Belli ki ya birşey öğrenmişti,ya da öğrenmek üzereydi. Derin bir nefes alıp konuştum.
"Kerem,Kerem çağırmıştı beni. Bir konu konuşmak için."
"Ne konusuymuş bu?""Sizinle yarın konuşma planım vardı aslında,ama şimdi öğrenin madem. Kerem uzun zamandır benden hoşlanıyormuş,onu söylemek için çağırdı. Çıkma teklifi etti diyebiliriz yani."
"Senin cevabın neydi" Barış'ın ardından Berkan da ciddileşmişti.Onu söyleyemiyoruz malesef. Demeyi çok isterdim ama azar yemek istemiyordum.
İkisi ile de kardeş gibi olsak da Berkan'la hep daha yakın olmuşumdur.
Asla ayrımcılık yapmam aralarında,ikisi de bana hem abi hem baba sevgisi gösterdi.
Aramızda hiçbir zaman yalan olmamıştır. Verilecek tepkiler ne kadar büyük olursa olsun hiçbir zaman yalan söylemedik birbirimize.
Her konuda destek alırdık. Ve eğer ki bu konuyu onlara söylemezsem çok büyük ayıp etmiş olurum. Hem onlara,hem de bunca sene yaşadıklarımıza.
"Duygularımızın karşılıklı olduğunu söyledim. Ve kabul ettim. Kerem'i uzun zamandır beğeniyordum ve size bunu söylemediğim için çok üzgünüm"
Bunu dememin ardından başım yere eğildi. Anlamsız bir şekilde gözlerim dolmaya başladı. Boğazımda yine bir yumru oluşmuştu.
Yanıma Barış gelmişti. Sıkı sıkı sarılmıştık birbirimize "bize önceden deseydin iyi olurdu,ama ağlamanı gerektirecek birşey yok?" Bu lafının ardından ağlamam biraz şiddetlenmişti.
"Güveninizi kırdığım için çok özür dilerim" hıçkırıklar içinde kurduğum cümle beni kırk yerimden bıçaklamıştı.
Son günlerde fazlasıyla dejavu yaşıyordum. Hafızamdan zar zor sildiğim bütün herşey teker teker geri bana geliyordu. Bunun ağırlığını taşımak sırtımı ağrıtıyordu artık.
"Tamam Aşkın,ağlama artık. Yat uyu,sonra iyi hissettiğinde tekrar konuşuruz bu konuyu." Berkan'ın demesi ardından yatağa yattım.
Odadan en son Barış çıkarken sessizce "gerçekten çok üzgünüm" sesim zar zor çıkıyordu. Yanıma gelip başımdan öptü. "Kendini böyle üzmeye devam edersen kızıcam ama" Buruk bir tebessüm edip odadan çıkışını izledim.
Sabaha alarm kurmuştum. Alarmın çalması ile yataktan doğruldum. Barış'ı beklemeden kendim gidicem bugün. Bir değişiklik olsun istedim.
Aşağıya inip ufak bir kaseye mısır gevreği koydum. Normalde sabah kalkınca birşeyler yemeyi sevmem ama bugün canım yemek istedi.
Yukarıya çıkıp üstümü giyindim. Hava bugün biraz sıcaktı,o yüzden üstüme sadece bir tane ceket aldım.
Odadan kaskımı alıp çıktım. Çantama son bir kez kontrol edip görevli kartımı alıp almadığıma baktım. Herşeyim tamam dı.
Evden çıkacakken Barış arkamdan seslendi. "İlk defa kendin uyanmışsın Aşkın,hayırdır vahiy falan mı indi başına?"
Motorumun anahtarını alıp Barış'a döndüm. "Bugün bir değişiklik yapalım dedim" evden çıkacakken yine konuştu ve yine durmak durumunda kaldım.
"Seni götürmiyim mi?" Ona tekrar dönüp. "Evet,kendim gidicem" diyip evden ayrıldım. Bugün siyah motoruma uyum saglayamamıştım. Üstüme gri ceket giymiştim.
Ne dert ama dimi? Tesise geldiğimde kartımı boynuma asıp kaskı koluma taktım. Güvenlik görevlisi beni tanıdığı için kapıyı açmıştı direkt.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tercüman /M.K.A.
Teen FictionTesadüf seni karşıma çıkarmasaydı,gene aynı şekilde,fakat her şeyden habersiz yaşayıp gidecektim...