Sabah gözümü bile zar zor açarken Barış'ın araması ile uyandım. Söve söve açtım telefonu
Bazen çok kıl bir insan oluyordu,ama seviyom be"Ne var Barış? Sabah sabah beni bu güzelim uykudan uyandırma sebebin nedir? Söyle bakalım."
"Ya kızım başlatma uykuna. Saat öğlen iki neyin uykusu bu saatte."
"Lafı gevelemeye biraz daha devam edersen yüzüne kapatıcam telefonu. Söyle çabuk!"
"Bir sus da anlatim,neyse sen bizim buraya tercümanlık için başvurdun ya,kabul edilmiş. Onu demek için aradım."
"Tamam Barış,görüşürüz kardeşim... Bi dakika ney,sen ciddimisin?"
"Yok Aşkın şaka yapıyorum. Bazen gerçekten çok mal oluyorsun. Uykudan uyanmana sayıyorum. Çok uzatma hadi hazırlan bize gel."
"Tamam tamam kapat telefonu"Barış'tan duyduğum şey ile şoka girmiştim. Uzun zamandır Galatasaray'da tercümanlık yapmak istiyordum. Ve gerçekleşmişti sanırım.
Bir hışımla yataktan kalkıp yüzümü yıkamaya gittim. Daha doğrusu gidemedim,çünkü öyle bir uyumuşum ki ayağım uyuşmuş.
Seke seke lavaboya gittim.
Hazırlanıp Barış'ın evine doğru yola koyuldum."Hoşgeldin yeni üye" Barış'ın sözüne gülüp
"Sen bizi kapılarda mı karşılardın?"
Diyip içeriye girdim."Naber kızz" diye sarıldı Berkan. Ona sarılırken görüşüme giren yemek dolu masayı gördüm. Berkan'dan ayrılıp,Barış'a
"Bu masa kime ayol" diyip Barış'a baktım.
Gülerek "sana ayol" diye ayak uydurdu bana. Gülüp masaya oturduk."Ee heyecanlımısın balım?" Diye soru yöneltmişti Berkan. Genelde bana balım diye seslenirdi. Kendi içimizdeki bir nevi lakap gibi birşey.
"benim kanım sarı kırmızı akıyor niye heyecanlanim Berko? Aşk olsun""Sıradaki yarışmacılara başarılar diliyor abla" Barış cidden bazen çok maldı. "Heye Barış,benim dediğimden çıkardığın sonuç bu mu cidden? Zeka küpüm benim" diyip saçını sevdim.
Kahvaltıyı tabi ne kadar kahvaltıysa bitirip koltuklara yığıldık. Bi an kafama dank etti. Panik ile kafamı bizimkilere çevirdim. "Lan ben yarın ne giyicem?" Gailba benden ciddi bir şey bekliyorlardı,ki konuşmamım üstüne Berkan elini alnına vurarak sabır çekiyordu.
"Gelinlik giyip gel sen Aşkın,nası fikir?" Barış her zamanki gibi benimle dalga geçiyordu. Ama ben gayet ciddiydim.
"Yok canım,o biraz abartıya kaçar" dememin üstüne gülmüşlerdi.Barış ile lise üçte İnternetten tanışıp arkadaş olmuştuk. Berkan'la da,bir zamanlar İsveç'e gitmiştim. Orada görmüştüm ve konuşmuştuk baya,sonradan sonraya o Türkiye'ye geldi. Ama yine de irtibatı hiç kesmemiştik.
Ama bazen Barış için bir 'İzmirli olarak,Rizeli bir arkadaş seçmekte hata mı ettim?' diye düşünmüyor değilim.
Ama böyle dediğime bakmayın Barış ile kardeş gibiyiz. O ne kadar '5. Bir kardeş istemiyorum.' Dese de
"Bugün bende kal yarın sabah beraber çıkarız. Bi de seni iki saat beklemiyim kapının önünde." Barış'la canımız sıkıldıkça birbirimize gidip bazen kalıyorduk. Ama genellikle ben ona giderim. Sonuçta her şey beleş,niye kalmim de?"O zaman bi eve uğramamız lazım eşya alıcam."
"Giy benim tişörtleri? Yapmadığın şey mi sanki kızım. İlk defa geliyormuş gibi davranma" Zeka küpü işte. "Mal,ben yarın tesise gidicem ya hani, senin tişörtünü mü giyip gidim? Salak""Of Aşkın,sanırsın maskeli balo yani. Kasma bu kadar." Berkan elindeki telefondan kafasını kaldırmadan konuşmuştu. Ona arkamdaki yastığı fırlatıp
"senin makyaj malzemen varsa ver kullanırım Berkan. Benlik sıkıntı yok koçum?"
"Of Aşkın dertsin dert,ve ayrıca o yastığın pamuklarını ağzına tıkarım senin. Akıllı ol" diyip geri atmıştı bana yastığı."1-A sınıfından belalı Berkan uyardı" diyip gülmüştü Barış.
Ona gülüp omzuna vurdum. Berkan yakınında olan bir yastığı alıp yanındaki Barış'ın kafasına vurdu."Çok mu komik lan?" Hala katıla katıla gülüyorduk. Bazen nefes bile almayı unutuyordum.
Gözümdeki yaşı silip "Kabul et Berko komikti" diyip yine gülmeye başladık.Aklıma geldikçe gülüyor,ben gülünce bizimkiler de gülüyordu.
Hayır güldüğümüz şey de aman aman komik olsa bari.En son zar zor sakinleşip benim eve geçtik.
Kendi evime gelmeye üşenip,1 gün diye yaklaşık 1 haftaya yakın kalacağımı düşündüğüm için büyük bir çantanın içine koydum kıyafetlerimi. Diğer bakım ürünleri vs onları başka çantaya koyacaktım.Makyaj malzemeleri koyarken Barış beni kolumdan dürtükleyip Berkan'ı işaret etti. Kesin gene birşey söylicekti.
"Aşkın o kadar malzemeye gerek yok, az al sonra eksikleri Berkan'dan alırsın."
Diyip gene bir krize sokmuştu Barış bizi.Berkan burnundan soluyarak konuştu "Barış,en son benden iyi bir dayak yiyeceksin. Bak demedi deme."
Berkan'ın ardından Barış ile aynı anda
"Dedi 1-A sınıfından kavgacı Berkan"
______yaklaşık 40-45 dakikadır evin içinde Berkan'dan kaçıyorduk.
Ruh hastası,göt kadar evde at gibi koşturmuştu bizi.En son ben durup "Berkan vallaha alt komşu gelicek,zaten kadın bana geldiğim günden beri gıcık. Beni şikayet etmeye yer arıyor resmen ya" "Niye lan,ne yaptın kadına?"
"Ne bilim ya manyağın teki."
"Akıllısı bizi bulmaz ki Aşkın?" Barış'a katılıyordum. Mıknatıs gibiyim mübarek,nerede sorun orada ben misali.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tercüman /M.K.A.
Teen FictionTesadüf seni karşıma çıkarmasaydı,gene aynı şekilde,fakat her şeyden habersiz yaşayıp gidecektim...