Uyarı: Bu bölüm fazlaca homofobi, "i" ile başlayan hakaret, fazlasıyla intihar düşüncesi ve intihar planlaması içeriyor.
İyi okumalar.
Gece geç saatte tatilden geri Akaashi'nin evine döndüklerinde kimseyi şaşırtmayarak Kuroo kapının önünde oturuyordu. Akaashi ve Bokuto'nun, hatta daha çok Bokuto'nun çünkü Bokuto her zamanki gibi Bokuto'ydu, yaklaştığını duyunca ayağa kalktı. Sallana sallana onlara doğru bir adım attı ama sonra sanki yaptığı şeylerin uygun olup olmadığından emin değilmiş gibi duraksadı ve ellerini ceplerine soktu. Sanki hırsızmış veya sanki hep birlikte bunu konuştukları halde Bokuto onu erkek arkadaşını öptüğü için azarlayacakmış gibi gözüküyordu.
Bokuto uzanıp Akaashi'nin elini tuttu ve Kuroo'dan birkaç adım uzakta durdular. Akaashi olduğu yerden Kuroo'nun gerildiğini ve köpek görmüş kedi gibi sırtını kabarttığını görebiliyordu. Kuroo'nun bir kedi ve Bokuto'nun köpek gezdirmeyi seven enerjik bir köpek olduğunu düşünürsek mantıklıydı.
"Hey, kanka." Bokuto hafifçe el salladı.
"Heyyy." Kuroo hafifçe gülümsedi, Bokuto'yla zar zor göz teması kuruyordu ve Akaashi'nin bakışlarından tamamen kaçınıyordu.
Bokuto elini sıktı ve Akaashi'ye döndü, sırıtmamak için kendisini zor tutuyordu. "Bırakayım da konuşun." Kuroo'ya dönüp ona kocaman sarılmadan önce Akaashi'yi hızlıca dudaklarından öptü.
Kuroo ona geri sarıldı ve yüzünü Bokuto'nun boynuna gömdü. Akaashi'nin anlayamadığı bir şeyler fısıldaştılar. Ayrıldıklarında Bokuto sertçe Kuroo'nun sırtını patpatladı.
"Yarın konuşuruz, kanka!"
"Teşekkürler, kanka!" Bokuto'nun gitmesini izlerken Kuroo'nun yüzünde nazik bir gülümseme vardı.
Bokuto gitmeden önce Akaashi'nin dudaklarını son defa öptü. "İyi geceler. Sana da yarın mesaj atarım." Olabildiğince sessiz bir şekilde merdivenlere doğru gitmeden önce Akaashi'ye göz kırptı.
Akaashi, sarılmalarından beri daha rahat gözüken ama hâlâ gözlerine bakamayan Kuroo'ya döndü.
O. Fikrini mi değiştirdi?
Bokuto'nun gittiği merdivenlere doğru bakarken Kuroo'nun yüzünde hâlâ yumuşak bir ifade vardı.
"İçeri girelim. Çay yapacağım." Akaashi cebinden anahtarlarını çıkardı ve kilidi açmak için kapıya doğru ilerledi.
Kuroo kendisiyle konuşulunca hafifçe olduğu yerde sıçradı. Elleri yine ceplerindeydi ve yüzünde birilerini gıcık edeceği zamanki sırıtış vardı.
"Ohoho? Beni kendi isteğinle evine mi alıyorsun? Keyfin yerinde olmalı."
Akaashi kilidi açtı ve yan dönüp ifadesiz bir yüzle Kuroo'ya baktı. "Yakın zamanda Koutarou'yu şu odaya özel kaplıcalardan birinde siktim, o yüzden baya rahatım."
Akaashi ifadesiz bir yüzle kapıyı açarken Kuroo tükürüğünde boğuldu. Nefesini toparlamaya çalışan Kuroo'ya döndü.
"Gördğn mü? İçecek bir şeye ihtiyacın var. İçeri gel."
Kuroo genzini temizledi ve çekingence içeri girdi. Akaashi o zaman Kuroo'nun titrediğini ve kızaran yanaklarını fark etti.
Bir süredir dışarda bizim gelmemizi beklemiş olmalı.
Kuroo ayakkabılarını çıkarırken Akaashi çantalarını yere bıraktı. Kuroo ayakkabılarını çıkarır çıkarmaz Akaashi ona yaklaştı ve onu duvara doğru itti. Dudaklarını Kuroo'nun dudaklarına bastırdı ve elini Kuroo'nun kulağından saçlarına çıkardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/281645778-288-k232509.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Sky and Guilt are the Only Feelings I Have Left
FanfictionBu hikaye tamamen oopsthisisqueertoo'ya aittir, ben sadece çevirisini yapıyorum. Akaashi her şeyin sonuna geldi. Hiçbir şey hissetmiyor. İnsanlığı çabucak parçalandı. Artık huzurlu ölümden başka bir şey istemiyor. Üniversitenin dördüncü yılında int...