15

279 28 17
                                    

( Bölüm hatırlatması (?) )

"Ben üçümüze kahve alayım siz de yalnız kalın birazcık."

"Biliyorsun bizim siparişleri hızlı gel."

"Emrinize amadeyim kraliçem."

Minho'nun söylediği şeye kıkırdadı Jisung ve Bayan Han. O sırada Minho kalkmış ve kapıyı açıp odadan ayrılacakken kapıda gördüğü kişi ile şaşkınlığına engel olamamıştı.

"Bay Han?"

*****

"Minho oğlum neden buradasın ayrıca sana söylemiştim bana iş dışında Bay Han diye seslenmemelisin."

"Peki baba sen nasıl istersen. Asıl sana sormalı sen neden buradasın? Burası Jisung'ın odası."

Bay Han'ın gözleri irileşmişti öz oğlu ve üvey oğlunun tanışıyor olmasına oldukça şaşırmıştı. Belli etmemeye çalışsa da babasının şaşırdığını anlayan Minho yüzünde sorgular bir ifade oluşturdu.

"Sorun ne baba?"

"Bence daha sonra konuşmalıyız. Sen de bir yere gidiyordun sanırım gelince halledelim."

"Peki tamam öyleyse görüşürüz."

Neler olduğundan zerre fikri olmayan Minho kafeteryaya doğru adımladı ve babasını (?) da unutmayarak herkes için kahve aldı.

********

Bay Han Minho'nun gidişinin ardından odaya girdi. Gelen kişinin Minho olduğunu düşünen Bayan Han yüzündeki gülümsemesi ile kapıya döndü.

"Ne kadar çabuk ge-"

Bayan Han'ın gülümsemesi gördüğü yüzle anında solarken Jisung da gördüğü kişi ile tedirgin olmuştu.

"NE İŞİN VAR SENİN BURADA UZAK DUR OĞLUMDAN PİS ADAM."

"Bağırmasan iyi edersin kıymetli oğlun korkmuş gözüküyor."

Bayan Han Bay Han'ın dediği şey ile oğluna döndü.

"Korkmana gerek yok oğlum yanındayım, sakin ol."

"B-ben iyiyim anne sorun yok."

"Merak etme oğlunu senden almayacağım."

"İstesen de alamazsın. O senin oynatabileceğin bir piyon değil."

"Eskisi gibi aptal olup olmadığını öğrenmek istemiştim...Hala aynıymış."

"Oğlum hakkında düzgün konuş."

"Benim de oğlum olduğunu unutmamışsındır umarım Bayan Han. Panik olmana gerek yok bu saatten sonra 'oğlumuz' benim pek de işime yaramaz. Hala eskisi gibi babasına saygısı yok. Üvey oğlum Jisung'ın yerini fazlası ile doldurabilecek kadar akıllı ve saygılı."

"Hah! Hem oğlumu kaçırıyorsun, hastanelik ediyorsun o da yetmiyor senin kötülüklerine karşı çıktığı için aptal olduğunu ve onun yerine başka bir oğlunun olduğunu söylüyorsun. Asıl aptal sensin başından seninle evlenmemeliydim. Senin tek başarın bana evlatlarımı vermiş olman. Başka bir işe yaramıyorsun. Zamanında annen ve baban olmasa yüzüne dahi bakmazdım. İkisinin ölümünden de sen sorumlusun. Etrafındakilere zarar vermekten yada onları incitmekten başka yapabildiğin bir şey yok. Şuanki ailene üzülüyorum acaba gerçek yüzünü gördüler mi. Ya da onlara da başlarda bana davrandığın gibi mi davranıyorsun. Umarım yakın zamanda gerçek benliğini öğrenirler."

"KAPA O ÇENENİ PİS SÜRTÜK."

"ANNEM HAKKINDA DOĞRU KONUŞSAN İYİ EDERSİN."

"Ne olur beni mi öldürürsün Jisung. Annen olmadan sen bir hiçsin unutma. Gerçekler bazen acıdır oğlum."

"Burda asıl hiç olan sensin baba(?)"

"Öyledir muhakkak."

"Ya burdan gidersin ya da ben güvenliği çağırtırım."

"O nasıl olacak Bayan Han burası benim hastanem."

"Senin hastanen?"

"Evet benim."

"BURASI SENİN DEĞİL BAYAN EUNJİNİN HASTANESİYDİ SENİN GİBİ BİRİ BURAYI HİÇBİR ZAMAN HAK ETMEDİ."

"Benim hakkımda düzgün konu-"

Bay Han'ın konuşmasını yarıda kesen şey içeri elindeki kahveler ile birlikte giren Minho olmuştu.

Minho girdiğinde gördüğü yüzlerle şaşırmıştı.

"Minho neden buraya geldin?"

"Kahve almaya gitmiştim bizim için asıl sen burada ne yapıyorsun? Jisung ve Han anne ile tanışıyor musunuz?"

"Oğlum bunları sonra konuşmalıyız bence."

"Nasıl isterseniz baba."

Jisung ve Bayan Han ilk başta yanlış duyduklarını düşündüler. En azından öyle olmasını umdular. İlk konuşan Jisung oldu.

"Baba mı?"

****************************************

                         BÖLÜM SONUUU                       



Teacher's Pet / MinSungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin