(2) Geçmiş Kıyameti

20 5 35
                                    

Herkese yeni bölümden merhabalar.

Hız kesmeden devam ediyorum ama sizden de desteklerinizi bekliyorum. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Melike Şahin - Nasır

Onu bir annenin bebeğini koruduğu gibi her şeyden korumak isterdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Onu bir annenin bebeğini koruduğu gibi her şeyden korumak isterdim. Kendimden bile çok ona bir şey olmasını istemediğim ilk insandı benim için. Meriç Ataman benim kendimi aştığım tarafımdı.

Onun için gülümsüyordum. Onun için özgür yaşamaya çalışıyordum ve belki de onun için annemi sevmeye çabalıyordum.

Ve belki de ilk kez biri için yanmamayı deniyordum.

İstanbul'da yine kıştı. Üzerimde soğuğu epey hissettiren bir deri ceket vardı. İçimde bordo bir kazak ve altımda da siyah bir pantolon. Saçlarım kızıldı, onun sevdiği gibiydi.

Annemi zar zor para toplayıp bulduğum doktora getirmiştim. O bunu istemiyordu ama bana zarar vermesinden bıkmıştım. Doktor özel görüşeceklerini söylediklerinde kendimi kapı dışında bulmuştum.

Zaten uzunca bir süre kapı dışında kalmış gibiydim.

Hastane koridoru boştu ve artık soğuktan titriyordum. Cebimde bozuk para ve bir dal sigara vardı. Sigaranın yanına da en iyi kahve yakışırdı.

Koridorun sonunda gözüme kestirdiğim otomata doğru ilerledim. Her bir adımım sertti. Bakışlarımın da öyle olduğunu söylerlerdi. Bende içimden her seferinde beni böyle yapanın hayat olduğunu fısıldardım. Bunu sadece içimdeki Alev bilirdi.

Otomata gittiğimde bozuk paraları attım ve kahve düğmesine tıkladım. Uzunca bir süre ses gelmedi. Bardağa baktığımda boş olduğunu gördüm. "Ee?" Dedim kendi kendime. Hatta makinaya vurmuştum. "Gelsene lütfen." Kahve gelmedi. "Pardon?" Diye bir ses duydum.

Ses hemen arkamdan gelmişti ve bir erkek sesiydi. Sesin kendine ait hoş bir kalınlığı vardı. Arkamı döndüğümde yemyeşil gözleriyle bana bakan birini gördüm. "Otomat mı bozuk?" Gözlerine bakmaktan sorusunu bile son anda duymuştum. "Ne?" Dedim. Hızla kendimi toparlayıp, "Merhaba yardımsever çocuk," diye fısıldadım. "Evet otomat bozuk."

Ona böyle dememe şaşırmış olduğunu görebiliyordum. "Çocuk mu?" Diye fısıldadı. "Muhtemelen senden büyüğüm." Dedi. On dokuz yaşındaydım ve muhtemelen benden büyüktü.

Başını iki yana salladı. "Her neyse oradaki kağıdı okusan paran boşuna gitmezdi." Kafamı çevirdiğimde makinanın yanına asılı kağıdı okudum.

"Makine arızalıdır. Lütfen para atmayınız."

Elimle alnıma vurup kısıkça küfür ettim. "Meriç Ataman!" Dedi uzaktan biri ve yanımdaki çocuğu gördü. "Sizi bekliyoruz." Adının Meriç olduğunu öğrendiğim çocuk başını salladı.

PARAMPARÇA ZÜMRÜTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin