Birinci Bölüm

17 3 43
                                    


Selam sevgili okurum. Bu benim ilk hikayem
umarım seversin iyi okumalar 👋🏻💜

10 Ekim 2011
İşte yine oradaydık. Uçurumun kenarında. Burayı bana Doğuş öğretmişti. Her gün gelir boşluğa bağırırdık. Negatiflerimizden arınırdık önce sonraysa ağacın altında oturup huzur bulurduk. Annemler çok kızdığından artık eskisi kadar sık gelemiyordum. Ne Doğuşla arkadaşlığımı destekliyorlardı ne de uçurumun kenarındaki bu tehlikeli aktivitemizi. Doğuş her gün gelip beni beklese de ben sadece bazı günler ona eşlik edebiliyordum. Bugünse benim doğum günümdü. Evden markete çıkıyorum diye çıksam da aslında bütün ailem farkındaydı ve bu bizim burdaki son günümüzdü.

18 Eylül 2023
Sonunda her şeyime karışan aile bireylerim olmadan o istediğim hayatı yaşama zamanım gelmişti. Resmen rüya gibi geliyordu her şey. Tekrar İzmirdeydim. İzmire olan aşkım kelimelerle tarif edilcek türden değildi hayır. Benim ait olduğum yer kesinlikle burasıydı. Bir yandan elimdeki valizi çekerken bir yandan da telefonumdan konumu bulmaya çalışıyordum. Üzücüydü ama unutmuştum buraları. Çocukluğumun mahalleleri artık yabancıydı bana.

Birden bağırışlar duymamla gözümü telefon ekranından alıp bağrışların geldiği yöne doğru doğrulttum. Bağıran bir kızdı ve bağrışlarının eşliğinde ağlıyordu da. Karşısındaysa kendini atmak üzere duran sarışın bir genç vardı. Duyduklarım kadarıyla sevgili olduklarını çıkardığım bu ikili dramatik bir film sahnesi çekiyordu sanki. İnsanlarsa çocuğa yargılayan gözlerle bakıp yürümelerine devam ediyorlardı. Çocuğun ne yaşadığını bilmeden. Hiçbir şey bilmeden sadece yargılıyorlardı işte.
Yanlarına gitmek istesem de ben ne yapabilirdim ki. Kız arkadaşını bile dinlemeyen biri bir yabancıyı mı dinleyecekti.

O yüzden yürümeme devam ettim ve uzun uğraşlar sonucu evi bulmayı başardım. Burası çocukluğumun eviydi. Geri dönmüştüm ama yalnız başıma dönmüştüm. Burda bıraktıklarım artık burda değillerdi. Etrafa bakındım her yerde Doğuşla bir anımız vardı. Şuan nerede olduğunu bilmiyordum ama muhtemelen dünyada bir yerlerde benden nefret ediyordu.

Yutkunarak evime girişimi yaptım. Eve girip duşumu aldım ve giyindikten sonra evden çıktım. İlk yapmak istediğim küçükken evimden çok vakit geçirdiğim yere gitmekti. Evimize beş dakika yürüme mesafesindeydi ama sanki bu dünyadan değildi orası. Gittiğim zaman huzur dolardı içim. Belki de yerle alakalı değildi Doğuşla alakalıydı...

Evimden çıkıp hızlı adımlarla yürümeye başladım. Sanki beş dakikalık yolu bir dakikaya sığdırmak ister gibiydim. Vardığımda gözlerime inanamadım çünkü az önce intihar etmeye çalışan çocuk buradaydı. Kız yoktu. Tek başına oturmuştu ve gözleri kapalıydı. Sadece havayı içine çekiyordu. Sessizce gidip yanına oturdum.

"Az önce intihar etmeye çalışan biri için fazla sakin değil misin?"

Gözlerini açtı ve bana baktıktan sonra geri kapattı.

"Ne intiharı?"

O an utancımdan yerin dibine girecektim. Az önceki çocuk değil miydi yoksa ikizi falan mıydı? ben mi karıştırıyordum. Bu kadar benzerlik olabilir miydi?

"Karıştırdım sanırım boş ver." diyerek konuyu kapattım çünkü bu utanç bana yetmişti. Cevap vermeyince tekrardan ben lafa atıldım. "Ne yapıyorsun burda?"

LaviniaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin