Kim olduğumu, neden olduğumu bilmiyordum ama şimdi bakınca bu İpek mi olmalıydım emin değilim, evde tek başıma kek yapıyordum, havuçlu kek, ben sevmezdim, İsmail için yapıyordum, o seviyordu, deplasman maçı için şehir dışındaydı, can sıkıntısından sabah gelir diye yapmaya karar vermiştim, ben cidden çok farklı bir şeydim. Bundan birkaç yıl önce okumaktan başka hayali olmayan İpek artık ev hanımıydı, kimsenin okuluma diyecek bir şeyi yoktu ama ben soğumuştum, kendi kendime okulu bırakma kararı almıştım ve bunun sebebi sadece beni ilgilendiren bir konu. Sosyal medya bana göre değildi, daha doğrusu sosyalleşmeyi sevmiyordum, her ne kadar mevcut hayatımla bir ilgisi olsa da evde oturmak tercihimdi, sessizlik bana iyi geliyordu, beni sakinleştiriyordu, arkadaşım diyebileceğim kimse yoktu, bir hayat arkadaşım vardı ama genellikle beni yalnız bırakmayı tercih ediyordu. Hayatımın bir anlamı yoktu ve ayakta durduğumu söyleyebileceğim hiçbir şey yoktu, yalnızdım ve yıllardır böyleydim ve bu evliliğin bana aşk dışında her şeyi öğrettiğinin farkındaydım, belki de böyle olması gerekiyordu. Skora baktığımda kazanmışlardı, evet, bu iyi haber, en azından keyfi yerinde olacaktı. Saate baktığımda epey geç olmuştu ama kendimi yorgun hissetmiyordum, uykum yoktu, en azından İsmail evde yokken evi temizleyeceğim, nasıl olsa gece eve gelmeyecek.
...
İpek
Belimde hissettiğim el ile oturduğum yerde kıpırdandım, biri beni kaldırmıştı, muhtemelen şu an birinin kucağındaydım ama yorgunluktan gözlerimi açmadan bunu umursamayıp bedenimi serbest bıraktım, ne olduğunun farkındaydım ve ellerimin otomatik olarak boynuna dolanması ve başımın göğsüne yaslanması ile kokusunu tanıdım ve İsmail olduğunu anladım. Sanırım kanepede uyuyakalmıştım ve şimdi beni odaya götürüyordu ama bunu neden yaptığına dair hiçbir fikrim yoktu.- İsmail, acıkmış olmalısın. Sana yemek hazırlayayayım ben. Yavaşça indir beni
İ- Şhh İpek, ne yemeği? Uyu hadi. Sabaha daha çok var.
- Ama sana havuçlu kek yaptım...
İ- Uyandığımda yiyeceğim. Uyu hadi.
- Peki.
...
- Sabah uyandığımda ona sarılmış uyuyordum, genelde uzakta uyurduk, hatta bazen hiç yanında uyumazdım ama şimdi çok yakındık ve bir an önce bu durumdan kurtulmam gerekiyordu, gecenin rezilliği zaten ayrıydı ama şimdi bunu yapmam gerekiyordu, ne kadar farklı bir his olursa olsun ve bırakmak istemesem de, yavaşça başımı göğsünün üzerine kaldırdım ve kollarından kurtulmaya çalıştım böylece bir anda beni kendine çekti, ağzımdan kaçan küçük çığlığı hesaba katmadan devam edelim, bu adam ne zaman uyandı, neden şu anda üzerimde ve bana bakıyor? İsmail, in üstümden!
İ- Bunu en son söylediğinde çok romantik bir gece geçirmiştik, üstelik uzun bir-
- Kes sesini ya!
İ- Kaba davranıyorsun. Ben hoşuna gitti diye düşünmüştüm...
- Benimle dalga geçme. O gece ikimiz de sarhoş olmasaydık bunlar olmazdı ve unutacağımızı söylediğimizi hatırlıyorum.
İ- Bunların gerekli olduğunu düşünüyorum çünkü biz evliyiz ve aramızdaki bağı güçlendirmenin önemli olduğunu düşünüyorum- ah!
- Vücudunu hızla güçlü bir darbeyle ittim, ama pek bir değişiklik olmadı ve sanırım yarasına isabet etti, acı içinde inledi ve yavaşça kendini yanıma bıraktı. İsmail... çok özür dilerim, senin canını yakmak istememiştim. Kendime kızdığım için gözlerimden akan yaşları durduramıyordum, çünkü bunu bilerek yapmıştım ve şimdi iyi hissetmiyordu, onu incitmiştim.