Koray'ın yüz ifadesi birden değişti ve bir anda ağzımdan çıkmıştı. Ne yapmıştım? Kimliğimi açık etmiştim. Kimse duydu mu diye etrafıma bakındım. Meryem ve Işık hala konuşuyorlardı ve duymadıkları için şanslıydım.
"Nee? Sende mi eşc-" diye başladı Koray, ancak elimi ağzına götürdüm.
"Şşştt.. duyacaklar," dedim ve sustu.
"Bunu hangi cesaretle söyledin? Tüm okul benimle alay ediyor. Ya sende duyulursan," dedi.
"Sen söylemezsen bilmezler," dedim.
Sırıtmaya başladı.
"Ne oldu? Neden gülüyorsun?" diye sordum.
"Demek elime düştün. Söyleyeyim mi herkese? Hee?" dedi.
"Ne-ne? Beni tehdit mi ediyorsun? Ben sen yalnız kalma diye yanına geldim. Hatta kendini yalnız hissetme diye kimliğimi açıkladım. Ve sen beni tehdit mi ediyorsun?" diye sordum.
Sanırım bana hak vermişti. Yüzündeki gülümseme sönmüştü.
"Anladım. Sanırım bunu saklayabiliriz," dedi.
Bir oh çektim. Çok rahatlamıştım. Cinsel yönelimi hakkında sohbet etmek istiyordum. İçimden bir ses onunla konuş diyordu. Ama aynı zamanda "sakın yapma" diyordu o ses.
"Bugün çıkışta işin var mı?" diye sordum.
"Hayır neden?" diye yanıtladı.
"Biraz dolaşalım mı çıkışta?" dedim.
"Olur," dedi hemen kabul etti. Sanırım hiç arkadaşı olmadığı için sohbet etmek istiyordu. Kim bilir içinde ne sorunları vardı?
Zil çaldı ve ikinci ders başladı. Sınıfa üçlü erkek grubu girdi. Bizim sıramıza yaklaştılar. İçlerinden biri bizim sıramızın önünde durup Koray'a,
"Lan ibne! Yanındaki bu çocuğa da bulaştırma lan ibneliğini," diye bağırdı.
Koray'a dönüp baktığımda, yüzünü önüne eğmiş, gözlerinde hüzün belirmişti. Bu manzara, içimde bir öfke fırtınası yarattı. Ayağa kalkarak yakasını sıkıca tuttum ve geriye doğru ittirdim.
"Ne oldu, üçlü geziyorsunuz galiba? Zor olmalı, özellikle de dar kabinlerde." dedim, sert bir tonla.
Diğerleri aniden donup kaldı, yüzlerindeki morarmaların rengi daha da derinleşti. Hiçbir şey söylemeden sıralarına döndüler, gözlerindeki öfke beni deli gibi yaktı.
Kendime yer ararken Koray hala şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. Yüzümü ona dönmemiştim bile.
"Ne yaptım ki?" dedim masum bir şekilde.
Koray'ın sesi endişeliydi. "Onlar çok tehlikeli insanlar, belalı tipler."
O anda zihnim mafya figürleriyle dolup taştı, Işık'ın ailesi... Aniden kahkahalarla gülmeye başladım, içimdeki gizli korkuyu bastırmak için.
"Merak etme. Bunlar bana vız gelir. Ben kimlerin elinden kurtuldum," dedim, içimdeki kararlılıkla, Koray'a bakarak.
Koray'ın yüzünde anlam dolu bir ifade belirdi, sözlerim onu derinden etkilemişti. İçimde, aniden beliren bir duyguyla titremeye başladım. İşte o an, kelebeklerin içimde uçuştuğunu hissettim, öyle bir an...
Sanırım, o an, Koray'a karşı bir ilgi duymaya başlamıştım.
🟨🟧🟥 IŞIK'IN GÖZÜNDEN 🟥🟧🟨
"Meryem'le birlikte yaşananları izliyorduk. O şaşkınlıkla bakıyordu, ben ise içimden korkuyordum. Umut'a bir zarar gelmesinden korkuyordum.
Meryem, "Bu okulda ilk defa birisi Koray'ı savundu. Normalde kimse onu savunmaz, ondan nefret ederdi." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACININ ACI TEBESSÜMÜ : 1
Ficción General"Karanlık gölgeler arasında umudu arayan Umut ve yıldızlar kadar parlak Işık'ın hikayesi, yaşamın karmaşık dokusunda bir arayışın öyküsüdür. Umut, kaderin cilvesiyle korkunç bir olayın gölgesinde yaşarken, Işık onunla kesişen yolları sayesinde yeni...