Merhabalar.Paramparça Zümrüt artık yayında. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
"Aşk öyle bir histir ki, nereden geldiğini bilemediğimiz gibi, günün birinde nereye kaçıp gittiğini de bilemeyiz."
-Sabahattin Ali
İstanbul'a uzun süredir kış hakimdi. Adımın Alev olması, içimin cayır cayır yanması ya da onunla benim yanmam bu şehrin umrunda değildi. Ben onsuz yansam da sönsem de bu şehre hep kış hakim olmuştu.
Ondan uzak kaldığım her an yanmaya mahkum gibiydim.
Benim adım da alev vardı, nasıl yanmayacaktım?
Beni unutmuş muydu? Benden gitmesini anlayabiliyordum. Gitmesi için bana sunduğu şey hak verdiğim bir durumdu. Ondan sadece beni unutmamasını istemiştim. Beni unutursa onu affetmeyeceğimi söylemiştim.
Söz vermişti.
"Alev," demişti bana. Çok sevdiğim sesini bile unutmamıştım. "Seni unuttuğum gün benim yandığım gündür." Bunu dediği andaki bakışlarını dün gibi hatırlıyordum. Kaç sene geçmişti? İki? Üç?
Yeşil gözlerine bakmadığım dokuzuncu yıldı. Dokuz yılda beni unutmuş olabilir miydi?
Çıksa yanıma gelse, bana yine Alev dese, gözlerime uzun uzun baksa belki içimdeki yangın sönerdi ama benim de ona verdiğim bir söz vardı.
Her şeyi halledene kadar, yeniden hayata dönene kadar karşısına çıkmayacaktım. Gözlerine bakmayacak, yeniden adımı seslenmesini istemeyecektim. Kafasını karıştırmayacaktım. Söz vermiştim.
Attığım her bir adımda yangınıma daha çok yaklaştım. Şimdi değilse ne zaman? Diyen kalbimi bu sefer dinlemeyi seçtim. Arkası bana dönüktü ve İstanbul'u izliyordu. Ben ise onu izlemekten hiç bıkmazdım.
Bir adım daha attığımda yangınım başladı. Kalbimden oluk oluk kan akarken etrafımı ateşler sardı.
"Alev?" diye mırıldanıp bana döndü. Gözlerini gördüğümde öleceğim sandım. "Neredeydin sen?" Diye sordu.
"Meriç-"
Başını iki yana salladı. "Neredeydin Alev? Ben kül olmuşken sen benden uzakta nerede yandın?" Elimi ona uzattım. Onun bana yaptığı gibi bu sefer ben ona dokunmak istedim. Yüzüne dokunmak üzereyken uyandım.
Yatağım buz gibiydi, İstanbul buz gibiydi. O yoktu ama yangını kalbimin orta yerindeydi. Ellerimi kızıl saçlarımın arasına daldırdım. Kızıl saçlarımı severdi.
Ayağa kalktım ve masanın üzerinde duran siyah boyayı aldım.
"Şimdi değilse ne zaman?" dedim kendi kendime. Boyayı saçıma sürdüğüm an aynada yansımamla göz göze geldim. "Bugün değilse ne zaman Alev? Kaç sene oldu?" Yutkundum.
"Dokuz sene oldu Alev. Dokuz sene."
•❅──────✧❅✦❅✧──────❅•
Bölüm sonu.
Paramparça Zümrüt'e de artık başlamış bulunuyoruz. Umarım güzel bir şekilde ilerleyebiliriz, bir sorun çıkmaz.
Bakalım burada neler yaşayacağız.
Takipte kalmayı unutmayın.
İG/ Aynurynar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARAMPARÇA ZÜMRÜT
Teen FictionPuslu Kalpler Serisi'nin ikinci kitabıdır. Önce Kırık Safir adı kitabımın okunması önemle rica olunur. "Alev?" diye mırıldanıp bana döndü. Gözlerini gördüğümde öleceğim sandım. "Neredeydin sen?" Diye sordu. "Meriç-" Başını iki yana salladı. "Nere...