"Senin o varoş diyen ağzını yırtar bir yerine monte ederim delirtme beni ha." Nehir çoktan kızın saçlarına yapışmıştı.
"Bak zaten sinirliyim uzak dur bizden kızım çocuk sevmiyor seni."Mennure de Irmağın ardından Dileğe saldırmaya başlamıştı.
" Ne oluyor Irmak bu kız kim? "
Efe'ye baktım. O da bana bakıyordu. Gözlerimi üzerinden çektikten sonra
Öykü'ye baktım."Geçen gün Efe'nin nişanlanacağı kişi."
"Aa öyle mi. Demek Irmağı üzen sendin ha. Seni duvardan duvara çarpmazsam benim adımda Öykü değil."
Öykü'de kavgaya karışmıştı.
"Tamam durun yeter!" Demek ki Efe'de kıyamıyordu. Bana da kıyamıyordu değil mi?
"Sen gelsene buraya bi." Efe Dileği kolundan tutup dışarı çıkarmaya çalışıyordu. Araya girip durdurdum. "Kızın kolunu bırak Efe. Canı yanıyor baksana tamam yeter ne konuşacaksan canını acıtmadan konuş ben içerdeyim."
"Sen niye içerdesin ki? Aramızda gizli saklı yok unuttun mu? Gel benimle dinle her şeyi. Senden saklayacak bir şeyim yok Irmak. Her şeyim sensin ve ben her şeyimden hiç bir şey saklamak istemiyorum."
"Tamam geliyorum." Nehir'lere bakmadan yanında usul usul yürüdüm. Eminim üçü de çok sinirliydi. Hatta bir ara Zeynep'te saldıracaktı ama Kerem zor tutuyordu. Güvenli kolları arasına almıştı.
Dışarı çıktığımızda Efe yanıma gelip elimi tuttu. Dilek baştan aşağı bizi süzüyordu gözleriyle.
"Niye gelipte huzurumu bozuyorsun sen Dilek senin amacın ne?!"
"Sen bana söz verip ortada bırakamazsın Efe."
"Seni sevmiyorum ben Dilek. Baksana sevdiğim kadının yanında ne kadar mutlu olduğuma. Azıcık gururun varsa sende seni sevmeyen bir adamı bırakır yoluna bakarsın Dilek şimdi git söyle babana ne yaparsa yapsın vazgeçemeyeceğim. " Daha sonra doğrudan gözlerimin içine baktı."Irmak benim sevgilim ve ben onu canım pahasına seviyorum ve sevmeye de devam edeceğim bunu da iletirsen çok mutlu olurum."
Sonra eve gittik. Eve gittiğimizde çok sinirlilerdi.
"Ya bırakacaktın duvardan duvara çarpacaktım o kafasını."
"Öykü haklı o saçını süpürge etmek vardı şimdi."
Hemen araya girdim. "Sakın olun bir daha Dileğin adını duymak istemiyorum bu evde hepimiz yorulduk. Uyuyalım sabah hesabını kesicem Öykü."
"Of tamam ya."
Sonra Nehir ve Öykü eve geçip uyudu. Kerem'de kendi evine geçti.Mennure'de kendi evine geçti. Abim zaten acil işi dolayısıyla eve geri dönmüştü.
Zeynep'e de yatağını açtıktan sonra kendi odama kendi yatağıma gittim. Gözüme uyku girmiyor,Efe'nin bugün söylediklerini düşünüyordum. Cidden çok seviyordum Efe'yi. Ama ondan yıllar sonra bu kelimeleri duymak açıkcası beni şoka uğratmıştı. Beklemiyordum.
Sabah olduğunda bir şeyler hazırlayıp beraber kahvaltı etmiştik. Daha sonra kahve içerken Öykü'yü sorguya çekmiştim. Olan bitenleri duyunca gerçekten çok şaşırmıştım.
"Bir tane daha ırz düşmanı demek bir de adı Ege yani."
"Ya Nehir deme öyle ne ırz düşmanı aaaa."
"Haksız mıyım ama Zeynep Kerem'de öyle."
"Ya Nehir vazgeç şu ırz düşmanı demekten."
"Asıl seni konuşalım Mennure Emir'e karşı pek bir naziktin.