"Hoş geldiniz Avengers ekibi "
Sesin geldiği yere baktıklarında Red Skulu beklemiyorlardı . Özellikle Steve.
"Seni yeniden görmek ne güzel Amerikanın Altın Çocuğu "
Steve bir şey diyemedi onun öldüğünü sanıyordu. Ekipte aralarında geçen bu garip diyolaga anlam veremiyordu. Bucky dışında .
"Tanıyormusun Steve?"
Sam'ın sorusuna Bucky cevaplamıştı.
"Bu o hydranın kurucusu. "
Sam anladığını belirttiğin de Steve konuşur.
" Senin öldüğünü sanıyordum"
Red Skul ,merdivenlerden yürümeye başladığında onlarında yürümesi için işaret yaptı ve konuşmaya devam etti.
"Ölmedim gördüğün gibi. O geçit beni buraya mahkum etti. Ve taşı alamadığım gibi sonsuza kadar taşın bekçisi olmakla sorumluyum . Biliyorsun ben kimseyi sevmem beslediğim tek duygu sana olan nefretimdir."
Bu açık sözlülük biraz aniydi. Aslında Steve şaşırmamıştı. Onun gibi birinin birini seveceğini düşünmüyordu ve dünyayı hükmetme planını bozarsa da kazanacağı tek şey nefretti. Aldırmadan yürümeye devam etti.
.
.
.Strange, Vision'nun yanına geldiğinde kenarda ki oturakta uyuyakalmış Wanda'yı görmüştü. Daha önce olsa yapmazdı ama şuan bile yaparken kendinden şüphe edeceği Bi hareket yaparak pelerinini wanda'nın üzerine örtmüştü.
Daha sonra kendini yenileyen vision'a bakmak için yanına gitmişti. 5 yıldır korunduğunu biliyordu ama yinede biranda ortaya çıkması garipti. Yavaş yavaş sanki eski kırmızı rengine kavusuyordu ve aklını kurcalayan şeyse zihin taşıydı.
O olmadan yaşayabilecek miydi?
Elini taşın geride bıraktığı boşlukta gezdirdi. Aklına gelen fikiri yüzbaşına söylemeye karar vermişti.
Belkide hâla götürmedikleri taşlardan zihin taşını kısa süre de olsa Vision'a takarlar ve sonrada geri çıkarabilirlerdi.
Böyle bişi olabilirse bu haber Wandayı mutlu edebilirdi. Çünkü heran çoklu evreni birbirine katacakmış gibi duruyordu .
.
.
.Thor gözlerine inanamıyordu. Patladığına bizzat şahit olduğu gemisi bildiğin sapasağlam duruyordu. Kendi kendine gülmüştü çünkü bu mümkün olamazdı. Gülmeye devam ederken görüşüde bulanıklaşıyordu.
Diğerleri onu bu haline bir şey diyememişti çünkü onlarda şaşkındılar. Nede olsa bundan 5 yıl önce buraya geldiklerinde her yerde ceset vardı.
Yavaş yavaş karşılarındaki devasa geminin kapıları onlar için açıldığında hızlıca iniş yaptılar. Açıkçası dostça karşılanacaklar mıydı onuda bilmiyorlardı.
Thor kendini gemiden attığında Carolda peşinden gitmişti. İlk defa onu bu kadar heyecanlı görüyordu ve açıkçası onu neyin heyecanlandırdığını merak etmişti.
Krallarını gören halk şaşırmıştı ve onların geldiğini gören Haimdall , dostunu selamlamış ve kralının önünde diz çökmüştü. Onunla beraber halkıda diz çöküp krallarına yeniden kavuşmanın verdiği mutlulukla selamlamıştı.
Thor ne yapacağını bilmiyordu.
"Sizi yeniden görmek ne güzel Kralımız"
En az Thor kadar şaşırmıştı diğerleri de.Artık adamın tanrı olduğundan şüpheleri yoktu. Gerçi o güce ve kudrete başka kim sahip olabilirdi ki.
"Heimdall lütfen kesin şunu ve o, o nerede?"
Heimdall anlamıştı kimi sorduğunu. Dostunun ne kadar yaralandığını bir kez daha görmüştü.
"O sizi bekliyor efendim"
Çok güzel bir yerde kestim aferim bana. Heheheh.Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayınız.
(=^ェ^=)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Şans/ENDGAME
FanficTony, Natasha ve Loki . Ölümlerini kabullenemeyen ben ve kurgum.