4.

199 18 1
                                    

" Şimdi bana duvarından içinden geçeceğimizi mi söylüyorsunuz?" Şaka yapıyoruz demelerini bekliyorum. Ama kimse demiyor.

" Önden ben giderim. Draco, Star ile birlikte geç ilk seferi sonuçta onun."

Narcissa Malfoy duvardan geçene kadar şaka yaptıklarına hala eminim. Fakat öylece duvardan geçiyor. Lucius Malfoy da eşinin peşinden gidiyor.

Draco elini uzatıyor. " Hadi sıra bizde."

Elimi hızlıca geri çekiyorum. " Hayır. Beni bir duvardan asla geçmeye ikna edemezsin."

" Bunun sihirli bir duvar olduğunun farkındasın değil mi? Büyücü ve cadı bütün insanlar geçebilir."

Tereddüt ile duvara bakıyorum. Bu delilik. Başımı deli gibi iki yana sallıyorum. " Hayır hayır. Ya bir cadı değilsem ya duvara çakılıp kalırsam?"

" Cadı olmasaydın sana bir Hogwarts mektubu göndermezlerdi Star. "

Kendimi zorlayarak Draco'nun elini tutuyorum. " Eğer duvara çarparsam seni öldürürüm."

" Eh eğer bir kofti olduysam babam onu senin yerine zaten yapar. Üç deyince. Bir..."

Koftinin ne olduğunu sormak bir yana iki bile demeden koşmaya başlıyor. Bir an elini bırakıp kendimi yere atmayı düşünüyorum. Ne kadar korkarsam büyülü dünyaya alışmamın o kadar zor olacağını bildiğim için elini daha sıkı tutup koşuyorum.

Duvara çarpmayı beklerken hiçbir şey olmuyor. Sanki duvarından içinden geçmemişiz gibi kolayca yürüyüp gidiyoruz. Duvarın diğer tarafı da ön tarafından fazla farklı değil. Baykuşları, kurbağaları, cübbeli ve kazanlı öğrencileri saymazsak.

Fazla drama çıkarmayı seven biri değilim normalde ancak tren istasyonunda ailesi olmayan tek kişinin ben olması canımı yakıyor. Lucius Malfoy bile korkunç babalığına rağmen Draco için orada. Onlar vedalaşırken etrafıma bakıyorum. Ailesi olmayan başka birini görüp içimi biraz olsun rahatlatmak için.

Yakınlarda benden başka herkes ailesi ile konuşuyor. Kimsenin bana bakmadığını bilsem de herkes bana acıyan gözlerle bakıyormuş gibi hissediyorum. Annesiz, babasız, bir başına zavallı bir kız.

" Star." Narcissa Malfoy'un kişisel sınırlar hakkında hiçbir fikri yok. Bana sormadan sıkıca sarılıyor. Hiç yoktan iyidir.

" Kendine dikkat et. Biz Slytherin olacağına eminiz ama olurda Ravenclaw olursan da merak etme Draco sana destek olur."

Ya Slytherin ya Ravenclaw. Kaşlarımı kaldırıyorum. " Ya Hufflepuff olursam."

Lucius Malfoy bana önce ters bir bakış atıyor ardından çok komik bir şaka yapmışım gibi gülüyor. Narcissa Malfoy ise sadece gülümseyip geri çekiliyor. Anlaşıldı Hufflepuff olursam bu kafaran kontak aileyi de kaybedeceğim demek.

" Bize yazmayı unutmayın."

Draco sonunda bu vedalaşmayı bırakıp trene bindi. Peşinden hızlıca trene biniyorum, bu kadar vedalaşma fazlası ile yetiyor.

" Eşyalarımızı almamız gerekmiyor muydu?"

" Ewa çoktan yerleştirdi."

" Vay acilen bir ev cini edinmeliyim."

Nereye gittiğinden emin gibi etrafına bakmadan yürüyor. Onun peşinden bir vagona giriyorum. Vagonun içi beklediğim gibi boş değil. Geri çıkmak üzereyken Draco girip rahat şekilde oturuyor.

" Bu Star." diyor beni göstererek. " Star Black." Sesinde bir gurur olması tuhaf hissettiriyor.

Kısa siyah saçları olan bir kız şaşkınlıkla bana bakıyor. " Pansy Parkinson. Memnun oldum."

Star of DracoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin