BÖLÜM 3

149 12 20
                                    

Error'un bakış açısı:

Bu aptal beni o portala ittikten sonra hiç bir şeyin normal olmayacağını anlamıştım zaten. Bir kere düzgün bir şey yapsa şaşarım. Şimdi ise ne yapacağımı bilmediğimden şatoya doğru ilerliyorum. Şuradan çıktığım anda Ink'e bedelini ödeteceğim. Düştüğüm duruma bak!

Neredeyse geldik sayılır. Uzaktan görüldüğü gibi değilmiş. Ayrıntılı süslemeleri olan bir şato. Ayrıca kocaman. İçeride yaşayanların soylu kişiler olduğuna şüphe yok.
Aslında güzel bir şato. Ama beğendiğimi fark ettirmemeye çalışıyorum.

"Ne düşünüyorsun?" ink sordu.

"Ne olabilir? Ezeli düşmanım ile beraber ne kadar güzel bir yürüyüş diye düşünüyorum. Burada mahsur kalmışız gibi değil."

"Bence o kadar da kötü değil."

"Sence."

Şatoya vardık. Bizi yerden yaklaşık 6 metre yükseklikte bir sur karşıladı. Surun kapısında ise 2 koruma. Tabi her nedense biz kapıya doğru yürürken yolumuzu kesmediler. Kapıyı açtılar ve içeri girdik. Şimdi şatonun bahçesindeydik.

Muhtemelen buranın lordu olduğumdan böyle karşılandım. Her geleni içeri almadıklarını düşünüyorum. Farklı birisi olduğumu anlamasalar güzel olur.

Bahçe dekore edilmiş. Ormanda olduğu gibi taştan yollar var. Çam ağaçları bulunuyor. Çay içmelik güzel bir köşesi var. İlgimi çekmediğini söylesem yalan söylemiş olurum. Bir gün şuracıkta bir piknik yapmak isterim. Aman Tanrım! Düşündüğüm şeylere bak. Bu ben miyim?

"Tam olarak nereye gidiyoruz?" diye mırıldandı Ink.

"Sanırsam şatonun içine. Hizmetçinin orada beklediğini düşünüyorum." diye söylendim.

Aramızda yine bir sessizlik oldu. Kendisini suçlu hissetsin istiyorum. Burada kalmamız onun suçu! Kim bilir daha neler olacak?

Şatonun da önünde 2 koruma vardı. Yalnız bunlar tanıdık kişiler. Birisi Dust bir diğeri ise Horror. En azından onları gördüğüme biraz sevindim. Her ne kadar benim tanıdıklarım olmasa bile anımsatıyorlar.

Kapıyı açtılar. Sonra bize selam verdiler. İçeri girdik. Tam beklediğim gibi hizmetçi kız orada bekliyordu. Yanında ise, Nightmare? Konuşuyor gibi duruyorlar. Sonra beni fark edince durdular. Bana doğru ilerleyerekten Nightmare konuştu:

-Lord Error, söz ettiğiniz baloya sadece 1 hafta kaldı. Hazırlıkların başlaması gerekiyor. Dekorlar, yiyecekler ve bunun gibi şeyler. Biraz bilgiye ihtiyacımız var.

Ne diyeceğimi bilemedim. Ne yapacağımı kesinlikle bilmiyorum. Ya da neyden bahsettiklerinden. Düşünüyor gibi yapıyorum ama kafam çok karışık. Eğer benim tanıdıkları Error olmadığımı bilseler muhtemelen bana böyle davranmazlar. Ne yapacaklarını tahmin edemiyorum bile. Ama lordları gibi davranmayacakları kesin.

"Bu konu hakkında biraz düşünmem gerekiyor. Hmm,"

Etrafa biraz bakındım, şatonun en az orman kadar kasvetli bir havası vardı. Karanlıktı ama sarı ışıklandırma ile biraz aydınlatılmaya çalışılmış. Bu aklıma bir kaç fikir getirdi.

"Süslemeler sarı olacak, her zamanki ışıklandırma bulunsun ve yiyecekler ise daha çok tatlı ağırlıklı olsun. Başka soru?"

"Konukları ne zaman davet edelim?" diye sordu hizmetçi kadın.

"Balodan 3 gün önce."

"Pekala, hazırlıklara başlıyoruz. Yiyeceklerin bozulmaması için yiyecekler son 1 gün kala hazırlanacak, uygun mudur?"

BALO ETKİNLİĞİ - ErrorinkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin