iamnotmami: diş tellerinle iğrenç göründüğünü hiç söylemediler mi
iğrenç gözüküyor da
itsjustbarkın: Ne?
Siz kim oluyorsunuz da bana bunları söyleme hakkına sahip olduğunuzu düşünüyorsunuz?
iamnotmami: sadece söyleyeyim dedim tel torbası
göz zevki...
Hayat çok garip bir yerdir. Ne zaman nerede olacağını bilemezsin. Hangi an neyi yaşayacağını bilemezsin. Bazı seçimler yapar, doğru olmasını umarsın ve ardından hayatının seçimlerin doğrultusunda değişmesine izin verirsin.
Çünkü hayat senden bunları ister. Hep bir yol ayrımına sürükler seni. Bazen iki bazen daha fazla seçenek verir ve seçmeni ister. Birini seçmek zorundasındır. Bir yoldan geçmek, o yolun sana getirdiklerini kabul etmek zorundasındır.
Bunun sonucunun ne olup olmayacağını bilemezsin. Bunlar senin seçimlerindir evet ama. Her an hayat seni neydim ne olduma getirebilir.
Daha iki hafta önce yaşıtlarının beyin ortalamasının altında olan çocukla konuşmalarımın ,yani bana hakaretlerinin, ardından, şuan karşı karşıya oturmamız da hayatın bana getirdiklerinden biriydi.
Elbette böyle olmasını ben istemiştim zira böyle bir şeyin gerçekleşmesi pek de mümkün değildi lakin isteyerek de burada olduğumu söyleyemezdim. Neden olduğunu ben de bilmiyordum çünkü. Dedim ya hayat, sunduğu seçimler ve getirdikleri.
O da benim için farklı şeyler düşünmüyordu büyük ihtimalle. Hatta benim aksime neden olduğunu bilmediğim bir şekilde benden çok çok fazla nefret ettiğini hissediyordum.
Buraya geleli 4 hafta olmuştu ve geldiğim ilk haftada biri hesabımı bulup bana hakaretler yağdırmaya başlamıştı. Hayatın bana sunduğu seçimler beni buraya getirmişti ve bu en kötüsü bile değildi. Hiçbir şey İzmir'de yaşadıklarımın tırnağı bile olamazdı çünkü.
Karşımdaki kahverengi saçlı benden fazlaca kısa çocuğa baktım. Liyanla ciddi bir konu konuşuyor gibiydi. Ne hakkında olduğunu bilmiyor, merak da etmiyordum. Etsem de gidip sorabileceğim kadar yakın değildik daha. Zaten Muhammet Ali ya sinirli oluyordu ya da alaycı. Başka bir duygusu yoktu.
Nefes nefese yanıma oturan Egemene baktım. "Geç kaldım mı kanka?" Şaka mı yapıyorsun bakışlarımı göremeyecek kadar koştuğunu görünce, "Ne geç kalması alt tarafı üçüncü derse gireceğiz!" dediğimde bana yandan bir bakış attı (bombasticsideeye) ve "Oh iyi geç kalmamışım." ?? dedi.
Ardından ayağa kalktı, Liyanların tarafına doğru yürüdü ve konuşmalarına dahil oldu. Anında onun da kaşları çatıldığında bir problem olduğunu anlamıştım. O an meraklanıp onların yanına geçtim.
"Bir problem mi var?" diye sordum, herkese karşı. Liyan, "Evet ya sorma, bir kaç gün sonra okul programında sahnemiz var ve solistimizbeyimizin sesi kısılmış. Onu o kadar uyarmamıza rağmen bizi dinlemedi. Cefasını biz çekiyoruz. O kadar emeğimiz, o kadar çalışma hepsi çöp oldu."
"Hemen umutsuzluğa kapılmayın derim. İşinize karışmak istemem ama elbette birini bulacaksınız." dediğimde Muhammet Ali çıkıştı,
"Allah aşkına kimi bulmamızı bekliyorsun. Bulsak bile o kadar şarkıyı hangi ara ezberleyecek, o ezberleyene kadar ne zaman prova alacağız lan he?" Bir anda yükselmesi kaşlarımı çatmama sebep olmuştu.
"Bu kadar sinirli yaklaşırsan zaten hiçbir şey elde edemezsin. Olan olmuş. O çocuğu iyleştiremeyeceğine göre, sinirlenip kimseye bağırmanın manası yok. Bence müzik grubunuzda elbet sesi güzel olan birisi vardır. Hem şarkıyı söyler hem enstrümanı çalabilir.
Tabi söyleyecek durumda olması lazım. Şimdi bir bakalım grubunuzda 4 tane enstrüman var bir tanesi bateri biri keman diğeri ikisi de gitar çalıyor değil mi. Kemanın çeneye yakın bir konumda olduğunu düşünürsek, şarkıları liyan söyleyemez.
Baterist de şarkı esnasında çok fazla çalıyor, bu durum onun söylemesini de engeller, bu durumda iki kişi kalıyor. Muhammet Ali ve diğer çocuk."
"Toprağı direk kafadan ele amk insanların topuklarına vurarak kaçmasını istemiyorsak. Onu düşünmemeliyiz." diye bana cevap veren Egemene baktım ve ekledim
"O zaman tek bir seçenek kalıyor."
Gözlerini belerterek bana bakan Muhammet Ali, "BEN Mİ?" diye çıkıştı. "Ben yapamam amk. Çıkmayız olur biter."
Liyan hızlıca kafasını ona çevirdi, "Ne demek çıkamayız lan. Annemler gelecek o gösteriye. Kaç haftadır bunun için uğraşıyoruz biz ve annemler zaten benim her yaptığıma karşıyken, ne zorluklarla çalıştığımı tahmin bile edemezsin ve sana yemin ederim, eğer çıkıp o iki üç şarkıyı söylemezsen bir daha yüzümü göremezsin. Anladın mı lan."
Hepimiz irkilmiştik ama bizden çok Muhammet Ali şok içindeydi. Ne yalan söyleyeyim, böyle bir tepkiyi kimse beklemiyordu. "Tamam tamam söyleyeceğim. Ama kimse ben söylediktem sonra bana tek kelime etmeyecek. Kimse benim şarkı söylemem hakkında konuşmayacak. Anladınız mı?"
Liyan kafa salladı. "Anladım anladım. Hadi provaya." Muhammet Aliyi de kaldırarak ittire ittire sınıftan çıkardı. Onların çıkmasıyla Beria ile Yağızın sınıfa girmesi ve ders zilinin çalması bir olmuştu.
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Liyan Işık
SELAMLAAAAARRRR!!!! NABERSİNİZ... SAAT İKİ BUÇUK VE GÜNLERDEN PAZAR! YANİ SÖZ VERDİĞİM TARİHTE ATAMADIM BÖLÜMÜ..
Neyse neyse düzenleyemedim özr dilerm canlarım. Bölümğ nasıl buldunuz. Muhammet Alinin sesi sizce nasıl??
Ben biliyorum ehehehehe. NEYSEMMM. Okuduğunuz için tesekkürler cnmlar. ÇOK ÖPTÜMMMM!