BÖLÜM 7

115 8 48
                                    

Error'un bakış açısı:

Öğlen olduğunda Ink'le beraber restorana gideceğim aklıma geldi. Ayağa kalktım ve kendime çekidüzen verdim. Üzerimdeki kıyafet zaten gayet uygundu. Bu yüzden değiştirme ihtiyacı duymadım.

Kapıyı açtım ve koridora çıktım. Acaba Ink şu an neredeydi? Odasındadır muhtemelen.

Fazla uzak olmadığından kısa sürede Ink'in odasına vardım. Kapıyı çaldım ve beklemeye başladım. Bir süre sonra Ink kapıyı açtı. O da hala sabahki elbisesiyleydi.

"İçeri gel istersen öyle kapıda durma."

Ink bunu söyleyince düşüncelerimden biraz uzaklaştım. Odasındaki koltuğa geçtim. O da benim yanıma geldi.

"Aslında, biliyorsun restorana gidecektik. O yüzden seni çağırmaya geldim." dedim.

"Gidecek miydik? Unutmuş olmalıyım. Ben hazırım o zaman, bir şey almama gerek var mı?"

"Kendini unutma yeterli Ink."

"Şimdi komik olduğunu mu sanıyorsun?"

"Hayır ben hala Error'um."

"Çok garipsin."

"İltifat olaraksa üstüme alınırım."

"Bu ne tür bir iltifat olabilir?"

"Bilemem, söylediğin her söz çok güzel. Güzel olan güzel konuşurmuş derler."

Ink'in yüzü yeniden gökkuşağına benzedi. Utanmıştı belli ki. Neden acaba? Bir flört için bu hale geliyorsa başka bir şeyde ne hale gelir merak ediyorum doğrusu.

"Error! Kötü Error! Neden sürekli flört ediyorsun?"

"Tipin komik."

"Çok komik ya. Burada bir tek sen gülüyorsun!"

"Çünkü burada benden başka kimse yok."

"Gidiyor muyuz, gitmiyor muyuz?"

Ayağa kalktım.
"Arabaya ilk varan kazansın!"
Bunu dediğim anda koşmaya başladım. Ink'in bunu anlaması biraz uzun sürdü. Farkına varınca o da peşimden koşmaya başladı.
Koridorda koşuyorduk. Ink'in bağırdığını duydum.

"Hile yaptın!"

Daha hızlı koşmaya başladım. Umarım etraftaki hizmetçiler fazla aldırmaz.

Şatonun garajına gittim. Baya yorulmuştum. Ink'te hemen ardımdan geldi. Nefes nefese kalmıştı. Ellerini dizlerine koymuş kendine gelmeye çalışıyordu.

"Atla arabaya!" diye seslendim.

Bana bir saniyeliğine baktı. Daha sonra arabaya bindi. Bende sürücü koltuğuna geçtim. Yolculuk boyunca konuşmadık.

Restorana geldik. Lüks bir restoran seçmiştim. Sonuçta o kadar zengin takılıyorum yemek yediğim yerinde iyi olması gerekiyor.

Kendimize bir masa seçtik. Ne gibi yiyeceklerin bulunduğundan emin olmadığım için menü kağıdına baktım.
Ink'de kendisi için bir yemek seçiyordu.

Öğle yemeği için fazla ağır olmayan bir porsiyon seçtik. Garsona siparişlerimizi ilettik ve beklemeye başladık.

"Hey Ink, sana sormak istediğim bir şey var."

"Sorma."

Bu cevabı beklemiyordum. Kaşlarımı çataraktan ona baktım.

"Ne demek sorma?"

"Hile yaptın."

Ya sen ciddi olamazsın. OLAMAZSIN. Hala bu konuda mı? Ayrıca "HİLE" yapmadım. Bunun için şimdi bana trip mi atıyor?

BALO ETKİNLİĞİ - ErrorinkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin