(3) Altın Kadeh

14 4 9
                                    

Yeni bölümden selamlar.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Sıla - Yan Benimle

Bazı insanları şans bir araya getirirdi, bazı insanları kader

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bazı insanları şans bir araya getirirdi, bazı insanları kader. Bazıları bir görüşte birbirini tanırdı bazıları ise bir süre yan yana kalınca birbirini anlardı.

Onunla beni acılarımız bir araya getirmişti ve biz bu yüzden aslında en başından beri tanışıyor gibiydik. Ben alevdim ve benim yangınım onu görünce başlamıştı. Meriç Ataman bir uçurumdu ve ben uçurum kenarında yürümeye bayılırdım. Bana sürekli dikkatli olmamı bağırırdı, düşeceğimden korktuğu için her daim bir adım gerimde olurdu.

Tanıdığım Meriç Ataman buydu ve ben o Meriç'i çok sevdiğim için bencil bir tavra bürünüp değişmemesini umuyordum. Umarım yıllar ona acımasız davranmamıştır diyerek bir sonraki nefesimi öyle alıyordum.

Benimkisi de bir umuttu. Asla peşini bırakmadığım acınası bir umuttu.

Yanımdan kaçıp gideli iki gün oluyordu ve iki gündür onu görmüyordum. Bu iki günde ona karşı yanlış bir şey mi yaptım düşüncesi içimi kemirip duruyordu. Ben yeniden o hastanedeydim ve yeniden yangın merdiveninde oturmuş sigaramı içiyordum.

Annem doktorun yanındaydı. Doktor bir haftanın sonunda benimle de konuşacağını belirtmişti. Annemin ona ne söylediği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Belki de sadece susmuştu.

Bana hep susardı. Ya susardı ya da bağırırdı. Ortası hiç yoktu.

Sigaramın ucundaki gri küle baktım. Düşmek üzereydi ve rüzgâra karışıp yok olacaktı. Arkamda biten adım sesini duydum. Sonradan burnuma keskin bir kahve kokusu geldi. Kahve kokusu yüzüme doğru yaklaşıyordu. Nefesimi tuttuğumda gözümün önünde kağıt bir bardak gördüm.

Kafamı kaldırdığımda Meriç elinde bardağı tutuyordu. Gözlerimden şaşırdığım çok belliydi, bunu söylemesine gerek bile yoktu. Sadece sigaramın külü değil, komple sigaram elimden düştü ve merdiven boşluğundan aşağı yuvarlandı.

Ben hala Meriç'e bakarken o yangın merdiveninde yanıma oturdu ve kahve bardağını yine bana uzattı. "Otomat hala bozuk sakın para atma. Ben aşağıdaki kantinden aldım." Kahve bardağını ondan aldım ve gülümsemeden edemedim. "Bu ne için peki?" Kendisine de bir bardak almıştı ve soruma yanıt vermeden kendi kahvesinden bir yudum aldı.

"Geçen gün öyle kaçıp gittiğim için bir özür. Küçük bir çocuk gibi davrandım, özür dilerim." Gülümsemem silinmeden sıcak kahvemi içtim. Kahverengi rujum karton bardakta iz bırakırken onun bakışlarını da ruj izine bakarken yakaladım. Bunu umursamayarak, "Ben bilmiyorum ama yanlış bir şey mi dedim? Eğer öyleyse asıl ben özür dilerim."

Başını silikçe iki yana salladı. Bakışları kendi bardağına takılı kaldı. "Annem vefat etti Alev." Diye fısıldadığı an taş kesildim. Bazen annem o kadar kırardı ki beni, o kadar paramparça yapardı ki öldüğü senaryolar kafamın içinde dönerdi. Ölmesini istediğimden değildi sadece o senaryolar nasıl olurdu diye düşünürdüm. Sonra bir çıkış yolu bulamazdım.

PARAMPARÇA ZÜMRÜTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin