Karanlıkta Yolunu Bulmaya Çalışan Taraf

95 11 3
                                    

BU BÖLÜMDE RAHATSIZ EDİCİ ÖGELER BULUNABİLİR!!!














Chan, Hyunjin ile sakince oturuyordu. Ayaklarını uzatmıştı, kucağında Hyunjin yatıyordu ve bir yandan meyve yiyorlardı. "Channie, istersen bir şeyler yapalım. Mesela bana evin bodrumunu gezdir."
"Neden böyle bir şey istedin ki şimdi?"
"Geldiğimden beri her yeri gezdim ama bir tek orası kaldı. Merak ediyorum."
"Tamam gel indireyim."
Beraber inmeye başladılar. Ayrı eve girer gibi bir hissiyatı vardı, çelik kapıydı, altlı üstlü kilidi vardı.

    "Chan, burası çok kötü kokuyor! Resmen leş gibi."
"Neden böyle koktuğunu bende bilmiyorum aşkım. Kapısı da hep kapalı olur, giren yoktur ama bir bakalım."
Beraber içeri girdiler. İki ayrı oda vardı. İçeri girdikçe koku kötüleşiyor, yoğunlaşıyordu. İlk oda temiz olmasına rağmen ikinci oda için aynısı söylenemezdi. Chan, kapıyı açtığında bir ceset ile karşılaştı. Babasının cesedi. Nasıl olurdu? Zaten seneler önce ölmüştü. Hyunjin bir çığlık patlattı. Cesedin üzerinde ise bir not vardı. Chan yüksek sesle okumaya başladı.
"Bir dahakine gömeceğin yeri iyi seç koca adam. Bütün aileni evinin bodrumunda görmek istemezsin. Özellikle küçük kardeşini, değil mi?"
Altında ise kimin gönderdiği yazıyordu. Zyan.
"Chan bu ne açıkla bana lütfen. Bak her zaman sana güveniyorum ama açıklama yapmalısın. Bu ne Chan? Bu ne?" Hyunjin titrerken Chan onu kollarıyla sardı.
"Şhh bana bak. Bunu buraya ben koymadım, ama ben yok edeceğim. Bir halledeyim, söz her şeyi açıklayacağım sana."
"Daha önce polisiye romanda okumuştum. Eğer yaban domuzunun olduğu bir ormana bırakırsak onun yediğini düşünürler."
"Aferin benim akıllı sevgilime."

     Beraber cesedi bir torbaya koydular. Chan'ın aklındaki tek soru bunu kimin yaptığıydı. Zyan adında birini tanımıyordu. Öyle böyle ormana vardılar. Beraber inip torbayı aldıklarında ormandan gelen hayvan seslerini duyabiliyorlardı. Chan, cesedi torbadan çıkardı ve Hyunjin'le rastgele bir yere fırlattılar. Bıçak ile cesedin karnını yardılar ve organları çıkarmaya başladılar. En sonunda kafasını kesip hayvan yemiş görüntüsü verdiklerinde birbirlerine baktılar.
"Chan bu ceset çok eski nerdeyse çürümüş. Bunun cinayet olduğu anlaşılır."
Chan, Hyunjin'in bu dediklerini mantıklı buldu. Üzerindeki tişörtü cesete giydirdi. Hyunjin ise cesedin yüzüne su fırlattı. Chan, yerden keskin olabilecek bir dal bulup kolunu derince kesti ve cesedin üzerine damlattı. Cesedin dudaklarını kanla boyadı, yine de yeni bir ceset gibi gözükmediği için  çökmüş suratına da taş fırlattı. Daha sonra taşı da rastgele bir yere fırlatıp arabaya gitmeye koyuldu.

     Hyunjin, Chan'ın yere attığı dalı alıp tişörtünden bir parça kesti ve Chan'ın koluna sardı.
"Eve gidene kadar sana yardımcı olur."
"Hyunjin'im, araba kullanmayı bilir misin sen? Bu kolla kullanamam. Uyuştu biraz."
"Hayatım, kullanabilirim ama çok acemiyim."
"Önemli değil, eve götür yeter."

    Arabaya bindiklerinde Hyunjin, Chan'ın komutlarına uyarak ikisini de sapa sağlam eve döndürdü.
"Bebeğim, dolapta sargı bezi vardı alıp gelsene."
Hyunjin alıp geldi ve Chan'ın kolunu sardı. Ona yeni bir tişört giydirdi.
"Haydi anlat bana."
Chan gözlerini yumdu, derin bir nefes aldı. Başladı anlatmaya.
"Olduğumdan daha küçük bir yaştayken babam bana silah tutmayı ve vuruş yapmayı öğretti. Katı kurallıydı. Bana tavşan vurdurdu. Tabii, gençlik hali. Deliyim biraz. Babama karşı küçüklüğümden bir nefretim vardı. Hazır silah elimdeyken babama da sıktım. Tam kalbine, bütün nefretinin toplandığı, taşa dönüşen, sevgi nedir bilmeyen o kalbine sıktım. Cesedi yok etmek için uğraşmadım bile. Çürüsün gitsin istedim. Ama önümdeki hapis dolu yılları görünce cesedi arka bahçeye gömdüm. Orayı her gün suladım, kimse fark etmesin ve garip kaçmasın diye de tohum ektim. Geçen gidip baktım, koskoca ağaç olmuş biliyor musun?"

   
"Ah Chan, üzümlü kekim benim. Söz veriyorum, seni iyileştireceğim, sana iyi geleceğim. Yeni bir çocukluk yaratacağım sana. Gökkuşağının el salladığı, güneşin her saim güldüğü, yaz olsa bile bacası tüten, el ele tutuşarak top oynayan çocukların olduğu o resimlerdeki gibi bir çocukluk yaşatacağım sana. Hatta o kadar kaybolup gideceksin ki çıkış kapısını bulamayacaksın. Bazen kötülükler göreceksin orada, ama merak etme bebeğin her zaman orada olacak. Sana kollarını açacak, yaralarını saracak. Ben olacağım o. Yardım edeceğim. Ne de olsa; anlaşmak bir bakış."

   Chan'ın, Hyunjin bu söylediklerine gözleri doldu. Sondaki şarkı sözüne eşlik etmek geldi içinden.
"Bazen de 'seviyorum demektir. Anlaşmak bir gülüş. Bazen de bir özür dilemektir."

   "Ah Chan. Bu sözlerimi hiç bir zaman unutma."
"Söz çiçeğim, unutmayacağım."









 
14 Mayıs 2023

Merhaba,
 
Bugün Hyunjin bana bir söz verdi. Elimi hiç bırakmayacağına dair, bana çocukluğumu yaşatacağına dair. Ve ben ona inanıyorum. Belki her zaman güvenmemek gerekir ama Hyunjin'e her şeyden daha fazla güveniyorum. O benim her şeyim; içim, dışım, sesim, kulağım, kalbim. Ve hiçbir karşılık beklemeden bende yapacağım ona aynı şeyi, yaşayamadıklarını yaşatacağım. Her şeyde ilki olacağım. Söz veriyorum miniğim, söz.

Chistopher Bangchan








SONUNDA BOLUM ATTIM LQMSLQMSM. UZGUNUM COK GECIKTI AMA ARTIK DUZENE GIRECEK BOLUMLER EMIN OLABILIRSINIZ CUNKU YARIN MEZUN OLUYORUUUM.😍IYI OKUMALAR DILERIM ARKADASLAR💗

 

The Killer~HyunChanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin