Kahvaltıya geçmiştik ama çok normal davranıyordu, bu biraz rahatsız ediciydi, sonuçta hiçbir şey olmamış gibi devam edemeyiz. O kahvaltısını yapıyordu, ben de kahvaltımı bitirmiştim ve her ne kadar keyifli görünse de bir yerden başlaması gerekiyordu, sonuçta 7 aydır ondan saklanan bir bebek vardı.
"İsmail?"
"Efendim güzelim?"
"Konuşmayacak mıyız?"
"Neyi?"
"Yaşananları İsmail, Bir sabahta çoğu şeyin ikimiz için de çok fazla değiştiğini düşünmüyor musun?"
"İpek'im, biraz sakin ol, güzelce konuşabileceğimiz ve birbirimize içimizi dökebileceğimiz bir yere gidelim, tamam mı?"
Başımı salladığımda eliyle yanağımı okşadı ve dudağımın kenarına bir öpücük kondurdu, ardından saçlarımı, öpüp kolunun altına aldı, saçlarımla oynuyordu, bana bakışı çok değişmişti, yüzünde eskisi gibi kin ve nefret yoktu. Karnımdaki bebek yüzünden mi yoksa düşünceleri mi değişti? Şimdi onu rahatsız etmemek için ertelemesine izin verdim ama ne diyeceğini merak ediyorum. Bir buçuk saat sonra çok sessiz bir deniz kenarına geldik, ben de çok severdim o da, bir süre izledikten sonra özlemle sarıldı bana, sessizdi ama gözyaşlarını hissedebiliyordum ve boynumda hissettiğim öpücükle gözyaşlarımı yavaşça bıraktım, onu her şeyden çok özlemiştim, hem zihinsel hem de fiziksel olarak.
"İpek'im ne olur bir daha gitme, sensiz yapamıyorum, sensiz eksik kalıyorum, hata yaptım, özür dilerim..."
Söylediklerine cevap vermedim ve gözlerimden yaşların akmasına izin verdim, o uzaklaşırken onu izliyordum ve elleriyle yüzümü tutup gözyaşlarımı sildi.
"Ağlama güzelim, neden ağlıyorsun, bak bebeğimiz de hissedecek."
"İsmail, gel buraya, şerefsiz. Özledim seni."
Tekrar kollarıma geldiğinde ona uzun uzun sarılıp öptüm ve bir süre sonra ayrılıp bir banka oturduk.
"Onu benden uzak tutmayı ve bu şekilde doğmasını mı istedin cidden?"
"İsmail, sen gittin, dur diyemezdim ki, tepkinin ne olacağını bilmiyorum, yapacak başka bir şeyim yoktu, gözden uzak bir yerde..."
"Sus lütfen, tamam."
Başımı İsmail'in omzuna yasladığımda pek de alışık olmadığı bir hareketle elini karnıma koydu.
"Baba oluyorum..."
"Hemde çok yakında."
"Onun için alışverişe gitmemiz gerekmiyor mu?"
"Evet bir ihtiyaç listesi yazılmalı."
"Yazarız güzelim, birlikte gider bebeğimiz için alırız."
"İsmail çok değişik böyle..."
"Buna alışacağız, güzelim, yavaş yavaş."
Saçlarıma kondurduğu öpücükle gözlerimi kapattım, derin derin nefes alırken uykuya daldığımı fark etmemiştim.
...
Saçlarımda hissettiğim öpücükle gözlerimi açtım, gelenin İsmail olduğunu anlayınca yavaşça doğruldum, pek mutlu görünmüyordu. Zaman geçmişti ve Milano'ya taşınmıştım, gerçekten güzel bir şehirdi ama ben hala yaşadıklarımı atlatamamıştım, doğum yaklaştıkça endişem de artıyordu, bu yüzden maçı takip etmek yerine uyumayı tercih etmiştim.
"Sen iyi misin? Sakatlığın falan yok, değil mi?"
"Hayır, benim güzel İpek'im, yatağına git, ben iyiyim."