𝐒𝐞𝐧 𝐕𝐞 𝐁𝐞𝐧, 𝐒𝐞𝐯𝐠𝐢𝐥𝐢𝐦 || 𝐂𝐨𝐮𝐧𝐭𝐫𝐲𝐡𝐮𝐦𝐚𝐧𝐬-𝐒𝐡𝐢𝐩

"Şerefine."

Bu istek bölümün üzerinden 4 ay geçtiğine inanamıyorum, sizleri beklettiğim içjn özür dilerim gençlik. Bu bölüm Nazarwq0 ve shipleyen tüm dostlarıma adanmıştır.
Bölümde kendi AU'm kullanıllanılacaktır. Cinsiyet değişiklikleri mevcuttur.

Bölüm Shipi: Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye Cumhuriyeti

1940'lı Yılların Birinde
Ankara, Türkiye Cumhuriyeti
Türkiye Cumhuriyeti: Bayan
Amerika Birleşik Devletleri: Bay

Sohbetlerini bir üst seviyeye taşımaya karar vermiş olucaklar ki, ağızları yerine tabak-çatal sesinden anlaşıyorlardı. Konuşma zahmetine bile girmeden, özel yapım 2.5 metreyi bulan masanın kısa kenarında, birbirine bakacak bir şekilde pozisyon almışlardı. Yemekte sunulan ara sıcağın yanında da masanın üzerinde ki işlemeli süs ve hemen yanında ki şarap şisesi dikkat çekiyordu. Tek bir tür ile sınırlı kalınmamış; bira, rakı, votka gibi çeşitler yan yana boy boy bir şekilde dizilmişti.

Birleşik Devletler, ortamın sessizliğinden ve arkada hafif ve kısık bir şekilde çalan klasik müziği duymaktan sıkılmıştı. Cam gözlüklerinin altında parlayan gözleri ile yukarıda ki süslü avizeden yavaş yavaş karşısında hâlâ sabırla yemek yiyen kadına çevirdi. Sade makyajı, enseden at kuyruğu olarak bağlanmış saçları ve üstündeki resmi siyah elbisesi ile oldukça zarif duruyordu. Sanki elinden kayık yüzlerce parçaya ayrılabilecek cam bir eşya gibi...

"Sohbetiniz de ne sarıyormuş öyle," diyerek Amerika'nın ağızından çıkan kelimelere büyük salonda yankılandı.

"Evet," diyerek çatalının ucunda ki yeşillikleri ağızına atarak, hiç aceleye gelmeden çiğnemeye devam etti. Yemek tabağında tuttuğu gözlerini bu sefer karşısında ki adama çevirdi. Yüzündeki sinir ve soğukluk, tâ 4 km öteden okunabilirdi.

"Evet?" diyerek Amerika, kaşlarını çattı. Türkçe olarak "Evet" demişti o. Dil farklılıkları yüzünden neyi imâ ettiğini pek de anlayamamıştı.

"Evet Bay Birleşik Devletler, lütfen sessiz olun ve protokol gereği yemeğinizi yeyin."

"Neden sinirlisiniz?"

"Size karşı herhangibi bir duygu beslemek aptallıktan başka bir şey olmaz. Biz sadece 'Müttefik' denilen şeyden başka olamayız."

"Kendinizi bir anda savunmaya alarak iki tarafa da mesafe koymayı mı düşünüyorsunuz yoksa?"

"İ-iki tarafa?.."

"Tch- bu kadar kapalı düşünmeyin. Her iki tarafta da olmayarak bu işten kurtulmaya çalışıyorsunuz,"

"Ne yani, Bay Birleşik Krallık gider gitmez sizin ayarladığınız, bakın sizin ayarladığınız bu tarihte sizinle konuşmam bile kararımın netliğini gösterir. Her iki tarafta benden uzak durun."

Derin bir iç çekti Birleşik Devletler, konuya giriş kısmından başlayıp yavaş yavaş gelişmeye geçeceğini planlarken bir anda pat diye konuşmaya başlamıştılar bile.

"Bakın efendim, buraya sizinle taraf seçmek için baskı kurmaya gelmedim."

Sözünü kesti.
"Oh evet, buraya sizin şu 'Bakış Açısı' dediğiniz açıyla anlatmaya geldiniz. Tabii tabii,"

"Sözümü kesip saygısızlık yapmazsanız sevinirim."

Türkiye, susma hakkını kullanmaya karar vermiş olacak ki sinirli sinirli nefes almasıyla tepkisini ortaya koydu. Birleşik Devletler, ağızını nemlendirmek için hemen yemek takımının yanına, masa servisine uygun süslenmiş kadehten bir kaç yudum kırmızı şarap içti. Şarap pek tercihi değildi fakat böyle bir ortamda alışık olmadığı tat alması aklını biraz olsa da toparlamıştı.