11.Bölüm

20 2 0
                                    

Karan ile buluştuğumuz geceden bu zamana tam iki gün geçmişti. Telefonum yine sessizdeydi. Kızlar ile bu iki gün boyunca bol bol sohbet etmiş ve gezmiştik. Onlarla vakit geçirmek benim için önemliydi. Gelen dosyaları düzenlemeye devam ediyordum. Elim alıştığı için olsa gerek hızlı hızlı bitiriyordum. Bazen sıkıldığım da olsa da henüz ilk haftamdı sonuçta yapacak bir şey yoktu. 

Alfabe sırasına göre dizdiğim dosyaları odamdan çıkmak üzere elime aldım ve kapıyı açtım. Elimde ki dosyaları Kadir Bey'e vermez üzere karşımda ki odaya ilerledim. Odanın kapısına asılan elim havada kalmıştı. Çünkü kapı ani bir hışımla açılmış ve ellerimde ki tüm dosyalar yere devrilmişti. Yerdeki dosyalar da olan gözlerim hayret ediyordu. Ben onları düzenlemek için ne kadar zaman harcamıştım. Kafamı bu durumun sorumlusuna çevirdiğim de bir çift mavi göz karşıladı beni.  Gözlerinden başlayıp tüm vücudunu gözlerimle süzmüştüm. Giydiği beyaz tişörtün üzerine bir kot ceket giymişti. Aslında bakılırsa baştan aşağıya kot tercih etmişti. Sarı saçlarına verdiği şekil ona biraz serseri havası katmış olsa da bakışları ve yüzü öyle olmadığını belirtir cinstendi. O da tıpkı benim gibi şaşkındı. 

''Affedersiniz, gerçekten özür dilerim.'' gözlerime yerleşen pişmanlık az önceki tüm üzüntümü ve öfkemi yok etmişti.'' Hiç sorun değil. Toplamama yardım edersiniz şipşak hallolur.'' dediğimde dosyaları toplamak üzere dizlerimi kırdım. O da benim gibi dizlerini kırarak dosyaları toplamaya başladı.'' Kabalık etmiş olmaz isem adınızı sorabilir miyim?'' dosyalarda dolanan gözlerim gözleri ile buluştu. Büyük bir beklenti içerisinde olduğu aşikârdı.'' Hayır tabi ki. Ben Pâye Karaca, siz?'' cevabını bekleyen bakışlarım karşısında otuz iki diş gülümsedi.'' Soyadınızın hakkını verecek kadar güzelsiniz.'' söylediği karşısında gözlerim açıldı. 

Birinin iltifat etmesi hoştu ama bunu yeni tanıştığım birinden duymak beni şaşırtmıştı. Üstelik adını bile bilmiyoruz. Karşımda sırıttığında elime dosyaları tutuşturdu. Ayaklandıktan sonra elini kalkmak için uzattı. Eline bakan gözlerimle bir saniye bile düşünmeden tuttum. Ayaklandığımda elimi tutan elini sıktı. Bir aşağı bir yukarı sallayıp'' Tanıştığıma memnun oldum Karaca. Ben Gediz Ulugöz'' ellerimizi ayırdığında gözlerime beklentiyle bakıyordu.'' Siz de soyadınızın hakkını veriyorsunuz.'' dediğimde kahkaha atmıştı. Şen kahkahası herkes tarafından rahatla duyulur nitelikteydi.'' İşte bu komikti.'' başımı öne doğru eğdiğimde Kadir Bey'in sesini duydum.'' Gediz eve git artık.'' beni beklemiyor olacak ki gözleri açılmıştı. Gediz başını salladığında aramızdan ayrıldı. 

''Ben dosyaları getirmiştim ama az önce bir kaza sonucu dağıldılar.'' başını anlayışla sallayıp elimdeki dosyaları aldı.'' İçeri geçip benimle bir şeyler içmek ister misiniz?'' başını onaylar şekilde salladığımda gülümseyip içeri geçmek için kapıdan çekildi. Dosyaları yerleştirip masasında ki telefona doğru kollarını uzattı.'' Ne içerdiniz?'' gözlerimi ona doğru çevirdiğimde gülümseyip'' Bir yeşil çay alsam iyi olacak'' dediğimde kafasını sallayıp'' Bir yeşil çay bir de siyah çay lütfen'' dediğinde koltuğuna oturdu. Önünde ki dosyada ne vardı bilmiyorum ama fazlasıyla ilgilendiği çok açıktı. 

''Gediz ile tanışmış olman güzel bit tesadüf oldu.'' dediğinde bakışları sohbet etmek istediğini belirtiyordu. Tamam hadi ona istediğini verelim. Sıkılmış olmalıydı.'' Evet, tanıştık. Özel değilse eğer kendisi neyiniz oluyor?'' diye sorduğum da gülümsedi.'' Pâye Hanım artık senli benli ifadeleri bırakalım mı?'' biraz şaşırsam da bu gayet normaldi sonuçta artık iş arkadaşıydık. Başım ile onu onaylayıp cevabımı öğrenmek üzere gözlerimi gözlerine kenetledim.'' Gediz bir arkadaşım.'' dediğinde başımı tekrar salladım. Kapı çaldığında çaylarımız da gelmişti. Elime aldığım kupayı dudaklarıma götürdüm ve çayımın o eşsiz tadına baktım. Yeşil çayı severdim. 

MÜBREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin