6.

176 17 18
                                    

Miles Dainty kendi gözlerimle görene kadar öyle büyütüyorum ki - Pansy'nin şişirmeleri sağolsun - olağan üstü birini beklemeye başlıyorum. Öyle ki artık kimsenin Miles olamayacağını düşünüyorum. Ta ki ben neredeyse bir buçuk baş uzun, benim gibi kömür karası saçlara sahip, koyu tenli , benim tamamen aksime, ve kahverengi gözlü, yeşil gözlerimle alakası olmayan, birini görünce gerçekten hayal kırıklığı yaşıyorum.

Miles bana sıradan bir birinci sınıfmışım gibi takılıyor. " Anlat bakalım şimdi çaylak evimizi nasıl buldun?"

Sorusunu görmezden geliyorum çünkü karşımda gerçekten ailem olan bir insan oturuyor olabilir. " Ben Star Black." diyorum düşünmeden. Tanrım lütfen gerçekten kuzenim olsun, lütfen kim olduğumu bilsin.

Gözleri bunu dememi beklemiyormuş gibi şaşkınlıkla açılıyor. " Vay anasını Star... Gwen halamın kızı. Biliyor musun bilmiyorum hatta biraz tuhaf olabilir fakat biz kuzeniz."

İşte budur! Sarılmanın ne kadar tuhaf olacağını bildiğim için sadece şaşırmış gibi bakıyorum. " Pansy bir şeyler demişti ama gerçek olduğuna inanmamıştım. Yani annemin bir kardeşi olduğunu bile bilmiyordum. "

Beni kolumdan çekip yanına oturtuyor. Pansy de bunu fırsat bilip davet beklemeden yanıma oturuyor.

" Ah Star... Babam senin bu sene başlaman gerektiğinden bahsetmişti ama aklımdan uçup gitmiş. Bunca senedir neler yapıyorsun? "

Tanımadığım kuzenime hayat hikayemi anlatmaya pek hevesli değilim ancak özet geçiyorum. " Ailem beni bir muggle ailesine on bir yaşıma kadar bakması için bırakmış. Madem annemin bir kardeşi vardı beni neden size bırakmadı?" Bir dayım olduğunu öğrendiğimden beri aklımı kurcalayan bir soru bu.

" Annen ve baban... Olayların ne kadarından haberin var bilmiyorum ancak onlar kötü tarafa hizmet ederken öldüler. Babamda Dainty olmasına rağmen bir muggle ile evlendiği için aileden atılmıştı. Eh ortalık epey karışıkmış. Annen en güvende olacağın yolun bu olacağını düşünmüş demek ki."

Hayatımın bütün dramını böyle kolay geçiştirmesi feci canımı sıkıyor. Bir anda ayağa kalkıyorum. " Tanıştığımıza memnun oldum Miles ama gitmem gereken bir iksir dersi var. Söylenenlere göre Snape biraz... zor bir adammış ilk günden geç kalmak istemem."

Pansy'i de zorla kaldırıp iksir sınıfına yürümeye başlıyoruz. " Sence benden hoşlandı mı?"

Belli ki yaşadığım zorluklar kimsenin umrunda değil. Omuzlarımı silkiyorum. " Orada olduğundan bile haber yoktu muhtemelen."

" Çok kabasın Star."

Asıl kabanın kendisi olduğunu söylemeyi istesemde çenemi tutmayı başarıyorum. Birinci ve ikinci sınıfların ortak ders alacak olması iyi mi kötü mü emin değilim. Draco ile aynı zamanda gireceğiz ki bu harika ama ayrıca onun kaba arkadaşı Zabini ve Pansy ile de aynı anda ders demek.

Ashley'nin çoktan oturduğunu görünce sevinçle yanına geçiyorum. " Miles ile tanıştım ve hoşlanmadım."

" Bu harika. Demek ki gerçekten kuzen olabileceksiniz."

Ona sadece dudaklarımı büzüyorum. Severus Snape içeri bir rüzgarla giriyor. Kendini bile tanıtmadan doğrudan derse başlıyor. " Sayfa 32. Aynı sınıf düzeyinden iki kişi yan yana oturmasın. Başlamak için otuz saniyeniz var."

Üzüntüyle Ashley'e bakıyorum. O ise çoktan ikinci sınıflara bakmaya başlamış. Draco'nun yanının boş olduğunu görünce beni ona doğru itiyor. " Git hadi Star."

Kitabımı alıp Draco'nun yanına oturunca birkaç kızın hayal kırıklığı ile başka yerlere oturduğunu görüyorum.

" Naber Draco?"

Star of DracoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin