15.

362 25 0
                                    

Eve geldiğimizde Kerem kıpır kıpır yerinde durmuyordu. "Getiriyorum bekle az" odaya girip elime Barış'a yazdığım,Berkan'a ve Kerem'e yazdığım mektupları aldım.

Salona yeniden gidip,"bu üçünden birini seç. İçlerinden biri senin mektubun."

Tek atmıştı vallaha,maşallah. Kerem'i bir iddiaya falan mı götürsek acaba. Kazanma yüzdesi yüksek bu şans ile

"Afferim civciv,vallaha tek attın." Mektubu alıp bir bana,bir mektuba bakıyordu. Allahım ben bunun bu tipini yerim.

"Aşkım,açmayacak mısın?"
"Vallaha çok heyecanlandım. Ne yapacağımı bilmiyorum"

Bu haline ufak bir kahkaha attım. Kerem de heyecanlı ve dikkatli bir şekilde mektubu açıp okumaya başladı.

Resmen gözleri gülüyordu. Mektubu okurken yüzü,duygudan duyguya geçiyordu adeta. Yazıyı bitirdiğinde bana baktı.

Uzun uzun baktı. Sanki hasret kalmış gibi bakıyordu suratıma. Yaklaşık 10-15 dakika hiçbir şey demeden birbirimize baktık.

Kerem'in ağzından

Uzun zamandır bana özel olan mektupları okumayı dört gözle bekliyordum.

Açıkçası bu kadar çabuk tamam demesini beklemiyordum. Tamam lisede de ilişkim olmuştu.

Ama açıkçası böyle bir jest kimseden görmemiştim. Aşkın benim için hep farklı bir insan olmuştu gözümde.

İki gün önce bana Yeliz hakkında hissettiklerini söylemişti. Kendi içinde haklı olabilirdi elbette. Ama pek umurumda da değildi o kız

Antrenmanlarda sürekli bizi taciz ediyordu. Ben dahil bütün takım ondan rahatsız oluyor zaten bu çok aşikardı.

Aşkın'ın hissettiğine göre benden de hoslaniyormus. Açıkçası benim pek umrum değildi ama bu konuda Aşkın'ın kendini kötü hissetmesi her halinden anlaşılıyordu.

Her ne kadar bu konu ile kafasını yormamasını söylesem de,pek beni dinliyor sayılmazdı.

Pek fazla üstelemek te istemiyordum kendisini. Ama bir gün ayık kafa ile bu konu hakkında konuşsak iyi olurdu.

Elime mektubu aldığımda ellerim titriyordu. Beni sevdiğini her zerrime kadar hissettirse de ya benim hakkımda olumsuz bir şey yazdıysa diye düşünmeden edemiyordum.

Artık açmam gerektiğini anlayınca dikkatli ve yavaşça açtım mektubu. Sayfanın ön yüzünü tamamen doldurmustu.

Derin bir nefes alıp okumaya başladım.

Öncelikle merhaba,

Ne yazacağıma dağir derin düşüncelere dalsam da yine doğaçlama bir şekilde duygularımı,ve hislerimi belirteceğim. Uzun zamandır hiç birsey yazmıyorum. Bu benim için çok zor birsey olsa da çıktığım yoldan geri dönecek değilim. Bu mektubumun konusu Kerem Aktürkoğlu... Ve kendisine olan hislerim. Kendisi ile bir ilişki içindeyiz. Evet ben onu geldiği günden beri tanıyorum. Ama kendisi için aynı şeyi söyleyemem. Tesise geldiğimden beri bana bakarken gözleri gülüyor. Sanki küçük bir kız çocuğu gibi yaklaşıyordu bana. İlgisini,sevgisini sürekli hissettiriyor. Güvenimi,sevgimi asla boşa çıkarmamasını diliyorum her gece. Kerem bana bu karanlık hayatımdaki bir sevinç ışığı gibi,kurumaya yüz tutan ekinlere can veren Nisan yağmuru gibi geldi birdenbire. Ve herşeyim oldu. Bunu benden başka kim okur bilmiyorum ama,tek isteğim eğerki olurda birgün yollarımız ayrılırsa. Birimiz ölü,birimiz hayatta olursak Kerem'e onu çok sevdiğimi. Bana bakarken içi gülen gözleri için canımı feda edeceğime. Ve ona bütün kalbim ile güvendiğimi belitrmeni istiyorum. Sevmek sanat olsaydı,kalbimin en güzel eseri sen olurdun sarı civcivim. Sen benim yuvamsın. Sen benim en büyük zafımsın. Çıktığımız ilk gece seni düşündüm, uyuyamadım. Ela gözlerin benim için okyanustu,her baktığımda içinde kayboluyorum. Seni çok seviyorum sevgilim,her şeyden çok hemde. Bana bu duyguları yaşattığın için sana çok teşekkür ederim. Dilerim ki benim için bir anı olma. Hep benimle kal. Gözlerin parlayan yıldızlar ile dolsun sarı civcivim:)

Tercüman /M.K.A.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin