
...
Yoongi ve Hoseok bir süre sonra hazırlanıp okula gittiler.
Yoongi, sınıftakilerin harıl harıl ders çalıştığını görünce şaşırmıştı. Bugün sözlü mü vardı? Yoksa bir sınav mı? Ah, evet.. Profesör Kim'in o çok zor olan edebiyat sınavları.. Bugün onlardan birini olacaklardı.
Hoseok sırasına oturdu ve hemen defterini çıkarıp çalışmaya başladı. Ama yanına Yoongi'nin oturmasıyla beraber okumayı bırakıp Yoongi'ye baktı. "Ne oldu?" Yoongi hafif gülümseyerek konuşmaya başladı. "Bugün seninle birlikte otursam olur mu?" Hoseok kısa süre düşündü ve hemen cevap verdi. "Olur." Yoongi daha büyük gülümsedi. "O zaman sınavda bir-iki kopya verirsin." Cümlesini bitirdikten sonra göz kırpmıştı. Hoseok hafif gözlerini kıstı. "Sana kopya verirsem benim de başım yanar. Bu yüzden olmaz." Yoongi sürat astı. "Off..! Çok ineksin Hoseok.."
Bir süre sonra Profesör Kim, elinde sınav kağıtlarıyla sınıfa girdi. Onu görünce herkes ayağa kalktı. Profesör Kim, eliyle 'oturunuz' hareketini yaptı. Herkes oturduktan sonra konuşmaya başladı. "Her zaman yaptığm gibi sınav A ve B gruplarından oluşuyor. Birbirinize bakarsanız olacakları biliyorsunuz, herkesin sınavı iptal olur. Her neyse, herkes kitap ve defterlerini kaldırsın, kağıtları dağıtıyoum."
Hoseok defterini çantasına koyarken, çantasındaki ilaç kutusu gözüne çarptı. İlacını henüz içmediği aklına geldi. Korkuyla geri dikeldi. Elleri titremeye başlamıştı.
Profesör Kim, sınav kağıtlarını dağıtırken, Yoongi de Hoseok'un titrediğini fark etmişti. Fısıltılı bir sesle konuşmaya başladı. "İyi misin, Hoseok..?" Hoseok, hafif titrek ve fısıltılı bir sesle cevap verdi. "İlacım.. İçmeyi unutmuşum.."
Yoongi, Profesör Kim'in onlara yakın olduğunu görünce sesini daha da alçalttı. "Hangi ilacını unuttun..?" Hoseok'un strestten gözleri doluyor ve elleri terliyordu. "Ya sınav esnasında nöbetim başlarsa.."
Profesör Kim, Hoseok ve Yoongi'ye dönerek bağırdı. "Sessizlik!"
Hoseok başını eğmişti. Dolan gözlerini sıkıyordu. Yoongi, Hoseok'un kulağına yaklaştı. "Sakin ol.. Nöbet falan geçirmeyeceksin.."
Profesör Kim, Hoseok ve Yoongi'nin önüne sınav kağıtlarını koydu ve diğer sıralara kağıtları dağıtmaya devam etti.
Hoseok elleri titrer bir biçimde kalemi tuttu ve nöbet geçirmemeyi umarak sınava başladı.
50 dakika sonra teneffüs zili çalmıştı ve bununla birlikte sınav bitmişti. Profesör Kim, hızlı bir biçimde tüm sınav kağıtlarını topladı ve sınıftan çıktı.
Yoongi, hemen Hoseok'a döndü. "İyi misin..?" Hoseok başıyla onayladı. Yoongi devam etti. "Terlemişsin Hoba, sana mendil vereyim." Hoseok başını hayır anlamında salladı. "Gerek yok. Önce ilacımı içmeliyim." Hoseok çantasından ilaç paketini çıkardı ve sıranın üzerine koydu. Su almak için çantasına geri yöneldi. Birkaç saniye sonra sinirle bağırdı. "Kahretsin! Yanıma su almayı unutmuşum!" Yoongi daha sakin bir ses tonuyla cevap verdi. "Sakin ol, benimkini içebilirsin."
Yoongi su şişesini Hoseok'a uzatırken Hoseok tekrar bağırdı. "Bana acımana ihtiyacım yok! Acınacak bir hâlde miyim?!" Yoongi, Hoseok'un bu tavırlarına anlam veremiyordu. "Hoseok, sana acımıyorum, sadece yardım etmek istiyoru-" Hoseok, Yoongi'nin sözünü kesip ayağa kalktı ve bağırmaya devam etti. "Senin yardımına ihtiyacım yok! Hiç kimsenin yardımına ihtiyacım yok!" Daha sonra hızlı adımlarla sınıftan çıktı. Yoongi ise Hoseok'un arkasından sadece şaşkın bir ifadeyle bakakalmıştı.
Kısa bir süre sonra ders zili çalmıştı. Hoseok hemen sınıfa girdi ve sırasına oturdu. Elindeki su şisesini sıranın üzerine koydu ve ilaç paketini eline aldı. Bir tane içip ağzına attı ve su şisesini eline alıp ilacın üzerinden su içti. Daha sonra ilaç paketini ve su şisesini çantasına koydu ve başını sıraya koyup uyudu.
...
Ders bitiminde Hoseok uyanmıştı. Başını kaldırdığında, yanında bir şeyler atıştıran Yoongi'yi gördü. Yoongi lokmasını yuttu ve Hoseok'a döndü. "Günaydın, Hoseok." Hoseok başını biraz eğdi. "Şey.. Seni kıracak bir şey söylemedim, değil mi?" Yoongi hayır anlamında başını salladı. "Hayır" Hoseok başını kaldırıp devam etti. "İşte.. Nöbet geçirince böyle oluyor.." Yoongi'nin yüzünde şaşkın bir ifade vardı. "Nasıl ya? Bu nöbet miydi? Ben daha farklı bir şey bekliyodum." Hoseok hafif kıkırdadı. " Dizilerdeki gibi yere yığılıp titrememi bekliyordun, değil mi? Hayır, bende o yok. Ya olur olmadık yerde ve zamanda uyuyorum ya da böyle öfke krizleri geçiriyoum." Yoongi başını salladı. "Anladım.. Ama aç karnına ilaç sağlıklı değil. Yani.. İstersen.." Yoongi elindeki kraker paketini Hoseok'a uzattı. Hoseok gülümseyerek elini pakete yöneltti. Ama Yoongi paketi aniden geri çekti. "Sana acımıyorum, sadece paylaşmak istiyorum ve evet, yardıma ihtiyacın olmadığını biliyorum." Yoongi paketi tekrar Hoseok'a uzatırken, Hoseok anlamaz gözlerle Yoongi'ye baktı. Yoongi gülümsedi. "Diğer ders bana bunları söylemiştin. Her neyse boşver, hadi ye." Hoseok elini kraker paketine attı ve eline aldığı bir tanesini ağzına attı. Gülümseyerek Yoongi'ye döndü. "Teşekkür ederim, Yoon-ah..."
***
Evett
Bölüm biraz geç geldi, kusura bakmayın 😁Bu bölümü daha uzun tutmak için küçük bir olay yapayım dedim. Ama gidişatı biraz saçma oldu gibi.
Bu arada, henüz kafamda ilerki bölümler ve final bölümü ile ilgili tam oturmuş bir senaryo yok. Bu yüzden diğer bölümlerde konular karışabilir. Bunun için ayrı olarak üzgünüm.
Her neyse, elimden geldiğince konuyu toparlamaya çalışacağım.
Yeni bölüm gelene kadar kendinize iyi bakın 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The School Diary | SOPE
Teen FictionOkulun zorbası Yoongi, okulun en tuhaf tiplerinden biri olan Hoseok'a aşık olur...