Canım o kadar çok yanıyordu ki. Acıdan hissizleşmiştim. Bedenime bir şey olmamıştı ama ruhumu kelepçelemişti. Madem başkasını seviyordu. Beni niye kullanmıştı. O kadar kalp ve gurur kırıcıydı ki bu. Beni kim çağırmıştı üstelik. Efe'de olabilirdi bu. Ondan her şeyi bekliyordum zaten.
Olduğum yerde çivili kalmıştım. Sanki biri beni buraya monte etmişti. Gözlerim tekrar o tarafa doğru baktığında Efe'nin gözlerininde beni bulduğunu gördüm. Gülümseyen ifadesi yavaş yavaş silindi ve sonra ayaklandı. O gelirken bende hemen çıkış noktasına doğru ilerlemeye başladım. Ne hissettiğim konusunda fikrim yoktu.Aniden bir elin beni kendine çektiğini hissettim. Elin sahibini kokusundan tanıdım. Kendimi çekmeye çalışsam da beni daha çok kendine çekti.
"Bırak beni istemiyorum seni bırak. " Kendimi kollarından kurtarmaya çalışırken gözlerimden yaşlar akıyordu. "Efe bırak canım acıyor bırak. "
Önce beni tutan elleri gevşedi daha sonra tamamen bıraktı. Yüzüne döndüğümde yüzündeki ifade tamamen silinmişti. O kıza güldüğün gibi bana da güler miydin Efe?
"Irmak bak açıklayabilirim , gerçekten bak. "
Derin bir nefes alarak göz yaşlarımı sildim. "Neyi açıklayacaksın o kadına nasıl güldüğünü mü, beni elinde oynatmanı mı? Ha neyi açıklayacaksın sen?"
"Her şey senin bildiğin gibi değ-"
"Öyle mi nasılmış benim bildiğim çok merak ettim doğrusu ya. Sen nişanlı bir adamsın Efe benimle görüşmen doğru olmaz git müstakbel karının yanına."
"Irmak birincisi ben nişanlanmadım. İkincisi anlatayım bir dinle ya. "
"Ne seni ne yalanlarını daha fazla dinleyip kendimi salak durumuna düşürmek istemiyorum Efe, sen yoluna ben yoluma. "
"Ir-" Daha fazla dinlememek için adımlarımı hızlandırdım. Arkamdan geldiğini biliyordum. Bu yüzden önüme ilk çıkan taksiye bindim.
Adresi verip arkama yaslandım. Kendi kendime düşünmeye başladım. Sen salaksın dedim kendi kendime lisedeyken de böyleydi bu, bir gün bir kızla öbür gün bir kızlaydı. Ne diye güvenmiştim ki. Böyle yapacağı en başından beri belli değil miydi? Ben aptaldım. Büyük aptaldım.
Öykü
Selin ile yaklaşık bir saattir Emre'nin odasında konuşuyorduk. Beni tam 8 aydır aldatıyormuş da ben son 1 ayını yakalamışım.
"E yani Emre bey kanıt bulduğuma göre artık hızlandırabilir miyiz?"
"Tabii halledeceğim ben. "
"Selincim Bedirhan yerine birini koymayı çok sever asla doymaz yani dikkat et sana da doyup bırakmasın karnındaki bebeğe güvenme yani."
"Ya sen ne diyosun kendini ne sanıyosun ya!? "
Bana saldırmak için gelirken Emre yanımıza geldi. "Bi sakın olun hanımlar bi sakin."
"Ben sakinim sen onu yanındaki gereksize söyle onu bence. Çünkü kaybeden ben değilim o. Ben hayatımı yaşayacağım." Selin'e döndüm gülerek "Yuva yıkanın yuvası olmazmış derler insan yaşattığını yaşar bu da sana ders olur umarım çocuğunu tek büyütmek zorunda kalmazsın. "
"Ya sen bizi kıskanıyorsun çocuk veremedin diye değil mi? Ama kıskanmaya devam et çünkü biz çok mutlu olacağız." Karnını okşayarak bana baktı. "Babası minik prensesine oyuncak evini şimdiden almış."
Kahkaha attım. "Hangi parayla almış? Sorar mısın lütfen. Çalmış mı mafyaya mı girmiş. Beklerim ondan."
Selim'in yüzü kızardı hemen rengi değişti. "Ne münasebet var parası ya!"