18-

879 36 4
                                    

İki hafta olmuştu. Mina'nın Deniz'in evinden kalmasının, öpüşmelerinin ve flört olma kararı vermelerinin üstünden iki hafta geçmişti. İki hafta içersinde bazen okuldan eve yürüyerek, bazen otobüsle giderek ama birlikte vakit geçirerek günleri geçiyordu. Bazı günler okul çıkışında buluşuyorlar, haftasonlarını da beraber geçiriyorlardı.

Önceki hafta cuma günü Deniz'in okulu sergi için komşu okula gitmişti. O gün arkadaşlarını da birbirleyle tanıştırmışlar çokça kaynaşmışlardı.

Deniz'in arkadaşı Rana, beğendiği çocuğun Batuhan olduğunu öğrenmiş; Nazlı da Deniz'in okulundan bir çocukla konuşmaya başlamıştı. Cuma gününe kadar Serra ve Lina aralarındaki şeyi netleştirmemiş olsalar da konuşmaya devam ediyorlardı.

Sonraki cuma ise yine Deniz'in evine gidip birliktelik vakit geçirip, rutin haline gelmiş olarak dizi izlemişlerdi.

Cumartesi günüydü. Mina evde sıkılıp Deniz'i aradı. İşi olduğunu söyleyerek konuşmasına müsade etmeden telefonu kapattı. Mina, bu tavrına anlam verememiş olsa da fazla üstünde durmadan arkadaşlarına mesaj atıp dışarı çıkmayı teklif etti. Bir süre konuşup gidecekleri yere ve zamana karar verip hazırlanmaya başladı. Çok uğraşmadan önüne gelen birkaç parça eşyayı giyerek dışarı çıktı. Buluşma yerine geldiğinde Nazlı'nın coktan gelmis olduğunu gördü.

"İçeri girip mi beklesek onları?" dedi Mina.

"Olur."

Boş bir masa bulup oturdular, cok geçmeden Lina da geldi. Onlar siparişlerini verip yemeye başladıklarında da Serra girdi içeriye.

"Beklettim mi?"

"Yo ne beklemesi, tam saatinde gelmişsin." dedi alayla Nazlı

"Tamam kusura bakmayın. Olur öyle şeyler arada."

"Tamam tamam." dedi Lina, Serra'ya gülümseyerek.

Saatin geç olduğunu düşündüklerinde dışarı çıktılar. Evlerine gitmek için dağıldıklarında yürürken yol kenarına oturup ağlayan bir kız gördü.

Do you get deja Vu? Ne diyom ben biri ağlıyor lan. Oha o şey mi, De- Deniz?!

"Deniiz?!" diye seslendi yerde oturan kıza.

Kafasını hafifçe yana çevirdiğinde üzerine hızla yürüyen Mina'yı gördü.

Hızla yanaklarındaki yaşları silip sahte gülümsemesini oldukça gerçekçi bir şekilde sundu sevdiği kıza.

"Deniz, iyi misin?"

"Neden olmayayım ki?" dedi gülerek.

"Dürüst olur musun?"

Deniz'in tekrar gözleri doldu.

"Psikiyatristimden dönüyorum." diyerek gülümsedi burukça.

"Bilmiyordum."

"Daha önceden bahsetmemiştim, normal bilmemen."

"Bana anlatmak ister misin?"

"Nasıl anlatılır ki böyle konular? Babam bana defol diye bağırıp beni görmezden geldiğinde gittim ilk kez. Boşanmanın çocuk üzerindeki etkisi gibi bir şey dedi annem ve götürdü beni oraya."

Mina, Deniz'in yanına oturdu. Elini tutarak onu sakinleştirmeye çalıştı.

"Özür dilerim ben şimdiye kadar sana söylemedim." diye devam etti.

"Sorun değil hala anlatmak istemiyorsan anlatmayabilirsin."

"Hayır, anlatmak istiyorum. Kendime daha fazlasını yapmaktan korkuyorum." cümlelerini kesik kesik söylüyordu, ellerinin titremesini durdurmak için elini tuttu Mina.

Roads On My Leg | gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin