İkinci ders için zil çalmıştı, kantinde dersi olan öğrenciler giderken biz hâlâ oturuyorduk, canım sıkılmaya başlamıştı. On, on beş (10,15) dakika sohbet ettikten sonra müdür yine gelmişti, tam konuşmaya başlayacak iken,
"Bay kim sizsiniz sanırsam."
Sesin geldiği tarafa baktığımda SABAH BURUN BURUNA GELDİĞİM DEHŞET-ÜL VAHŞET OLDUĞUNU GÖRDÜM. Hemen bizimkilere doğru döndüm ve bu size anlattığım çocuk manasında işaret yaptım.
İlk defa görenler ağzı açık bir şekide bakarken konuştum,
"Boşuna bakmayın tapusu bende."
Bunu dememle gülmeye başlamaları bir oldu, onlar gülerken ben yeniden arkama döndüm ve müdürün konuştuğu dehşet (inşallah adını öğrenicez) ve yanındaki bir kaç kişiyi izliyordum konuşmaları bittikten sonra müdür bizi işaret etmiş ardındam buraya doğru gelmeye başlamışlardı.
Geldiklerini gören bizim sınıf gülmeyi bırakmış gelmelerini bekliyorlardı.
"Çocuklar bunlar yeni ögretmenleriniz."
Onlara dönüp kendilerini tanıtmalarını söyledi ardından isimlerini yaşlarını ve branşlarını söylediler.
"Adım Heeseung matematik öğretmeniyim."
"Adım Sunghoon kimya öğretmeniyim."
"Adım Jungwon müzik öğretmeniyim."
"Adım Soobin beden öğretmeniyim"
"Minho biyoloji öğretmeniyim."
Konyalımın adı Minho'ymuş. BİDE BİZİM DERSLERE DE GİRECEKLERMİŞ. Hepsi branşlarında başarılı stajyerler ve 21 yaşında çıtırlarmış.
Müdür konyalı yarimi ve diğer öğretmenleri alıp kantinden çıktı.
"Jisung götünü mü veriyorsun ne yapıyorsan yap biyolojiyi hallet hem sen mutlu ol hem de biz."
"Demesi kolay yavşak kolaysa sen yap."
"Olur yapayım."
"HAYIR!"
Hepsi anlamsızca dönüp bana baktı.
"Yaniii hayır ben hallederim canlarım benim."
Diyip öpücük attım.
Bir on (10) dakika sonra zil çalacağı için yavaş yavaş sınıfa doğru adımlamaya başladık, başladılar.
"Jisung!"
"Efendim hocam."
"Odama gel işimiz var."
(Müdürün adi yok amk) Namjoon hoca'nın cümlesinden sonra bizimkiler bana dönüp ne oldu dermiş gibi baktılar, omuzlarımı kaldırıp bilmiyorum dedim ve hocanın odasına ilerlemeye başladım.
"Buyrun hocam bir sorun mu var?"
"Jisung biliyorsun ki ben minik papatyamla buluşacağım."
"Evet."
"Ayh dur ikimize bir kahve söyleyeyim ilk önce kuru kuru olmaz, ne istersin?"
"İce chocolate mocha ve cheesecake."
"Tamamdır."
Namjoon hoca numaraları tuşlayıp siparişi söyledikten sonra bana döndü.
"Nereye götüreceğim aşk paremi bilmiyorum."
"Bunun için benden yardım mı almak istiyorsunuz yani?"
"Evet."
"Bara götürün hocam ordan sonra dittiri dit."
Kurduğum cümleden sonra yanakları kırmızı olmaya başlamıştı, muhtemelen benimde öyleydi çünkü o kadar komik duruyordu ki gülmemek için götümü sıkıyordum.
"Jisung yavrum ne biçim konuşuyorsun senden yardım isteyende kabahat."
"Peki, başka bir yer düşüneyim... BULDUM"
Bağırmamla oturduğu yerden sıçraması bir olmuştu, heyecanlı bakışlarla benim ağzımdan çıkacak cümleyi bekliyordu.
"Hocam sahilde bir yer ayarlatın isterseniz biz ayarlayıp konum atalım size."
"Çok güzel olur valla jisungçum."
"Tamam bizimkile-"
Kapının tıklaması ile sözüm bölünmüştü.
"Gel"
Kapı açıldığında bir de ne göreyim benim dehşet-ül vahşet Minho'mmuş.
"Hocam rahatsız etmiyorumdur umarım."
Yok canım ne rahatsız etmesi geldin gözümüz gönlümüz açıldı.
"Yok Minho hocam etmiyorsunuz bir sorun mu vardı?"
"Evet küçük bir sorun var."
"Nedir?"
"Hocam isterseniz ben çıkayım siz konuşun."
Cümlemin ardından kızıl yarim bana dönüp,
"Çıkmana gerek yok eee şey"
"Jisung"
"Heh Jisung, önemli bir şey değil."
ADIMI ONUN AĞZINDAN DUYMAK MÜKEMMEL BİR ŞEY
Neredeyse bayılacaktım ama olgunca davrandım (zorundaydım)
Kafamla onayladıktan sonra konuşmaya devam etti,
"Biliyorsunuz ki okulu diğer arkadaşlarımla gezemedim gelemediğim için ondan dolayı tam olarak bilmiyorum."
"Tamam ben anladım uzun teneffüste Jisung seni gezdirsin"
HOCAM SİZİN ALLAH'INIZA KURBAN OLURUM BEN.
"Senin için sorun olur mu Jisung?"
"Yok hocam ne sorunu aşk- yani Minho hocayı gezdirmenin ne gibi bir sorunu olabilir."
"Tamam o zaman teşekkürler."
Kızıl vahşetim odadan çıkmıştı.
"Kız Jisung sen buna abayı yaktın herhalde."
"Y-yok hocam ne alaka."
"Bilmem öyle gördüm."
"Yok hocam öyle bir şey olsa ilk size söylerim."
"Bak ben sana güvenip anlatıyorum anlatmazsan darılırım."
"Emin olun hocam anlatacağıma."
"Ay yiyecekler de geldi, ye de siktir git sıkıldım senden."
"Hocam ayıp oluyo."
"Ozr dilrm."
"Bir daha olmasın."
"tmm"
Tatlımı yiyip kahvemi içtikten sonra hocaya teşekkür edip odadan çıktım."
Sınıfa doğru adımlamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dehşet-ül Vahşet -Minsung
FanfictionArkamı dönmemle dehşet-ül vahşet biriyle göz göze geldim.