Merhabalar!
Ben gelmişim be. Merak etmeyin gününde daha bomba bir bölüm gelecekk.
İyi okumalar<3
~~~~~~~~Düğün başlamak üzereydi. Ve ben utançtan ağlayacaktım. Rosé benim için öyle bir gecelik almıştı ki...
Ve ısrarları sonucu temizlenmiştim. Şimdi ise aşk yaşadığım hanbokum düzeltilmişti.
Felix'in tarzına bayılmışım. Ciddi anlamda çok güzel bir hanbok seçmişti.
Makyajım hanbokum ile uyumluydu. Çiçek şeklinde taşlar, çiçek desenleri ile mavi tonlar ile mükemmeldi. Çok mutluyum ulan!
Ve sonunda çan çalmıştı. Ben dışarı çıkartıldığımda etrafa bakınmıştım. Felix'i gördüğüm an dilim tutulmuştu.
Aşağı indiğimde Felix ayağa kalkmıştı. Düğün töreni yapılıyordu. Yarım saat içinde yüzlerimizi takmış ve yeminlerimizi etmiştik.
Sonrasında ise Jeongin elinde bir mücevher kutusu ile gelmiş ve açmıştı. Gördüğüm şey ile gözlerim büyürken Felix alıp boynuma takmıştı.
"Bu kolye biricik eşime düğün hediyem olsun"
Bunu dedikten sonra yanağımdan öpmüş ve gülümsemişti. Herkesin içinde yapmasaydı keşke..
Kolye bu.
Herkesin gözü üstümdeydi. Daha doğrusu kolyemde. Lisa söylemişti bu gün.
Krallar eşine törende hediye bir hediye verirse çok sevdiği içinmiş. Ve bu hediyeyi önemli kılan parası değil, kralın aldığı kişiye neler hissederek aldığıymış.
Tamam güzelde, şu an üstümdekilerin toplam değeri 700 milyon dolardı kesin! Yürüyen para oldum amına koyim.
Felix önümde eğilip elini uzattığında dans edeceğimizi anlamıştım. Elini tuttuğumda müzik başlamış ve dans etmeye başlamıştık.
Çok yakındık dans ederken. Ama bundan rahatsız değildim. Tıpkı o filmlerdeki baş roller gibi dans ediyorduk.
Felix'in eli sürekli belimdeydi ve gözlerini üstümden çekmiyordu. Dansın sonuna gelmiştik.
Felix beni bir tur döndürdükten sonra kendine çekmiş ve belimden tuttuktan sonra kulağıma yaklaşmıştı.
"Çok güzel olmuşsun eşim"
Derin sesi beni etkilerken bir anda dudaklarımızı birleştirmişti. Alt dudağımı emerken karşılık vermiştim.
Alkış seslerini duyabiliyordum. Felix geri çekildiğinde gülümsemiş ve belimi okşamıştı.
Karnımda milyonlarca kelebek uçuyor gibi hissediyordum. Ne oluyordu bana?
Felix belimden tutarak tahta kadar götürmüştü beni. Utanıyordum.
Oturduğumuzda Felix elimi tutup yüzüğüme bakmıştı. Neden bilmiyorum ama kalbim çok hızlı atıyor.
"Yakışmış"
"Teşekkür ederim"
Felix'in yüzüne baktığımda dudağının her tarafına bulaşmış olan rujum yüzünden kıkırdamış ve elimde temizleyeceğim sırada elimi tutmuştu.
"Rujun bulaşmışsa kalsın"
Bununla utanırken elimi çekmiştim. Neden bu kadar güzel hissettiriyordu?
-
Seungmin ve Jeongin beni Felix'in odasına çıkarmış ve elime geceliği tutuşturmuşlardı.
Odadan çıktıklarında utanç içinde geceliği giymiştim. Odaya girmeyeceklerdi çünkü resmen çıplağım! Bu ne ya!
Gecelikte bile pahalı şeyler vardı. Demek kral ile evlenmek böyle bir şeydi.
Kolyeyi çıkarttığımda gergindim. İstiyor muydum? Birine ait olmak... Beni biraz tedirgin ediyordu.
Ve şöyle bir şey vardı, Felix ile bu gece ilişkiye girmeyi kabul edersem diğer gün olacak törenden sonrada girecektim.
Ruhlarımız ve kalplerimiz doğuştan bağlıydı değil mi? Yani doğduğum günden beri kalbim ve ruhum Felix'e aitti.
O zaman neden ben ona tam anlamıyla ait olmayacaktım?
Evet kabul edecektim. Fakat korkuyordum. Korkumu geçirmek için odaya göz gezdirmeye karar verdim.
-
Felix aşağıda otururken diğer krallıklardan gelen prenslerin konuşmalarına kulak misafiri olmuştu.
"Kralın eşi çok mükemmeldi. Fiziği o kadar iyi duruyor ki..."
"Keşke benim eşim olsaydı. Bağırta bağırta becerirdim"
"O beyaz teninde izler bırakmak vardı şimdi"
"Kralın neden bunu seçtiği belli oldu. Keşke önceden görseydim bu Hyunjin'i, hemen kendime ait yapardım"
Felix bununla sinirden deliye dönerken kalkıp odaya ilerlemişti.
Eşi ile ilgili ne demişlerdi? Bağırta bağırta becerirdim demişlerdi değil mi?
Eğer Hyunjin'in de izni olursa şimdi onu kendine ait yapacaktı. Asla izni olmadan dokunmazdı.
Odaya girdiğinde gördüğü Hyunjin ile ağzı açık kalmıştı. Bembeyaz teni ve bir kadının fiziğinden daha iyi olan fiziği...
__________
Abuzittin kıl bacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sword of Fire/Hyunlix✓
פנטזיהHwang ailesi köklü bir geçmişe sahipti. Hwang ailesinde bir kılıç vardı, ateş kılıcı. Yıllardır kimse kullanmaya cesaret edemiyordu. Tâki Hyunjin bulunca deneyip ateş sarayı olarak bilinen Lee krallığında uyanana kadar. -SemeLix