Sword of Fire/Hyunlix✓

14

Merhabalar!

Geç geldiğim için özür dilerim kedi ısırdı bayağı şişti kuduz aşısı felan oldum.

İyi okumalar<3
~~~~~~~

Yaşadığımız kötü olayın üstünden 2 ay geçmişti. Ve biz artık birbirimizi tanıyorduk.

Ama bu gün bir prenses misafir olarak gelecekti. Neden bilmiyorum ama prenses ile benzerliğimiz konuşuluyordu.

Ne kadar benzeyebilirdik ki?

"Bebeğim, gelsene buraya"

"Geliyoruum"

İçeri girdiğimde Felix sadece belindeki havlu ve ıslak saçları ile duruyordu.

Ben kızarırken kapıyı kapatmıştım. Deli ya! Kapı kapalı değil bu böyle çıkıyor!

Arkamdan Felix sarıldığında irkilmiştim. Beni sırtım kapıya gelecek şekilde yasladıktan sonra bir elini belime, diğer elini de yanıma koymuş ve üstüme eğilmişti.

Belimi ağır ağır okşarken nefesini dudaklarıma üflüyordu.

"Prenses gelene kadar bence çocuk denemesi yapabiliriz"

"A-ayıp olmaz mı prensese? Hem yürüyemem denersek"

"Kaçmak için bahane değil"

"Rezil olurum Felix- mmh"

Alt tarafını bana bastırmasaydı kaçabilirdim?

-

Prenses geldiğinde ben Felix'in kucağında yanına inmiştim. Ne kadar utanç vericiydi...

"İndir beni!"

Felix beni indirdiğinde prensese baktım. Lan, bu benim kız versiyonum değil mi?!

"Tanıştırayım Hyunjin. Bu güneş krallığının prensesi Hwang Yeji, annenin seni doğurduktan 1 ay sonra aldırdığı kardeşin. Onu ben paralel evrene çektim. Gelecekteki eşimin kardeşini yaşatmak istemiştim. Yeji bu abin Hwang Hyunjin"

Vay canına, annemin aldırdığı kardeşim Yeji'ydi demek. Paytak paytak yürüyerek kardeşimin yanına gitmiş ve sarılmıştım.

Ben sarıldığım gibi ağlamaya başlamıştı. Bende ağlardım ama!

"Ağlama ya!"

"Ama ne düğününe geldim ne de düşük yaptığında geldim!"

"Önemli değil sus bakayım!"

Biz yan yana oturduğumuzda Felix de yanıma oturdu. Biz beraber benzerliklerimizi konuşurken Felix tabiki de durmuyor, başını omzuma koyuyordu.

"Meraklı biriyim bunun için özür dilerim ama sesin hep böyle kısık mı? Ve yürüyüşün biraz garip geldi de"

"Şey, şey işte. Şey oldu da..."

Yeji kıkırdarken ben domates olduğuma emindim. Of demiştim ben Felix'e yapmayalım diye!

Dirseğimle Felix'in karnına vurunca inlemiş ve geri çekilmişti.

"Anladım, anladım. Felix hyung Ryujin ne zaman gelir?"

"Geldi bile"

"Ryujin kim?"

"Evleneceğim kişi"

"Ne ara ya... Evlenme, evlenme. Kıç kırmaya ayarlı bunlar"

"Abartma Hyunjin"

"Banane sus sen"

Bir kadın geldiği gibi Yeji'nin yanına oturmuş ve bir bana bir de Yeji'ye bakmıştı.

"İkiz olmadığınıza eminsiniz değil mi?!"

"Evet Ryujin ikiz değiliz"

"Unuttum bu arada ben Shin Ryujin. Ruh krallığının kraliçesiyim. Tanıstığıma memnun oldum.

-

Yeji düğün daviyetisini kendi elleriyle vermek istemişti. Verdikten sonra da gitmişti.

Moralim bozuktu. 2 ay önce yaşadığımız olaydan 1 ay sonra düzenli bir şekilde ilişkiye giriyorduk ama ben hamile değildim.

Yine denemiştim şansımı. Ve yine tek çizgi. Kısır olabilme ihtimalim beni çok korkutuyordu.

Yoksa bebeklerin karnımda ölmesi normal olamaz. Jisoo da şaşırdığını söylemişti.

Benim yüzümden Felix'in baba olamadığını görmek istemiyordum. Ama taşıyıcı anne de istemiyordum.

Kendi bebeğimin gelişimini karnımda gözlemlemek istiyordum. En doğal hakkım buydu.

Felix beni elimdeki test ile gördüğünde yanağımdan öpmüştü.

"Çok kendini zorlama bebeğim. Belirtiler çıkarsa yap testi. Üzüldüğünü görmek istemiyorum"

"Tamam ama ya sorun bendeyse? Sana bir bebek veremeyeceksem?"

"Çocuksuz da yaparız. Evlatlık alırız olmazsa"

"Ben başkasının çocuğuna kendi çocuğum gibi bakamam Felix. Asla bana bu teklifle gelme"

"Hadi ama, ailesiz olan bir sürü çocuk var"

"İstemiyorum, olmuyorsa da çocuksuz yapalım"

"Peki bebeğim. Emin ol ki ne olursa olsun seni bırakmam. İster engelli ol, ister kısır ol yada sağlıksız ol. Seni yine seveceğim"

"Sen çok seviyorsun ama"

"Sevmeyeyim mi?"

"Sev ama sadece beni"

"Çocuğumuz olursa?"

"İkimizide ama beni minicik daha fazla"

"Tamam minik gelincik"

________________

Sizce bebeleri olacak mı?