01062023★
"Uyuyamazsan beni çağır demiştim."
Younghoon karanlığın içinde oturmuş bedenin neden hala uyumadığını sorgulamadan salonun ışıklarını yakmıştı.
"Başımda durup ninni mi söyleyecektin?"
Düşünmekten uyuyamadığını tahmin etmek zor olmamıştı. Su içmek için kalkmış olsa bile Chanhee'yi görmek şaşırtmamıştı. Her şey henüz çok tazeydi onun dünyasında.
Anne babasını başkalarının anlattıkları kadar tanımış, onları yeniden kaybetmenin acısını yaşamıştı.
"Öyle söyleme sesimi severdin."
Gözlerini alan ışık yüzünden rahatsız olduğu için çatılan kaşlarıyla pembeli bedenin yanına otururken koltukta geriye doğru yaslanarak kollarını göğsünde birleştirmişti.
"Aşkın gözü kör."
Chanhee dalgınca mırıldanmıştı. Younghoon gülümsemişti cümlesine.
"Yaşadıkların kolay değil. Güçlü durmak zorunda değilsin."
"Zavallı göründüğüme eminim."
"Her halini gördüğümden söylüyorum çirkin ağlamana katlanabilirim yani."
"Gidip dinlen. Yeterince yoruldun."
"Beni düşünme. Zor bir süreç ama geçecek."
Younghoon salonun ışıkları yüzünden yanan gözlerini kapamıştı. Düşününce Chanhee ile yeniden buraya gelmiş olmaları gerçek dışı geliyordu. Her şey bittiğinde, hayatındaki huzurlu bir çok şeyinde gidişi etkilemişti onu.
Özlemişti. Peki, tıpkı söylediği gibi her şey geçtiğinde yine gidecek miydi Chanhee?
Yanında hissettiği hareketlilikle açarken gözlerini tıpkı kendisi gibi kafasını öylece koltuğa yaslamış pembeli bedenin gözlerinin odağı olmuştu. İkisininde zihni sorularla doluydu.
"Canım yanıyor."
"Geçecek."
"Ya aylar, yıllar sürerse? Ya hiç geçmezse?"
Değişmezdi hiçbir şey. Tüm saflığıyla aşıktı ona. Ne kadar sürerse sürsün beklerdi Younghoon.
Ayağa kalkarken sakince elini uzatmıştı hala gözlerine bakan bedene."Uyuyamazsan beni çağır demiştim."
Chanhee kapının önünde yolunu kesen uykulu sevgilisinin cümlesiyle gülümsemişti zorlukla. Parmaklarını saç tutamlarında gezindirirken ensişelenmemesi için bakmıştı gözlerine.
"Gidip uyu. Dışarı çıkıp yürüyeceğim sadece. "
"Uyuyamadığında dışarı çıkıp yürümeyi severdin."
Gece karanlığının yıldızların güzelliğini ona sunduklarını söylerdi. Şimdi eski Chanhee'nin en sevdiği şeyi yaparken, her şeyi unutmuş olan Chanhee yabancı gözlerle yürüyordu yanında.
"Uyuyalım."
"Endişelenme."
Kendisini tamamen unuttuğu gerçeği ağır gelirken, Chanhee'nin aradığı hiçbir sonucu ona sunmayan zihni, sevdiğinin ruhunu nasıl eziyor olduğu düşüncesi bile yeterince dayanılmaz görünüyordu.
"Muhtemelen bu yolda defalarca kez yürüdüm."
"Defalarca kez koştun, düştün..."
"Ailemi nasıl kaybettim?"
Cevapsız kalmıştı sorusu ilk defa. Younghoon'un gözlerine dolan yoğunlukla gülmüştü.
"Merak etme biliyorum. Bayan Lee trafik kazası olduğunu söylemişti ama konuyu kısa tuttu."
Her şeyi unutmuşken kötü anılarını üst üste duyması onun için sarsıcı olabilirdi. Zamana bırakmak istiyordu Younghoon. Yalnızca mutlu olduğu anılarla tekrar hatırlamasına yardımcı olmak istiyordu. Kendini bile tanıyamamanın verdiği yükü biliyordu.
"O zamanlar çok etkilendiğin için anlatmakta çekinmiş olmalı."
"Seni geri tutan ne peki?"
"Canın yansın istemiyorum."
Net çıkmıştı sesi. Hala değer verdiğini hissettirmekten geri durmayışı afallatmıştı pembe saçlı olanı. Kırsalın karanlık, çimlerle kaplı yolunda temiz havayı ciğerlerine doldurarak yürüyordu yalnızca. Ay ışığının yüzüne vurduğu beden ona bakmazken bile gözlerini alamamıştı Younghoon'dan.
"O kadar kötü müydü?"
"Hafızan geri döndüğünde konuşuruz."
"Ya ilişkimiz?"
"Onlarda hafızan geri geldiğinde konuşulmalı. Şu an tanımadığın bir yabancıyım."
Kabullenmek zor olsa bile gerçek değişmezdi. Chanhee'ye çevirmişti kafasını dalgınca. Ona küçük bir anılarından bahsetmek istemişti fakat karşılaştığı gözler adımlarının durmasına, yüzündeki gülümsemenin silinmesine neden olmuştu.
"Fazla aşık bakıyorsun. Bu kadar belli etmemelisin."
"Aşığım çünkü. Neden saklayayım?"
Anımsamaları deli gibi yakarken canını, gözlerini kapamıştı.
"Younghoon? İyi misin?"
Değildi. Gözlerini açmak istemezken kafasını gökyüzüne kaldırmış ve mırıldanmıştı.
"İyiyim. Sadece birbendire başım ağırdı."
"Uykusuzluktandır."
"Muhtemelen."
"Eve gidelim."
Fısıltısıyla eğerken başını, kafasıyla onaylamıştı onu. Yürüdükleri yolun tersine dönmüştü şimdi her ikiside.
"Her şeyi hatırladıktan sonra bana yüklü bir ödeme yapmak zorundasın. Yıpranma payı."
"Kabul. Bu mahcubiyet duygumdan kurtarır beni."
"Dedenden sana kalan yüklü bir miras vardı. Yarısını alırım."
"Ciddi misin?"
Gülerek kafasını olumsuz anlamda sallamıştı. Biran için Chanhee'nin gözleri yüzünden düştüğü karanlıktan çıkamayacağını düşünsede şimdi nefes almak kolaylaşmıştı.
"Öyle olsaydı senden ayrılmazdım."
Kahkaha atmıştı Chanhee saatin kaç olduğunu umursamadan. Ve sadece özlediği mutluluğu izlemişti Younghoon, içinde kopan fırtınaları umursamadan.
★
03062023
ŞİMDİ OKUDUĞUN
çok şey değişmiş / bbangnyu
Fanficzaman durmuş, güzeller güzeli Kim Younghoon her şeyi unutmuş eski sevgilisinin yalnızca hatırlamasını beklemişti.