Gripin - Nasılım Biliyor Musun?
Saatlerdir kapıdan birinin çıkıp evet ikisi de iyi çok şükür demesini bekliyordum.
Onca bağırmadan sonra hastaneyi ayağa kaldırmıştım. Hemşireler de bana sakinleştirici iğne yapmıştı. Şimdi ise Efe'nin güvenli kolları içeris inde bekliyordum. Ege ve Güney hala gitmemişlerdi. Bekliyorlardı. Efe arada Ege ile konuşuyordu. Ama ne konuştukları gram umrumda değildi.
Benim umrumda olan Nehir ve Öykü'ydü.Kapı bir anda açıldı. Hemen ayaklandım. İçeriden bir tane doktor çıktı.
"Nehir Hanım'ın yakınları siz mısınız? "
"Evet arkadaşıyım ben."
"Kurşun derine saplanmış zor oldu ama çıkarabildik. Kolunu bir süre kullanamayabilir. Normal odaya alabiliriz ama uyanması biraz uzun sürebilir geçmiş olsun."
"Peki diğer hastanız Öykü?"
"O hastamızın durumu hala kritik. Bir şey söyleyemeceğim." Dedi ve gitti.
O anda kapı yeniden açıldı ve bir hemşire çıktı. "Acil B RH (+) kana ihtiyacımız var çok kan kaybediyor hasta."
"Bende var."
Gelen sese baktığımda bunu Ege demişti. Bu çocuk hala niye buradaydı?
Ege kan vermeye gidince benim içimdeki sıkıntı hala gitmemişti. Öykü kurtulacaktı inanıyordum. O bizi bırakıp gitmezdi.
Sonra ilk Nehir çıktı. Hemen yanına koştum. Hala baygındı. Normal odaya alacaklarını ama uyanınca girebileceğimizi söylediler. Ama Öykü'den hala bir haber yoktu.
Biraz sonra kızlar da geldi.
"Hala bir haber yok mu Öykü'den?"
"Kan ihtiyacı oldu verdiler.Nehir de uyanmadı zaten."
Ağlamaktan gözlerim acıyordu artık. Efe sarılınca daha çok ağlıyordum.
Bir süre sonra birinin bağırarak geldiğini gördüm.
"Öykü nerde! Hep sizin başınızın altından çıktı bunlar ona bir şey olursa yakarım burayı!"
Gelen Öykü'nün eski kocası Bedirhan'dı.
"Sen ne hadle buraya geliyorsun ya! Gitsene sevgilinin yanına." Aniden kalkıp Bedirhan'a saldırmaya başlamıştım. Herkes beni tutmaya çalışıyordu ama ben Öykü içerideyken hiçte sakin olamazdım.
Mennure ve Zeynep'te aynı şekil tepki verdiler ama en çok tepkiyi ben vermiştim sanırım.
Doktor çıkınca Bedirhan'ı boşverip Doktor'un yanına gittim.
"Öykü Hanım çok güçlüymüş cidden kurşunu çıkarttık normal odaya alınacak birazdan geçmiş olsun."
O anın verdiği rahatlamayı anlatamazdım. İkisi de kurtulmuştu ya benden mutlusu yoktu. Efe'ye sarıldım hemen "gördün mü kurtuldu kardeşlerim yaşıyor Efe beni bırakmadılar." Bu kez mutluluktan ağlıyordum.
"Demiştim ben sana Irmak demiştim iyi olacaklar diye."
"Sana hep güvendim ve şimdide güveniyorum ömrümün sonuna kadar da güveneceğim Efe."
"Irmak! Mennure! Nehir gözlerini açtı koşun."
Zeynep'in ani çıkışıyla hemen o tarafa doğru koştum. Kapıyı açıp içeri girdiğimde Nehir tavana doğru gözlerini dikmişti. Kolu alçıdaydı.
"Nehir iyi misin! Çok korkuttun bizi."
Gözlerini yavaşça bana çevirdi. "İyiyim ben Öykü Öykü de iyi değil mi? Ben vurulmadan önce o vurulmuştu. Onun yanına giderken ben kolumdan vuruldum zaten. Sonra o Güney denilen çocuk ateş etti o Ege'de aynı şekilde. Bir barmende silah olması beni şaşırttı ama sorgulayamıyorum. Öykü iyi değil mi onu söyle yalvarırım."