𝐒𝐞𝐧 𝐕𝐞 𝐁𝐞𝐧, 𝐒𝐞𝐯𝐠𝐢𝐥𝐢𝐦 || 𝐂𝐨𝐮𝐧𝐭𝐫𝐲𝐡𝐮𝐦𝐚𝐧𝐬-𝐒𝐡𝐢𝐩

TÜRKİİ!!!

Bu ship GCHHLL  agama ve shipleyen tüm dostlarıma adanmıştır. Bunu yazdığıma hâlâ inanamıyorum.. (Bu bölüm, isteyen kişinin AU'suna göre yazılmıştır.)

Bölüm Shipi: Alman İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu
.
.
.
Tarih: **.**.19**
Yer: Topkapı Sarayı, İstanbul
Osmanlı İmparatorluğu: Erkek
Alman İmparatorluğu: Erkek
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu: Erkek
Bulgar Krallığı: Kadın(?)
Türkiye Cumhuriyeti: Erkek
------------------------------------

Minnak velet Türkiye'miz, boyuna bakmadan gözlerini kısmış, dudaklarını birbirine bastırarak erkek adam olmuş bir şekilde karşısında kendisinin ne yaptığını çözmeye çalışan Alman İmparatorluğu'na bakıyordu. Bu adam çok şerefsiz davranıyordu, nedense kıl oluyordu herife..

"Babama nasıl baktığını biliyorum.." diyerek harfleri yutmadan konuşmaya çalıştı. Bu onu daha sevimli yapıyordu.

Sanırım şu anda eğlenen en çok kişi Avus-Macar ve Bulgar'dı. Bulgar, hayatı sorgularken Avus-Macar Türkiye'ye alttan alttan gazı veriyordu.

"Neden sürekli babamın yanındasın?" diyerek minnak velet isyan etti. Bu, Avus-Macar'ın kahkaha atmasına neden olmuştu. Bu sarı göt, (Alman) küçücük çocuktan azar yiyordu.

"Neden mi sürekli babanın yanındayım? Hani hem babanla bir ortak-"

"Gece gece ben babamın yanında uyurken babamı kaldırıyorsun! Utanmıyor muşun?" Türki, sanki bir mafya babası edâsı ile minik avucunu masaya vurdu. Haritaların üzerinde çeşitli şeyleri temsil eden heykelcikler yere düşmüştü. Yargı dağıtıyordu öz abim.

"Nee-oha Alman!"

"Bana bak kes sesini Avus-Macar! Daha sünnet bile olmamış bir veledin sözüne mi inanıcaksın!"

"Ona bakarsan sende olmadın Alman.."

"Olmadığımı da nereden biliyorsun?"

"Hâ?-"

Bay Osmanlı, üzerinde ki resmi işler için giydiği kendisine yakışan harika bir üniforma takımı ile toplantı salonuna giriş yaptı. Hemen kendisi için ayrılmış yere yani Alman'ın yanına geçecekken duyduğu ses ile durdu.

"Baba! Benim yanıma niye oturmuyorsun?" Dudaklarını büzdü. Namussuz velet taktikleri kullanıyordu.

"Türkiye. Ama senin yerinde yer yok oğlum?" diyerek Osmanlı, asıl niyeti anlamamıştı. Bunu derken de çoktan yerine oturmuştu. Alman, gizliden sırıtmadan edemedi.

Alaman: 1 - Türki: 0

Türkiye, yüzünü buruşturdu. Bu iş tahmin ettiğinden de zor olacağına benziyordu..

"Geç kaldığım için kusura bakmayın, sultan ile konuşmanın bu kadar uzun süreceğini tahmin etmezdim. Hem umarım, oğlumun da bu yerde olmasından rahatsız olmamışsınızdır.."

"Ne rahatsızı, Bay Osmanlı? Türkiye, gerçekten de anlattığını kadar eğlenceli bir çocuk! İyiki gelmiş!" diyerek Avus-Macar yorumunu kattı. Alman, gözlerini kısmış bir şekilde bakışları ile onu tehtid ederken oralı olmadı.

"Ee- iyi ama ben Türkiye'yi size hiç bir zaman anlatmadım ki?" diyerek Osmanlı tek kaşını kaldırarak, Avus-Macar'a baktı.

"Ne demek anlatmadın la- Ah! Yani şey Bay Osmanlı, ne demek-? Hay sikeyim- yani haha! Ben niye anımsar gibiyim yaw?" diyerek Avus-Macar dirseğini masaya dayayarak hiç bir şey çaktırmamaya çalıştı. Kendisi az önce konuşurken Alman'ın masanın altından vurması hiç de hoş bir şey değildi.