Evet,yine günlük bir şekilde her zamanki gibi işlerimi bitirip antrenmana gittim.
Dünkü yenilgiden sonra pek de iştahlı yapmıyorlardı antrenmanı. Bu görüntü canımı sıktığı için içeri girdim.
Yani onlara da hak veriyorum. Kolay değil,ama kimse de dört dörtlük değil. Yazılan yorumlar zaten benim bile canımı sıkıyor.
Bu yükü taşımak pek de kolay görünmüyor. Kafamı dağıtmak için kalem kağıt çıkartıp resim çizmeye başladım.
Pek yeteneğim olduğu söylenemez ama maksat kafam dağılsın dı. Zaten biraz oyalayıp bırakacaktım sıkıldığım için.
Telefonumun çalması ile kalem ve kağıdı bırakıp telefonuma baktım. Tuğçe arıyordu. Onunla da görüşmüyorduk bu aralar.
Fazla bekletmeden telefonu açtım.
'Alooğ Aşkınn, napıyorsun bebeğimm'
'Napim Tuğçe, antrenmana geldim her zamanki işler işte. Artık sıkıldım vallahi her gün aynı şeyleri yapmaktan'
'Bütün enerjimi emmene izin vermicem Aşkın. Ben de antrenmana geldim,çabuk bana görünüyorsun.'
'Hay hay Tuğçe hanımm.'Telefonu kapatıp dışarı çıktım. Biraz etrafa baktıktan sonra sarı kafa birini gördüm.
Usul usul arkasından giderken bi an arkasını bana döndüğünde ikimiz beraber sıçradık. En azından Tuğçe olduğunun doğruluğunu kanıtlamış oldum.
"Seri katil misin kızım sen,sessizce arkamdan niye geliyorsun?" Koluna hafiften vurup "Sen niye dönüyon bi an arkana,kendinle beraber beni de korkuttun. Küçük dilimi de yutabilirdim?"
Bezmiş bir şekilde nefes verip "Yunus bir,sen iki abartma konusunda üstünüze tanımam" parmağımı şıklatıp "Barış da var aşkım"
Sadece boş gözlerle bakıyordu suratıma,ama dayak yemem an meselesi olduğunu da biliyordum.
"Gel seni sevgilinin yanına götüreyim" koluna girip usul usul sahaya indik. Zaten bizimkiler de antrenmanı bitirmiş.
Giderken Tuğçe bana dönüp "diyorum ki dörtlü date yapalım bugün,hem şu sıkıcı rutinden de kurtuluruz?"
Kafamı bir iki kere olumlu şekilde sallayıp "Olur olur,çok güzel olur. Kerem'e de uyar" Tuğçe tam konuşacakken Kerem lafını bölmüştü.
"Neymiş bana uyacak olan Aşkın Hanım?" Kerem'e cevap vermeden Tuğçe'ye döndüğümde çok memnun olmuş gibi gülüyordu.
"Dörtlü date yapalım diyorduk da. O uyar dedim bize." Anlamaz gözler ile bakınca ikisi de ufak bir bakış attık Tuğçe ile birbirimize
"Yemeğe çıkalım diyoruz yani. Biz Yunus Tuğçe falan anladın?" Yunus aradan atlayıp "Ne gereği var yabancı kelime kullanmaya? Düz desenize yemeğe çıkalım diye?"
Yunus bu işleri hiç bilmiyor yemin ediyorum. "Allah sabır versin Tuğçe'm" Kafasını sallayıp Yunus'un yanına gitti.
Onlar kendi halinde takılırken ben de odama gidecektim ki Kerem seslendi. "Yüzümüze de bakılmıyor?" Ne yapacağımı bilemediğim için durdum öylece yerimde.
Ayağa kalkıp yanıma geldi "bir sorun mu var?" Yoktu ama vardı da ben de bilmiyorum vallaha.
Omuzlarımı silkmekle yetindim. Kaşlarımı çatıp kolunu omzuma attı. Odama doğru ilerliyorduk.
"Noldu aşkım anlat bakalım. Ama artık şu Yeliz muhabbetini duymak istemiyorum. Başından beri onun hakkında konuşup duruyorsun. Kendince haklı olabilirsin ama biraz abartıyorsun."
Aslında konunun Yeliz'le falan hiçbir alakası yoktu. Benim genel anlamda moralim yoktu sadece. Böyle bir çıkarım yapması garip.
"Hayır kimseyle alakalı değil. Ortada bir konu bile yok ki,sadece benim biraz moralim bozuk dünden kaynaklı. Kişileştirmene gerek bir konu yok?"
Sesim çok sakin ve alçak çıkmıştı. Bu sakinlik bana göre değil aga. Anlamış gibi kafasını sallayıp masadaki çizim yaptığım kağıdı aldı.
Biraz inceleyip "böyle yetenekleriniz olduğunu hiç bilmiyorduk Aşkın hanım?" Biraz ego yapalım,sonuçta en yakın arkadaşımız kim?
"Elimden her iş gelir canısı. Öğrenmek istemeyen sensin" kaşını havaya kaldırıp "fazla emin olma" birşey demeden oturdum sadece
"Ben üstümü değiştirip geliyorum beraber gideriz?" Kafamı tamam şeklinde sallayıp gidişini izledim.
Bu gidişle umarım bana dejavu yaşatmaz. Kısa sürede çok şey yaşamıştık. Parantez içinde benim kaldıramayacağım şeyler. Garip bir hissiyat vardı içimde. Artık ya tarih yazacağız ya da tarih olacağız moduna girmiştim.
Kafamdaki sesler susmuyordu ama Kerem içeriye gelmişti. Zaten direkt evlere dağılmıştık.
İnce giyinmiştim,üstüme ceket giyip çıktım. Zaten Kerem de beni bekliyordu. Tuğçe'nin söylediği mekana gelmiştik.
Yol boyu ikimizden de çıt çıkmamıştı. Tuğçe'leri görüp hemen sarıldım. "Alt tarafı 2 saat ayrı kaldınız gören 2 yıl sanar" Yunus'a göz devirip "yorum yapma Yunuss"
Yemeğimizi sipariş edip koyu bir sohbete daldık. Kerem saçım ile uğraşıyordu. Tuğçe biraz dikkatli bakınca Kerem'e dönüp "Sen napiyon saçıma sabahtan beri?" Saçımdan bir tutam alıp orayı örmüştü. Parmağımda unuttuğum lastik tokayı verip
"Al bunla da bağla bari" bağlayıp fotoğrafını da çekmişti. Hatta sosyal medya hesabında da paylaşmıştı bu çıkarttığı Şaheseri
muslera ve 14.582 diğer kişi beğendi
@Keremakturkoglu prensesimize kuaför de olduk
@Askin Arslann: sevgilim diye demiyorum becerikli
@Keremakturkoglu: öyleyimdir:)@Barisalperyilmaz: bana da öğrettt
@Askin Arslann: kıskanmaa
@Barisalperyilmaz: sus sen sattın zaten beni bu civciv ile:(
@Askin Arslann: ağla@tugcealaaca: tırnaklarına bayıldımmm
@Askin Arslann: Ben de sana askımm@muslera: kim öğretti sana
@Keremakturkoglu: kız kardeşim saolsunnTelefonla daha fazla ilgilenmeyip bizimkilere döndüm. Kerem'in telefonu ile ilgileniydu hala. Biriyle yazışıyordu. Baya hararetli bir sohbetti sanırım
Yine de pek ilgilenmeyip Tuğçe ile tırnak konuştuk. Bi ara Yunus'a da yaptırmayı düşündük benim modelimdem,ama sonra Yunus'a yakışmaz diye vazgeçtik.
Biraz daha oturup evlere dağıldık. Üstümü değiştirip yatağa yattım. Tam telefonu kapatacakken üstten yabancı bir numaradan mesaj geldi.
Mesajı açmam ile şok geçirmem bir oldu.
Bölüm nadir geliyor üzgünümm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tercüman /M.K.A.
Teen FictionTesadüf seni karşıma çıkarmasaydı,gene aynı şekilde,fakat her şeyden habersiz yaşayıp gidecektim...