Geceler boyu seslere uyandılar, o zannedip uzandılar ellere, ona değil kendilerine acıdılar, o giderken. Zayn sandıkları o adam hayatlarını paramparça edebilecek güce sahipti, bilmiyorlardı.
Hyunjin derin nefeslerle yataktan kalktı.
"Hyunjin iyi misin canım? Ne oldu?"
Hyunjin nefes nefese cevap veremezken Chan ona sakinleşmesi için su verdi.
"Şh geçti."
"Tamam sadece kâbus gördüm önemli değil."
"Anlatmak ister misin?"
"Hayır sağ ol."
Hyunjin yatağa yatıp ne kadar uyumaya çalışsa da beceremedi. Balkona çıktı. Havayı içine çekti, rahatlamaya çalıştı. Fakat yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu hissediyordu.Gün aydınlanmaya başlayınca Chan da uyandı. Hyunjin'in yanına gitti. Arkasından sarıldı ve ikisi de balkondan bakmaya başladılar.
"Chan, bugün kahvaltıyı dışarıda mı yapsak?"
"Dün gece bodrumumuza ceset bırakan bir sapık varken mi?"
"Hadi ama!"
"Başımıza bir şey gelirse?"
"Chan! Kaç gündür sıkıntı içerisindeyiz. Biraz başbaşa vakit geçirmekten zarar gelmez."
"Tamam birkaç saat sonra hazırlan. Saat erken daha mekanlar açılmamıştır."
Hyunjin sevinç içerisinde ellerini çırptı. Chan'ın dudağına bir öpücük kondurup salona gitti.Saat: 10.45
"Chan artık hazırlanıyorum mideme kurt düştü resmen."
İkisi de hazırlanmak için odaya gittiler. Hyunjin pantolonunu giyerken Chan ani bir hareketle Hyunjin'in poposuna vurdu ve gülmeye başladı.
"Ah şapşal! Ne diye gülüyorsun bakayım? Canım acıdı burada!"
"Ahaha Hyunjin surat ifadeni görmeliydin."
Chan, Hyunjin'in surat ifadesini taklit edince Hyunjin'de gülmeye başladı ve Chan'ın göğsüne sert olmayan bir yumruk attı.
"Ah Hyunjin ne yapıyorsun?"
"İyiyim canım sen?"
"Hyunjin ortaokul ergenlerine döndün iyice."
"Ahah biliyorum seni sinir etmek istedim."
İkisi de gülüşerek giyinip evden çıktılar.Chan köşe başında esnaf lokantasına benzeyen bir kahvaltı yerinde durdu. İçeri girdiler.
"Kai! Kardeşim bize iki tane kahvaltı tabağı ayarla ortaya da patates kızartması."
"Ee şey, patates kızartması elma dilim olabilir mi acaba?"
"Tabii efendim siz nasıl isterseniz."
"Kai bir de portakal suyu getir. Yena teyzenin sıktığı taze sulardan olsun."
"Tabii ağabey hemen hallediyorum."
Kai ikisine de gülümseyerek lokantanın mutfağına gitti.
"Chan, buraya sık geliyorsun galiba."
"Evet, Felix ile çok geliriz ama son olanlardan sonra epeydir gelmemiştim."
"Bence Jeongin buraya bayılır. Onları da davet edebilir miyiz lütfen?"
"Ederiz bebeğim."Chan, Felix'i aradı ve davet etti. Felix ise kabul etti. Jeongin ve Jongi'yi alıp çıktılar. O sırada Chan gelecek üçlü için de sipariş vermişti. On beş dakika sonra kapıda göründüler.
"Oo hoş geldiniz."
"Hoş bulduk."
Felix, Jongi'ye Chan'ı tanıttı.
"Memnun oldum."
"Ben de canım, geçin oturun."
Oturdular ve yemekleri de geldi. Jongi hızlı hızlı yemeye başlayınca masadakilerin ona güldüğünü fark etmemişti bile.
"Jongi, ağabeycim yavaş biraz boğulacaksın."
"Ya sen karışma yiyorum işte."
Gülmeye devam ettiler. Herkes yemeğini mutlu bir şekilde yiyordu. Keyifleri yerindeydi."İzninizle lavaboya gitmem gerek. Felix ağabey bana yolu gösterir misin?"
"Gel Jongiciğim göstereyim."
"Chan ben de elimi yıkamaya gideyim."
"Tamam bebeğim."
Masada sadece Jeongin ve Chan kalmıştı.
"Chan sana sormak istediğim bir şey var."
"Tabii dinliyorum."
"Hyunjin bu ara iyi gözükmüyor. Ne kadar gülse de altta yatan bir tedirginlik var. Bana iyi olduğunu söyleyip geçiştirme lütfen, dostumu iyi tanırım."
"Pekâlâ. Bu ara tatsız şeyler yaşadık. Yani çift arası kavgalar değil, biraz daha ağır şeyler. Bunların ne olduğunu söyleyemem çünkü gizli. Yani bir görev gibi düşünebilirsin. Söz onun toparlanması için elimden geleni yapacağım."
"Peki Chan. Sana güveniyorum. Hyunjin'i de en yakın zamanda eski halinde görmek istiyorum."Chan masadan kalkıp hesabı ödedi. O sırada Hyunjin geldi.
"Acil eve gitmemiz gerek sana anlatacaklarım var."Bir telaş arabaya binip eve geldiler. Hyunjin anlatmaya başladı.
"Lavabodayken kabinin içinden ses geldiğini duydum. Belki içerideki kişi bir şeye çarpmıştır diye önemsemedim başta. Sonra pencere açılma sesi duydum ve birisinin ıkınma sesleri geldi. Dikkatlice baktığımda pencereden birinin kaçtığını gördüm. Kabinin kapısı açıktı, içeri girdim. Klozetin üstünde bir zarf gördüm. İçinde 'evden çıkmanız yanlıştı. Hyunjin ısrar etmemeliydin. Ama bugün şanslı gününüz, yanınızdaki küçük kız korkmasın diye planımı erteledim. Siz siz olun evden çıkmayın beyler.' yazıyordu. Kağıdın arkasında da zarfla beraber notu pencereden at yazıyordu ben de attım. Ve bunu yazan kişi de yazıyordu notun sonunda."
Hyunjin bir süre sessiz kaldı. Chan az önceki duyduklarından ağzını açamamıştı devamı için Hyunjin'e bakıyordu.
"Notu yazan kişi....."
Bir kere daha yutkundu.
"Zayn."EVEET BILMEM KAC GUN SONRA BOLUM GELDIII. IYI OKUMALAR 💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Killer~HyunChan
FanficKatil olan Chan, öldürmek için kaçırdığı Hyunjin'e aşık olursa ne olur?