Bugün büyük gündü. Zeynep'in kınası vardı. Hepimiz çok heyecanlıydık. Sabahtan kalkmış kahvaltı edip kuaföre gelmiştik. Saçlarımızı yaptırıyorduk. Daha çok işimiz vardı.
"Ya keşke erkeklerde gelebilse." Dedi Öykü. Nehir ona bir ters bakış atarak konuştu.
"Ne erkeği ya? Gelecekler kınanın sonunda zaten iyice bağlandın şu Ege'ye he sen."
"Ya ne alaka? Hem ben Ege'ye bağlandıysam bağlandım yani. Sende Güney'e bağlandın ben ona bir şey diyor muyum?"
"Ne bağlanması ya sende oradaydın Öykü. Çocuğun dediğini görmedin mi ya!"
"Yani tamam şerefsiz olabilir ama yani sana erkek mi yok Nehircim yaa."
"Yok bana erkek falan istemiyorum sevmiyorum o dediğin şeyleri."
"Ay tamam ya bir şey demedim."
"Kızlar ben heyecandan ölücem yaa." Konuşan Zeynep'ti. Sabah kahvaltı bile güzel bir şekilde edememişti. Ona destek olmak amacı ile elimi elinin üstüne koydum. Dünya'nın en güzel gelini olacaktı bizim için.
"Ya bunlar güzel heyecanlar sonunda sevdiğin adama kavuşuyorsun bundan güzeli var mı?"
"Haklısın ama işte çok heyecanlıyım bende ne yapayım? Öyle heyecan basıyor birden bana."
Gülümsedim. "Güzel heyecanlar bunlar."
İşlerimiz sonunda bittiğinde kınanın yapılacak olduğu yere geçtik. Elbiselerimizi çoktan giyinmiştik.
Zeynep:
Öykü:
Irmak:
Nehir:
Mennure:
Yavaş yavaş misafirler geliyordu. Hepimizin ailesi zaten gelmişti. Annemler ayrı bir ittifak kurmuştu. Fısır fısır konuşuyorlardı. Bizde Zeynep'in heyecanını gidermek adına onunla konuşuyorduk.
"Ya çok güzel oldun ağlayacağım haa."
"Irmak dur sen ağlama ne ağlıyon Zeynep ağlayacak şimdi zaten." Dedi Öykü.
"Ya tamam ağlamıyoruum ben."
"O zaman bir fotoğrafımız olmasın mı?
Hepimiz gülümseyerek fotoğraf çekindik. Daha sonra salona girdik. Biz nedime görevini almıştık.
Saniyede şarkı değişiyordu. Bizde ortama ayak uydurmaya çalışıyorduk. Bir ara annem yanına çağırmış darısı başına demişti. Anneme Efe'den elbette bahsetmiştim. Zaten elimdeki yüzüğü görünce beni sorguya almıştı.
Sonunda beklenen an gelmişti. Kına yakılacaktı. Bizde elimize mumları alıp hazırlandık. Zeynep'i bir sandalyeye oturtup şarkının çalmasını bekledik.
"Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar
Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar"Bizde mumlarla etrafında dönmeye başladık. Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
"Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler.
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler."Arada bir Zeynep'in başındaki örtüyü kaldırıp ağlıyor mu diye kontrol ediyorduk.
"Annesinin bir tanesini hor görmesinler. Annesinin bir tanesini hor görmesinler."
En sonunda ağlatmayı başarmıştık. Ama annesi ordan Zeynep ordan ayrı ağlıyordu. Bir an olsun annemle kendimi hayal ettim öyle, kınamın olduğunu hayal etmiştim.